Selim Gürbüzer
Selim Gürbüzer
Yazarın Makaleleri
Eşref-i Mahlûkat
İnsan maddeye kul ve köle olmak için yaratılmamıştır. Bütün sahte mabutların esaretinden çıkıp Allah'a kul olmak için yaratıldı. Bu yüzden Muhyiddin Arabî (k.s) 'Sen gerçekten Allah'ın halifesi olabilme sırrına ermiş...
İnsanlığın Kurtuluşu
Aslında hümanizm Rönesans'la ortaya atılan, aynı zamanda çağdaş laisizm kılıfı altında bize yutturulmaya çalışılan bir kavramdır. Dahası insanlıktan nasibini almamış sözde insan sever insanların, insanı hayvan sever ölçüsüne...
İnsan insanın kurdu mu?
İnsanlığın sürekli hız kesmez yükselen ihtirasları yüzünden, insan insanın kurdu olmuş durumda. Maalesef benlik histerisi insan ruhuna öyle nüfuz etmiş bir halde ki, adeta bulaşıcı virüs gibi tüm insanlığı kuşatmış gözüküyor....
Kendimizi Keşfetmek
Robert Bresson; hemen her şey gösterilseydi ardından görecek bir şey kalmazdı diyor.  Aslında dile getirdiği bu sözlerle belki de farkında olmadan insanın sübjektif dünyasının deryayı umman bir okyanus olduğunun ipucunu sunmuş oluyordu....
Kendini Arayan İnsan
Aslında akıl; mat ve donuk bir melekedir. Belki de akıl donuk olmaktan çıkıp kendini akl edebilseydi insanın kendisini bilmesine ve aramasına gerek kalmayacaktı. Bu yüzden Sokrates 'insan bilgilerini doğuştan getirir” der. Hatta Sokrates...
Bir 28 Şubat Mağdurunun Seyda (K.S.) Anısına Yazdıkları 
Malumunuz Seyda Hz. lerinin aziz hatırasını her yıl vefatının yıldönümünde bir takım gazete, dergi ve internet sitelerinde yazdığım makalelerle yâd ederken tamamende yapa yalnız değildim elbet.  Tıpkı bizim gibi bu hususta duyarlı...
Nurani Letaifler İnsan Göğsünde Kodlu
Resulullah (s.a.v) 'Allah-ü Teâlâ ile kul arasında yetmiş bin nurdan perde ve yetmiş bin zulmetten perde vardır” beyan buyurmakla kulların yetmiş bin perde arkasında olduğuna işaret eder. Ancak işaret edilen perdeler Yüce Allah'ın...
Gavs-ı Sâni Seyyid Abdulbaki El-Hüseyni
Resulüllah (s.a.v)'den başlayan bu kutlu yolun, Medine'den Buhara'ya uzanan son halkada yerini alan Gavs-ı Sânî Seyyid Abdulbaki El-Hüseyni Hz.lerinin bu makalede hayat öyküsünden bir kısım hatıraları hakkıyle anlatmanın imkânsız...
Asıl Dava Nefsi Islah Etmektir         
Âlemin nizamı manevi kanaldan ‘Kutbu'l Gavsu'l Azam' vasıtasıyla sağlanırken, dünyevi kanaldan da Müslümanların tasvib ettiği Halife (İmam-başkan-lider) ya da saltanat yoluyla (Sultan veya padişah) yürütülmektedir. Evet,...
İman Hem Nur Hem Kuvvet
Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri iman hususunda bakın ne diyor:''İman hem nur, hem de kuvvettir. İman insanı insan eder. İmanın dairesi kudsiyyesine giren cihana bile meydan okur.''  Ne mutlu iman nuruyla beslenen gönüllere...
Zikir En Güzel Sermaye         
Hiç şüphe yoktur ki kalbin manevi ilacı zikirdir. Madem öyle, Allah adını sıkça zikretmek gerek ki kalp huzura erebilsin. Şayet kalbimizi tüm günah kirlerinden temizlemek diye bir derdimiz varsa buna mecburuz da. Mecburiyetimiz Allah adına ihtiyacımız...
Zikir, Fikir, Şükür
Zikir tesbihat türü bir ameldir. Bakın, Rabbül âlemin bu hususta ne buyuruyor: 'Yedi kat gök, yer ve bunların içindekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların zikrini anlamazsınız....
Kader-i İlahi
Kader; Allah'ın ezelde takdir edip yarattığı her şeyin Levh-i Mahfuza kayda alınmış bir yazgıdır. Dolayısıyla bu tariften hareketle ezelde her ne takdir edilmişse gelecekte açığa çıkması kaza olarak ifade edilir.  Sakın ola ki...
Tasavvufi Âdâb
Hani kıssadan hisse almak gerekir denilir ya hep, aynen öyle de aşağıda sunacağımız her bir kıssa tasavvufi âdâbın ne demek olduğunu ortaya koyması açısından fırsat olacaktır elbet. İşte birinci kıssadan ders almamız gereken tasavvufî...
Âdâb ve Usul
Hiç şüphesiz tasavvuf yolunda geçerli olan adab ve usul sünnet-i seniyye üzere olan adab ve usul esastır. Şurası iyi bilinmelidir ki,  sırf şekli hareketlerle el öpüp yerlere serilmek gibi tavırlar asla tasavvufî adapla bağdaşmaz. Tasavvufta...
Ab-ı Hayat Tasavvuf
Malumunuz birtakım aklı evveller hemen her şeye at gözlüğünden bakmayı alışkanlık edindiklerinden, yok neymiş efendim Asr-ı saadette mezheb mi vardı, tarikat mı vardı, akaid mi vardı, fıkıh mı vardı gibisine söylemlerle dinin temel...
İki Işık Kandili: İmam-ı Rabbani ve Abdulhalik-ı Gücdüvânî
İmam-ı Rabbânî (k.s) iki bin yılının sessiz değişimin öncüsü diyebilecğimiz müceddidi evliyaullahtan bir zattır. Peki, onun döneminde değişimin aksi istikametinde dünyevi yönetici öncüler kim dendiğinde bunun için Moğol serdarlarına...
Hakanlara Işık Saçan Başbuğ Veliler
İslam öncesi Türk hakanlarına yol gösterip sözüne itibar edilen ‘kâm' diye bilinen bilge şahsiyetler varken İslam sonrası Türk hakanlarına da yol gösterici şeyh adında Başbuğ Veli Allah dostları vardır.  Nitekim Prof. Dr. Osman...
Tarikat-ı Aliyye
Tarikat yol demektir. Bakın, Çinliler yol'a ‘Tao' derken Hıristiyanlarsa mistik yol manasına ‘Via Mystica' (mistisizm) demişlerdir. Biz ise ‘Tarikat' deriz. Ancak, İslâm ümmetinin tarikat anlayışıyla, diğer dinler arasında...
Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat
Yunus ne güzel ifade etmiş şeriat ve tarikatı: ''Şeriat, tarikat yoldur varana Hakikat meyvesi andan içeri'' İşte Yunus'un deyişlerinden de anlaşıldığı üzere tarikat bir yoldur. Öyle ki; Allah'a ulaştıran bir...
Hürriyetin İlk Kapısı Tevbe
Tevbe, her kötülüğün kapatılmasına ve her iyiliğin açılmasına vesile olan kapıdır. Yeter ki içten bir yakarışla af dileyenlerden olalım mutlak hürriyete yelken açılır da. Çünkü tevbe ederek tüm sahte mabutlardan kurtuluş olacağından...
Tevbe candan olmalı ki nasuh gerçekleşsin
Evet, tövbe yürekten olmalı. Zaten yürekten olmalı ki Nasuh tevbesi gerçekleşebilsin. Nitekim Allah Teâlâ böylesi şerefe ermek isteyen kullarını 'Tevbe edip iman ederek iyi amel işleyenlerin günahlarını Allah hayırla değiştirecektir”...
Allah için yol gösterenler
Allah yolunda Rıza-i Bari için yol gösterenler; hiç şüphesiz enbiya, evliya ve ulem adır. Bu yüzden Ebubekir Verrak (k.s) insan taifesini: - Âlimler (İlmi ile amil olan âlimler), - Dervişler (İrşada talip olanlar), - Emirler (İdareciler)''...
Evliyaullah
Eskiden insanlar Evliyaullah'a en içten duydukları muhabbet ve bağlılıkla Allah yolunda bulunmaktan çok büyük keyif alırlardı. Ne var ki şimdilerde artık o muhabbetten ve o bağlılıktan pek söz edemez olduk. Çünkü gelinen noktada değil...