CHP ve MHP, iktidara farklı konularla yüklendi

CHP Bayburt İl Başkanı Cemal Konca, 24 Kasım Öğretmenler Gününde yaşananlara tepki gösterirken, MHP İl Başkanı Suat Karapınar’ın gündeminde ise Kurban Bayramı haftasında yaşanan olumsuzluklar vardı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kurbanlık hayvanın dışarıdan ithal edildiğine dikkat çeken Karapınar, Anadolu’nun şap hastalığına teslim edildiğini söyleyerek, “Türkiye’de hayvancılık iflas etmiştir” dedi. CHP ve MHP İl Başkanlıklarından yapılan açıklamalar şöyle:

CHP ve MHP, iktidara farklı konularla yüklendi

CHP Bayburt İl Başkanı Cemal Konca, 24 Kasım Öğretmenler Gününde yaşananlara tepki gösterirken, MHP İl Başkanı Suat Karapınar’ın gündeminde ise Kurban Bayramı haftasında yaşanan olumsuzluklar vardı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kurbanlık hayvanın dışarıdan ithal edildiğine dikkat çeken Karapınar, Anadolu’nun şap hastalığına teslim edildiğini söyleyerek, “Türkiye’de hayvancılık iflas etmiştir” dedi. CHP ve MHP İl Başkanlıklarından yapılan açıklamalar şöyle:

CHP İl Başkanı Cemal Konca: “İşte o gönderilemeyen mektup!”

“Ülkemiz, sevgili yavrularımız ve geleceğimiz için olduğu kadar, partimiz içinde çok değerli ve önemli olan öğretmenlerimizi selamlamak için sizlerle bir araya geldik.

24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu öğretmenlerimize özel olarak mektup yazdı ve bu mektupla sevgilerini, saygılarını iletmek istedi.

Bunun için CHP Meclis Grup Başkanvekilimiz Sayın Muharrem İnce Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu'dan öğretmenlerimizin isim listesini, görev yaptığı okullardaki adreslerini istedi.

Öğretmenlerimizin cep telefonlarına mesaj gönderen Sayın Bakan, öğretmenlerin okul adreslerini Ana muhalefet partisi Genel Başkanından esirgedi, vermedi.

Bu nedenle Sayın Genel Başkanımızın öğretmenlerimize göndermek için yazdığı mektubu 81 il'de, İl Başkanlıklarımızda düzenlediğimiz toplantılarla, sizlerle, kamuoyuyla paylaşıyoruz.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenlere yazdığı mektup şöyle;

Değerli Öğretmen Arkadaşım,

Kendinizi ve yaşamınızı, memleketimizin ufuklarına bilginin, gerçeğin, faziletin ışıklarını yaymakla görevli bir varlığa dönüştürmüş olan sizler, bizler için geleceğe dönük ümitlerin, güvenin, dahası geleceğin mimarlarıdır. O nedenle sizlerin bu büyük görevi yerine getirmede aşılamayacak engellerle karşılaşmamanızı sağlamak bizlerin temel görevidir.

Öğretmenlik elbette özveri ve sabır gerektiren meslektir. Bunun böyle olması öğretmenleri, daima kendisinden özveri beklenen kişiler olarak görmeyi haklı kılmaz. Böylesi bir anlayış, öğretmenlerin sorunlarına duyarsızlaşmayı, görmezlikten gelmeyi, olası çözümleri ertelemeyi de beraberinde getirecektir. Ne yazık ki ülkemizde uzun zamandır böylesi bir bakışın egemen olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz.

Türkiye'nin de altına imza koyduğu uluslar arası sözleşmeler gereği öğretmenlerin çalışma koşulları, "eğitimin en yüksek derecede etkililiğini sağlayacak nitelikte olmalı ve öğretmenlere, kendilerini tümüyle mesleksel uğraşlarına adama olanağı" verecek şekilde düzenlenmelidir. Sınıflarda öğrenci sayısı öğretmenin her bir öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenmesini sağlayacak biçimde olması zorunludur.

Cemal GoncaDeğerli Öğretmen Arkadaşım,

Uluslar arası sözleşmelere imza koyarak size verilmiş olan bu iki sözü ülkemizin yerine getirememiş olmasını üzüntüyle görmekteyim.

Yarın ki Türkiye'nin insanını yetiştirmeyi görev edinmiş insanların ekonomik açıdan sorunlar yaşaması, eğitim öğretim ortamında fiziki yetersizliklerle boğuşması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durumu ortadan kaldırmak, "kara göklerin yıldızları" olan sizlerin aydınlığının çocuklarımıza ulaşmasını sağlamak, bizim için asli bir görev olacaktır.

Eğitim-öğretim işinin temelinin öğretmen olduğunun tamamıyla farkındayız. Bu nedenle öğretmenliği, toplumda saygın bir meslek olmaktan çıkaran uygulamalara şiddetle karşıyız.

Eğitim, devletin asli hizmetlerinden biridir. Bu asli hizmeti yerine getirenler devlet memurlarına tanınan tüm güvencelere sahip olmalıdır.

AKP Hükümetleriyle hızla sayıları arttırılan sözleşmeli öğretmenliği tümüyle kaldırmak bizim için bundan dolayı acil görevlerdendir.

Öğretmenlerimize üniversitelerimizin eğitim fakülteleriyle yapacağımız işbirliği ile gerçek anlamda uzmanlık kariyeri yapmanın imkanını sağlayacağız.

Bugünkü uygulamalar devam ettikçe eğitimde başarı için temel koşullardan biri olan öğretmenin mesleğine adanmışlığını sağlayacak koşulların hazırlanması mümkün olmayacaktır.

Yasalar, yönetmelikler çıkarmak, ders programlarını değiştirmek, okul binalarının şeklini yapısını yenilemek, yeni tarzda binalar inşa etmek önemli olmakla birlikte eğitim sorunlarını çözmede bir yere kadar önemlidir. Asıl önemli olan eğitim sürecinin tümünü, işlevsel kılacak olan siz öğretmenlersiniz.

Siz nasılsanız eğitimimiz de öyledir.

Umutlarınızı yitirmiş, bulunduğunuz yerde huzurla, inançla görev yapamıyorsanız, yarınımızın sahibi olacak olan çocuklarımızın da geleceğe umutla bakabilmesini bekleyemeyiz.

Öğretmenlerin her yönden güven içinde çalışmasını sağlamak bizim için en önemli görevlerden biridir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, eğitim, bizim için her zaman ilk ve en önemli görevlerden olmuştur.

Bize göre bu ülkenin en önemli ve en büyük görevini üstlenen kişidir öğretmen.

Güçlü bir ulus ve devlet olmanın yolu nitelikli eğitimden, bu eğitime dayanan kültürden, yaşam biçiminden geçiyor.

Bunu yaratabilmek, var edebilmek günlük yaşamın sorunlarıyla boğuşmaktan kurtulabilmiş, görevi başında güvenle, huzurla çalışabilen, kendisini her daim yenileyebilen öğretmenle mümkündür.

Biz, her daim bu ortamı yaratmanın mücadelesini vereceğiz.

Biz, Atatürk'ün ve Cumhuriyetin öğretmenine inanıyor ve güveniyoruz.

Yarınlarımız için bunun gerekliliğine inanıyoruz.

Bu düşünce ve inançla " 24 Kasım Öğretmenler Günü"nüzü kutlar, bu özel ve anlamlı günün sizlere, diğer eğitim çalışanlarına, ulusumuza, hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım.”

MHP İl Başkanı Suat Karapınar: “Anadolumuz şap hastalığına teslim olmuştur. Türkiye’de hayvancılık iflas etti.”

“Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde ilk kez kurbanlık hayvan dışarıdan ithal edildi. Üstelik bir zamanlar koyun varlığıyla övündüğümüz “Buğdayla koyun gerisi oyun” dediğimiz Ülkemize ithal konusunda ilk açıklamayı, AKP hükümeti yapmıştır.

İthalat, kurbanlık ihtiyacını karşılamak için Balkan ülkelerinden yapıldı. İthalat hacminin 110 bin ve üzeri büyükbaş ve 20-30 bin ve üzeri küçükbaş olduğu bildirilmiştir. Bunun sonucu Bayburt’tan arabaları yükleyip büyük şehirlere Kurbanlık hayvan götüren vatandaşlarımız ticaretlerinde zarar etmişlerdir.

Suat KarapınarAnadolumuz şap hastalığına teslim olmuştur. Bu nedenle hayvan alım ve satımının yapıldığı pazarların kapatılması, Türkiye’de hayvancılığın durması anlamına geliyor. Türkiye’de hayvan hastalığının yaygın olmasının bir nedeni de kaçakçılık, kaçak hayvan girişi bir türlü engellenemiyor. Sadece Doğu ve Güney komşularınızdan değil Uzakdoğu’dan bile kaçak hayvan geliyor. Kaçak hayvanlar, ya kayıt dışı olarak kesiliyor, ya da kimileri numaralanarak yerli hayvan muamelesi görüyor.

Türkiye’de hayvancılık iflas etti. Bu tespitimiz doğru fakat eksik, Türkiye’nin tarımı iflas etti. Neredeyse tarımsal ürünleri, sebze ve meyve hariç dışarıdan ithal ediyoruz. Türkiye’de hayvancılık ve tarım AKP’nin uyguladığı yanlış politikalar sonucu olarak iflas etmiştir.

Çiftçilerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler para kazanamaz duruma getirildi. Hayvan sayısı hızla düştü. Köylerimizde hayvan sayısı yok denecek kadar az kalmıştır. Eskiden yetmez olan meralarımız hayvansız kaldı. Hayvan kalmayınca ithalatçılara gün doğdu. İthalat kapısı ardına kadar açıldı.

Çıkış yolumuz, sisteme, bir başka deyişle dışa bağımlı politikalara tavır göstermek ve Ulusal Tarım Politikalarını uygulamaktan geçer, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin diriliğini artıracak önlemlerden geçiyor.

Sıfır faizli krediler, tarım dışı sektöre ve büyük çiftçilere değil, küçük ve orta ölçekli çiftçilere verilmelidir. Her türlü tarımsal ürünlerin ithalatı engellenmelidir.

AKP’nin zengini daha da zengin yapan politikalarına Aziz milletimiz artık dur demelidir.

Bu Ülkenin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Milli Politikalarına ihtiyacı vardır. Dışa bağımlı değil, iç dinamiklerimizle “Tam Yol İleri” demeliyiz.”

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.