Kürşat Okutmuş
Kürşat Okutmuş
Yazarın Makaleleri
‘Şimdi bir kere kültür şehridir Bayburt!”
Cümle hiç sekmez… Ya ‘kültür şehridir' Bayburt, bilemedin yeni moda ‘kadim kent'… Hepi topu, söyledikleri bu iki ‘cılız' kelimeden ibaret… Meydan yıkılır… Sanırsın kültür kafileleri surlara dayanmış! Oysa dönüp...
Geçici asfalt!
Şehrimde altyapı devriminin başladığı tarihte doğan çocuklar, önceki hafta ilk karnelerini aldı. Onlardan sadece biri olan minik Kop, geçidin diğer tarafını bekleyememiş, zirvede doğmuştu. Karne hediyesi olarak yeni ayakkabı istediğinde,...
Kuzenlere yolculuk -1-
Kazakistan'ın eski başkenti Almaata'ya (Almatı) İstanbul'dan 5 saatlik uçuşun ardından ulaşıyoruz.Bu modern kente 'Orta Asya'nın İsviçre'si” deniyor ama İsviçre'yi bilmeyenler için bu anlatım bir şey ifade...
Zihniyet!
Atatürk İlkokulu'nu bitirip, Zahit Mahallesi'nden merkeze inince bütün büyü bozulmuştu sanki! İlk ciddi kimlik sınavı, İmam Hatip'le başlamıştı… Terzi ‘gerici' diye üstten bakarken, bakkal ‘dindar' deyip yüzüne...
Sen de yakışmıyorsun oraya!
Aslında sen ben kavgası değil bu ama, o ki saygısızsın ve samimi değilsin, hatırlatayım… Ben bu şehrin vilayetten de daha öte, dönemin sancağı olduğunu bilen ve 'o' davanın yıllarca savunucusuyum… Sen, bunun farkında bile olamayan...
Abla, "azarına" ihtiyacım var!
Ana... Abla... Aba... Eze... Hala... Bibi... Nene... Bugün sana ihtiyacım var... Tam da bugün senin o "deli", o kızdı mı kimseyi tanımaz deli "sahiplenişine", "azarına" ihtiyacım var... *** Özgecan'a yapılanları duydun değil mi? Her ne...
Bayburtlu var ama Bayburt yok!
Çarşamba sabahıydı... Güzel ve bahardan kalma bir İstanbul sabahı... Güne Bayburt özlemiyle uyandık! EMİTT Fuarı'nda 'kim bilir ne sürprizler bizleri bekliyor” düşüncesiyle, sabah erkenden yola düşüp, İstanbul'u bir uçtan...
Oldu da bitti maşallah!
Dakika dakika haber ajanslarından düşen onlarca keyifsiz haberin arasında boğulmuş bir haldeyken aldım haberi. Gerek kar yağışının bu yıl eski yıllara göre artış göstermesi, gerekse kurumların biraz daha gayretli görünmesi; Kop'ta...
Protokol çadırında mazoşist aşk!
Artık emindim… Mazoşist bir aşktı bu! Gün içinde belirli aralıklarla değişen; delicesine sevme ve sonsuza dek terketme arasında gidip gelen bozuk bir ruh haline dönüşmüş, mazoşist bir aşk! İstek ve taleplere boğmama hali! Cumhurbaşkanı...
Hepsi bu!
Uzun zamandır yazıya bu kadar zaman ayırmamış, kaleme bu kadar dokunmamış, yazıp sildiklerime aldırış etmeksizin; sildiklerime değil de yazabileceklerime bu kadar değer katmamıştım… Baktığım yerin, soluduğum havanın, hissettiğim dünyanın...
Bayburt'un garip sevgisi! (Final)
Bakanların bakıp gittiği günler geride kaldı artık… Tarihi Çarşı Köprüsü'nün altından çok sular aktı ve biz, biz var ya biz, çok değiştik… Artık, sadece "bakıp dönebileceğini sanan" Bakanlar düşünsün… *** Hey gidi günler...
Savaş Notları
"Kendimiz dışında nereye koştuysak, gurbette kaldık." *** Savaş bitmişti. Şehrin soluk ve yorgun, delik deşik sokaklarından naralar duyuluyordu. Savaşı kazananlar, zafer sarhoşuydu. İlk önce devrik kumandan konuştu… Yendi mi yenildi mi henüz...
Hacı Ali Başkanım gülsün, dünya gülsün!
Baştan söyleyeyim; ne zaman Hacı Ali Başkanımı görsem, ellerimi açıp 'tanrım beni Başkan yarat” derim! Öyle ki; yeniden aday gösterilmeyişine, bir kendisi hırçınlaşmıştır, iki ben… Ki, kendisi ile de bizzat paylaşmışımdır...
Zeki Müren de bizi görecek mi?
Doğup büyüdüğüm şehri ilk defa bu kadar kararlı gördüm… Gözlerim ve yüreğim buğulanmıştı… Anlayacağınız, çok mutlu olmuştum… Hele 'düşünsenize Bayburt'ta Fen Lisesi bile var” ya; işte o okulda kurulan sandıklardan...
Bize gelip baktılar!
Çevre ve Şehircilik Bakanı geldi, baktı ki ortada 'şehir” yok, döndü gitti… Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, 'e mecburen” karayolu ile geldi, dönüş daha hızlı olsun diye bir 'kavşak” açtı; yalan yok sinyalini...
‘Gezi’ zamanı niye saklandık?
Gezi olaylarına destek vermeyen tek 'il” olduk ya, bir hayli zamandır havamızdan geçilmiyor! Kıymete mi bindik nedir? 'Herkes” bizi konuşuyor! Öyle böyle değil bu 'hatırlanış”, başını döndürüyor insanın! Misal Bayburt...
Aday olmayanı dövüyorlar!
Dayanamadım, açıklıyorum! Bayburt Belediye Başkanlığı'na ben de adayım… Ne de olsa, bugünlerde Bayburt Belediye Başkanlığı'na talip olmayanı dövüyorlar! Tek sıkıntım, mevcut başkanımız H. Ali Polat'a bu durumu nasıl...
Sekizinci kat!
Belediyenin ‘en çok' cenaze haberi veren hoparlörü, önce 'hık, mık” deyip şehrin tozunu alacak ve ardından yutkunarak yeni bir ‘veda' haberini duyuracak… Öksüren ve tıksıran hoparlörden günün en acı haberini aldığın...
Hafta sonu Bayburt
Bayburt'a yolculuk hafızama ve ruhuma iyi geliyor. Temizlenmek, arınmak gibi bir duygu bu! Ulaşım, biraz daha makul sürelere çekilebilse, her hafta sonunu Bayburt'ta geçirme fikri kulağa hoş geliyor… Sanırım en az 20 yıl daha Zigana...
Trene bakan Bayburt!
Baştan söylemeliyim ki; başlıktaki ifade sadece bana özeldir! Hemşerilerimi ve okurlarımı tenzih ederim. Daha da açıkça ifade etmem gerekirse, başlığa öykünen 'öküz” bizatihi şahsımdır! Ve kendine kıyıp, kendini benim gibi hissedenler...
O an hissettiğim
Hangi arada kaldığını artık bilmediğim, bir zamanlar 'en uğrak” yerlerden biri olduğuna dair mersiyeler dizilen 'şehrime”; neredeyse her sabah, her öğlen, her akşam uğrarım… -24 saat 'burada” olduğun halde, dönüpte...
Cin nokta net
Apartman görevlisi sabahın köründe ekmek ve gazete bırakmak için değil de, evi fethetmek için kapıya dayandığında; musluk tamiri için gelen usta veya site içinde dolaşan bahçıvan, 'Kerpeten Ali” tadında etrafı kesmeye başladığında,...
Bilmem kaç milyon Spartalı?
Ne zaman hafta içi, akşam saatlerinde, bir devlet dairesinin önünden geçsem içim ürperir… Pusar, başımı dizlerimin arasına alır, 'tehlike” geçene kadar kuytu bir köşede saklanırım! Kel veya göbekli adamları, postişli veya peruklu...
Namlunun ucundaki şehir!
Güya; memleket sevgisinin kıyısına yaslamış sırtını… Bir yandan da; herhangi bir aksilik olursa kaçıp saklanacağı ‘yalan'ın surlarını kesiyor! Sakin görünmeye çalışıyor ama değil! Sahte gülüşünün arkasına sakladığı;...