Ona ithaf edildi ama onu hiç anlatmadı

YORUM HABER / “Bayburt ve Urfa Ermenilerinin tehcir ve mallarını yağma edilmesinden dolayı mevkufen I. Mustafa Paşa Divan-ı Harbince muhakeme edilen ve hakkındaki kararname, kısmı mahsusumuzda münderiç bulunan esbak Bayburt Kaymakamı ve Sabık Ergani Mutasarrıfı Yanyalı Nusret dün gece saat iki buçuk raddelerinde tevkifhaneden memurin-i mahsusa refakatinde Merkez Kumandanlığına getirilerek merasim-i lazıme ve tebligatı diniye ifasından sonra saat beşte...

Ona ithaf edildi ama onu hiç anlatmadı

Unuttuğumuz Şehit Nusret Parkı... 1955YORUM HABER / “Bayburt ve Urfa Ermenilerinin tehcir ve mallarını yağma edilmesinden dolayı mevkufen I. Mustafa Paşa Divan-ı Harbince muhakeme edilen ve hakkındaki kararname, kısmı mahsusumuzda münderiç bulunan esbak Bayburt Kaymakamı ve Sabık Ergani Mutasarrıfı Yanyalı Nusret dün gece saat iki buçuk raddelerinde tevkifhaneden memurin-i mahsusa refakatinde Merkez Kumandanlığına getirilerek merasim-i lazıme ve tebligatı diniye ifasından sonra saat beşte...

...Dersaadet Bidayet Müddeiumumisi Nacı ve Divan-ı Harp Azasından Miralay Recep ve Merkez Kumandanı Miralay Emin beylerle Memurin-i seyire hazır bulunduğu halde Beyazıt Meydanında sehpa-y idamın kurulduğu mahalle muvasalat olunmuş ve bermutad hükmü idamın icrasını natık Ferman-ı Hümayun Hazreti Padişahı zabıt katibi tarafından kıraat olunarak merhum Nusret idam edilmiştir. Maslubun boynuna atideki yafta talik edilmiş idi."

5 Ağustos 1920 tarihli Tercüman-ı Hakikat Gazetesi, vatanperverliğin bedelini vatansızlara karşı kanıyla ödemiş olan Milli Şehit Mehmet Nusret Bey’in acı sonunu böyle duyurmuştu…

Birinci Dünya Savaşı’nın bütün Anadolu’yu kasıp kavurduğu bir dönemde Türk ordularını arkadan vuran ve savunmasız Türk halkı için önüne geçilemeyecek bir tehlike haline gelen Ermeni komitacılarının isyanına karşı mücadele eden Şehit Nusret Bey, Osmanlı İmparatorluğu tarafından çıkarılan Tehcir Yasası sırasında da Bayburt Kaymakamı olarak görev yapıyordu.

Bayburt Kaymakamı Milli Şehit Mehmet Nusret Bey...Bayburt Kaymakamı olarak atandığı 1914 yılında, içinde bulunduğu buhranlı zamana rağmen vazifesiyle Bayburt’a önemli katkılarda bulunan Şehit Nusret Bey’in hizmetleri daha sonra iftira ve karalamalarla mahkemece suç olarak sabit görülmüş, ardından tarihin utanç verici kararıyla Beyazıt Meydanı’nda idam edilmişti.

Bayburt’ta ve Urfa’daki hizmetleri sırasında uydurulan iftiralar üzerine idam edilen Mehmet Nusret Bey’in, daha sonra iftiraya kurban gittiği anlaşılmış ve yüce meclis tarafından Milli Şehit payesine layık görülmüştü.

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da her yönüyle taltif ettiği Şehit Nusret Bey, Milli Şehit payesini aldıktan sonra, hizmette bulunduğu yörelerin halkı tarafından anısına bir okul yapılmış, keza bir köye, bir sokağa ve bir parka da adı verilmişti.

İşte bir asra yakın zaman önce adının verildiği ıssız bir park, bugün Bayburt’un en merkezi noktası oldu.

Kenti ziyaret eden yerli ve yabancı misafirlerin de en uğrak yeri olan bu park, yapıldığı günden itibaren kısmi düzenlemeler hariç hiçbir karaktere bürünmedi, bürünemedi. Özgün yapısı, sadece içinde bulunan ağaçları ve Çoruh Nehri yanında yer almasıyla hatırlanan Şehit Nusret Parkı, bir Milli Şehit parkı olamadı.

Çünkü tarihi kimliğe sahip fakat tarihi görsellikten uzak bu addedilmiş alan, adını aldığı Şehit Nusret’i anlatmıyor!

Sadece adıyla yaşıyor…

Özgün yapısı, sadece içinde bulunan ağaçları ve Çoruh Nehri yanında yer almasıyla hatırlanan bu park gerçekten bir Milli Şehit parkına benziyor mu?Bayburt Kaymakamı Nusret Bey, şehit oluşunun 89. yıldönümü, adının verildiği parkta düzenlenen bir etkinlikle anılmıştı. 2009 yılında Bayburt’u Tanıtma ve Yaşatma Derneği tarafından düzenlenen bu anma programı, Şehit Nusret’i yad eden son etkinlik olmuştu. Protokolü zayıf, katılımı düşük bu etkinlikte, Milli Şehit Nusret Bey’in anısına, hayatını konu alan tiyatro eserinin de sahneye koyulacağı o gün dernek yöneticileri tarafından müjdelenmişti.

Şehit Nusret Bey’in anılması ve hatırlanması her yıl tekrar ve takdir edilmesi gereken bir durumdu.

Tıpkı adının şehrin en merkezi yerindeki mesire alanına verilmesi gibi! Peki hepsi bu kadar mı?

Bu sorunun cevabını Bayburt Postası’nın 21 Şubat 1993 tarihli 3983 Sayılı baskısında vermiştik.

16 yılın ardından 10 Ağustos 2009 tarihli "Şehit Nusret'i sadece anmak yeterli mi?" başlıklı haberde bir kez daha gündeme getirdiğimiz teklifimizi bir daha yineliyoruz:

“Çanakkale Zaferi anısına ilk anıtı, 1917 yılında Urfa Mutasarrıfı iken yaptıran Şehit Nusret Bey'dir. Bu ayrıntı bile, vatan hizmetinde kendini feda etmişleri ölümsüzleştiren Şehit Nusret’in aynı şekilde anılmayı hak ettiğini gösteriyor.

O halde; valilik, belediye ve ilgili makamlarca; parkın tarihi kimliğine uygun şekilde restore edilmesi, Milli Şehit Nusret Bey’in bir büstünün ve neden şehit olduğunu anlatan bir kitabenin konulacağı bu parka gerçek kimliğini kazandırmak lütuf değil binaaleyh bir borçtur...”

Unuttuğumuz Şehit Nusret Parkı

Tarihi ve doğal eserler açısından oldukça zengin olan Bayburt, deniz-kum-güneş imkanlarına uzak olsa da turizm sektörü için aranan diğer yaz-kış iklim koşullarına tümüyle sahip bir konumda. Doğal güzellikler arasında en öne çıkan Çoruh nehri ve kıyısı boyunca yer alan mesireler, eteklerinden tüm şehrin görüldüğü tepeler, uzak noktalardan bakınca gökkuşağını andıran rengarenk vadiler, kimi sarkıtlı kimi dikitli mağaralar-kovuklar, tarihte örnek olmuş şahsiyetlere ait türbeler ve daha fazlası…

Tüm bu güzelliklerin bulunduğu bir şehirde turizm gibi en dinamik sektörün esamesi neden okunmuyor? Acaba mesirelerimiz bakımsız, tepelerimiz farkındalıksız, mağaralarımız yolsuz, kısacası turizmi meydana getirecek tüm güzelliklerimiz rehbersiz ve bakımsız olduğu için mi?

İşte, şehrin göbeğinde unutulan Şehit Nusret Parkı gibi!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.