Bayburt Postası - Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti, 18 Ocak 1993 yılında Üzengili Köyü'nde meydana gelen çığ felaketi sonucu hayatını kaybeden 59 vatandaşı unutmadı. 2014 yılında Üzengili'de hayatını kaybeden vatandaşlar için ilk kez bir anma programı düzenleyen MÜSDER, felaketin 23. yıldönümünde bir mesaj yayımladı.
Dernek Başkanı Adil Kacır tarafından yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
"Bugün 18 Ocak 2016… Bayburt halkı olarak 23 yıl evvel yine böyle bir 18 Ocak sabahına kar, soğuk, gözyaşı ve ölümle uyanmıştık. Üzengili köyünde ikamet eden 59 kardeşimiz yaşanan çığ felaketi sonucu hakka yürümüştü. Aralarında bebeklerin ve çocukların da bulunduğu, kadını, erkeği, yaşlısı ve genciyle toplam 59 kardeşimiz (hükmen) şehit olmuştu. Mevla ölümlerini, hicretlerini, şehadet olarak kabul eylesin. Mekânlarını cennet eylesin. Bugün; 23. yıldönümü münasebetiyle göndereceğimiz dualar ve okuyacağımız ayetlerden hepsini haberdar ve hissedar eylesin. Cemiyet olarak, şehrimizde Üzengili faciası gibi afetlerin yeniden yaşanmaması için şu hususların altını bir kez daha çizmek istiyoruz:
Dernek Başkanı Adil Kacır tarafından yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
"Bugün 18 Ocak 2016… Bayburt halkı olarak 23 yıl evvel yine böyle bir 18 Ocak sabahına kar, soğuk, gözyaşı ve ölümle uyanmıştık. Üzengili köyünde ikamet eden 59 kardeşimiz yaşanan çığ felaketi sonucu hakka yürümüştü. Aralarında bebeklerin ve çocukların da bulunduğu, kadını, erkeği, yaşlısı ve genciyle toplam 59 kardeşimiz (hükmen) şehit olmuştu. Mevla ölümlerini, hicretlerini, şehadet olarak kabul eylesin. Mekânlarını cennet eylesin. Bugün; 23. yıldönümü münasebetiyle göndereceğimiz dualar ve okuyacağımız ayetlerden hepsini haberdar ve hissedar eylesin. Cemiyet olarak, şehrimizde Üzengili faciası gibi afetlerin yeniden yaşanmaması için şu hususların altını bir kez daha çizmek istiyoruz:Öncelikle çığ bölgelerine yeni yerleşim birimleri kurulmamalı. Çığ ve sel yataklarında var olan yapılar felaket yaşanmadan önce kaldırılmalı. Mevcut yapılar, çığ bölgesinden kaldırılana kadar sigortalanmalıdır. Yamaçlardaki orman ve bitki örtüsünün çığ düşmesini azaltacağı unutulmamalı, çığ vadilerinde ağaç ve bitki örtüsünün ortadan kaldırılması dönük girişimler engellenmeli, ormanlar tahrip edilip çığ güzergâhı oluşturulmamalıdır. Bugün altını çizmemiz gereken bir diğer husus da, felaket sonrasında enkaz altından kurtarılan ve şu an Bayburt’umuzda yaşayan Hatice annemizin hepimize ders olacak mesajı ve çığ’lıkları…
O, tüm dünya milletlerine, henüz çıktığı enkaz altını, köyün faciasını, göz gözü görmez tipi, kargaşa ve feryatları bırakıp TRT kamerasından habersiz, samimi ve içten gelen sesiyle şunları ifade ediyordu:
“Büyük Allah’ım, Bosna Hersek, Karabağ, Filistin ve Somali’de zulüm gören kardeşlerimizi de kurtarsın.”Ve kendi nefesini dahi zorlukla alabildiği halde, “Allah Ümmet-i Muhammed’e böyle günler göstermesin” dualarında bulunuyordu.
Bugün toplumumuzun bu ruha, bu bakış açısına ve bu duaya ihtiyacı var. Allah kendisinden razı olsun, yaşamını hayırlı ve bereketli eylesin. Felaketle kaybettiğimiz tüm canları rabbimiz cennetiyle ödüllendirsin, yakınlarına da sabırlar lütfeylesin."
Üzengili çığ felaketinin üzerinden 23 yıl geçmiş. Mekanları cennet olsun vefat edenlerin. Allah böylesi felaketleri bir daha yaşatmasın. 23 yıl önce duygularımı mısralara dökmeye çalışmıştım şiirimin hepsini hatırlamıyorum.Ama hatırladığım bir bölümünü paylaşmak istiyorum :
“Ağaç olsa ölmez miydin
Kar altında kalmaz mıydın
Bizi derde salmaz mıydın
Üzengili üzdün bizi
Kara kalem çizdin bizi.”
Mübeccel Zeynep Çubukçu Ü.