Davutoğlu: “O haritalar üretilmiş haritalar“

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yabancı bir haber kanalına verdiği mülakatta Suriye'de güvenli bölgeler olabilecek yerleri zikretmesinin ardından bazı yayın kuruluşlarında yer alan haritaların "üretilmiş haritalar" olduğunu söyledi.

Davutoğlu: “O haritalar üretilmiş haritalar“
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yabancı bir haber kanalına verdiği mülakatta Suriye'de güvenli bölgeler olabilecek yerleri zikretmesinin ardından bazı yayın kuruluşlarında yer alan haritaların "üretilmiş haritalar" olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ya da onu ortaya koyan haritalar değil. O üretilmiş haritalardır. Bizim tarafımızdan harita böyledir diye bir tanımlama olmadı." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı binasında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in de katıldığı Bilgilendirme Toplantısı'na katıldı. Davutoğlu ve Görmez, toplantının ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Burada gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, "Bir yabancı televizyon kanalına verdiğiniz mülakatta nerelerde güvenli bölgelerin oluşturulmasını istediğinize yönelik açıklamalarda bulundunuz. Saydığınız o bölgelerle mi sınırlı olacak yoksa yeni ekleyeceğiniz ifadeler olacak mı?" sorusu yönetildi.

Davutoğlu, "Bir yabancı televizyon kanalına verdiğim mülakatta 'güvenli bölgelerin nerelerde olabileceği sorusu' veya 'hangi temellerde olabileceği sorusu' gündeme geldiğinde zikrettiğim bazı hususlar benim iradem dışında haritaya dönüştürülmüş. O haritaları bugün basında gördüm. Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ya da onu ortaya koyan haritalar değil. O üretilmiş haritalardır. Bizim tarafımızdan harita böyledir diye bir tanımlama olmadı. Orada zikrettiğim husus şudur: 'Türkiye'ye dönük olarak mülteci akınlarının olduğu her yerde belli çizgilerde güvenli bölge ihdası gerekli olabilir' dedim. Türkiye'de şimdiye kadar mülteci şeyleri nereden geldi? Yayladağı'ndan geldi, Lazkiye'nin kuzeyinden. Nereden geldi? Reyhanlı'nın doğusundan, İdlip tarafından geldi. Nereden geldi? Kilis'in hemen karşısından Azaz bölgesinden geldi. Nereden geldi? Cerablus Çobanbey'den, oradan son dönemde Türkmenlerin yoğun girişleri olmuştu. Nereden geldi? Tel Abyad'tan geldi. Şimdi nereden geliyor? Kobani'den geliyor. İleride nereden gelebilir? Haseke veya başka yerden diyerek aslında bir ilkeye dikkati çektim. Yani güvenli bölgenin insani bölgeler olduğu, askeri bölgeler değil de insani bölgeler, sivil akışlarının olduğu yerlerle sınırlamaya çalıştım. Orada, haritalarda bazı yerler çıkmış görünüyor, o harita bizim tarafımızdan herhangi bir diplomatik müzakerede kullanılmış haritalar değil. Bunlar dediğim gibi basın mensuplarının benim zikrettiğim yerlere dayalı olarak üretilen haritalar. Dolayısıyla nerede insani göç ve insani durum söz konusuysa güvenlikli bölge orada olur. Şimdiye kadar insani göçlere dayalı olarak benim saydığım şehirlerle sınırlı değil veya bu şehirlerin hepsinde hemen olması gereken bir durum da olarak görülmemeli" şeklinde konuştu.

Ardından Davutoğlu'na çözüm sürecine ilişkin "Öcalan'a resmi müzakereci statüsü verileceği" yönündeki iddialar soruldu. Başbakanlık görevini aldıktan sonra çözüm süreci mekanizmasıyla ilgili bir kurul oluşturduklarını dile getiren Davutoğlu, bu kurulun da düzenli olarak 15 günde bir, gerektiğinde kendisinin davetiyle daha sık aralıklarla toplandığını kaydetti. Son olarak kurulun önceki gün toplandığını kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu değerlendirmeler ve sonuçlar arasında bir takım adımlar söz konusu oldu. Kararlı tutumumuzu bir kere daha vurgulamak isterim. Çözüm süreci bizim kimseden izin almadan kendi irademizle başlattığımız bir süreçtir. Kimsenin de tutumuna bakmadan kendi irademizle yürüteceğimiz bir süreçtir. Nasıl başlatırken kimseden izin almadık, durdurma olayı veya yürütme konusunda da kimsenin tutumuna bunu bağlı kılmayız. Çözüm süreci kararlılıkla devam ettirilecek. Çözüm sürecindeki muhataplar tek eksenli, tek muhataplı değildir; bütün bu alanda taraflarla hem de yaptığımız reformlarla toplumsal tabanda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ama bunun yanında çözüm sürecini herhangi bir şekilde kamu düzensizliğine, kanunsuz faaliyetlere bahane ya da gerekçe gösterme çabalarına da izin vermeyeceğiz. Bu iki kanattan oluşan yaklaşımdır. Kamu düzeni sağlanacak, çözüm süreci devam edecek. Biri, diğerinin alternatifi değil."

Ardından Başbakan Davutoğlu'nun Pazar günü İstanbul'da Akil İnsanlar Heyeti ile gerçekleştirileceği toplantıya ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, çözüm sürecine ivme kazandırmak bağlamında "Akil İnsanlarla" toplantı düzenleme kararı aldıklarını kaydetti. Bu görüşmeyi kendisinin de daha önceden planladığını söyleyen Davutoğlu, "Çünkü Başbakan olarak Akil İnsanlar ile bir araya gelememiştik. Bu pazar görüşeceğiz. Genelde prensip olarak aynı isimlerden oluşuyor. Belki bir iki bulunan konum gereği davet edilen isimler varsa ve o konuda bir görev değişikliği olmuşsa belki o tarz değişiklik olur, onun dışında aynı isimlerle pazar günü istişare edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada da en önemli şey, çözüm sürecinde, psikolojik boyut. Bu son şiddet eylemleriyle bu psikolojiyi kırmak istediler, yok etmek istediler. Psikolojiyi tekrar inşa edebilmek için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. Toplumsal duyarlılığın artırılması, toplumsal bilincin daha da güçlendirilmesi için Akil İnsanlar Heyeti'ne ihtiyacımız var. Onların da bizden habersiz, herhangi bir bağlantı olmaksızın kendi aralarında toplanmış olmasından çok memnun oldum. Böyle bir sorumluluk duygusuyla bir araya gelmiş olmalarından, bazı Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin, ondan da memnun oldum. Hem onlar kendi değerlendirmelerini yaptılar, onları dinleyeceğim, bizim perspektifimizi anlatacağım. Nihayet bu toplumun bütünüyle sahiplendiğinde başarılı olabilecek bir süreçtir. Son şiddet eylemleri, bu sürece darbe vurmak istedi. Şimdi bu süreci sahiplenen herkesi açıkçası ortaya çıkmaya, sesini yükseltmeye davet ediyorum. Madem ki birileri bu süreci yıkmak istiyor, hangi siyasi görüşte olursa olsun, hangi ideolojiye mensup olursa olsun bu sürece inananların çıkıp o şiddeti lanetlemesi ve çözüm sürecinin devam etmesi gerektiği konusundaki iradesini beyan etmesi gerekir. Ama herhangi bir şekilde, bir statü değişikliği gibi bahsettiğiniz tarzda haberlerin aslı yoktur, gerçekle de bağdaşmaz, resmi müzakereciydi vesaire gibi böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda her şeyiyle toplumsal dokumuzun ve temsilcilerimizin bu süreci yeniden ve daha güçlü şekilde sahiplenmesi önemli. En kısa sürede netice alacak şekilde bu mekanizmaları işletmemiz önemli."

Haber: Cihan

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.