Bizi sevmedi Kasım...

“Yine aylardan Kasım… Sanki sende kaldı bir yarım…” İronik bir şekilde bu şarkıyı açık unutmuşum, bütün gece bu şarkı defalarca çalmış telefonumda. Kısık sesle olduğu için duymamışım hiç. Bugün sonbaharın son günü… Varlığını hissettiren ama adı olmayan kış yine dayandı kapıya...

Bizi sevmedi Kasım...

Bayburt Postası - “Yine aylardan Kasım… Sanki sende kaldı bir yarım…” İronik bir şekilde bu şarkıyı açık unutmuşum, bütün gece bu şarkı defalarca çalmış telefonumda. Kısık sesle olduğu için duymamışım hiç. Bugün sonbaharın son günü… Varlığını hissettiren ama adı olmayan kış yine dayandı kapıya.

İnsanın ruh hâli mevsimlerle değişir diyorlardı da inanmıyordum. Doğruymuş meğer. Doğa böyle ölü gibi uyurken ben de kendimi iyi hissetmiyorum pek. Gökten sanki pamuk atıyorlarmış gibi, avuç avuç yağıyor kar. Lapa lapa… Bu beyazlık bütün kötülükleri gizlemek istercesine her yanı kaplıyor. Okula giderken saçlarıma düşen karlar bir gün yaşlanacağımızı, bu beyazlıkların hep orda kalacağını hatırlatıyor, hüzünleniyorum. Diğerlerinden pek de farklı bir gün değil bugün de. Hocanın laf verip veriştirdiği ve gülmekten karnımızın ağrıdığı bir tarih dersinden sonra edebiyata girdik. O da iyi geçti. Edebiyat öğretmenimiz Ömer Hoca aynı zamanda sınıf öğretmenimiz olduğu için daha yakınız.

Haftalar sonra Hakan Hoca bütün neşesiyle girdi sınıfa, gülücükler dağıtarak anlatıyor da anlatıyor... Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Çoktandır arkadaşlarla toplanıp bir şey yapmadık. Oturup kantinde bir şeyler yiyoruz. Etüde girince gelip bir bıkkınlık çörekleniyor üzerime. Ne zamana kadar devam edecek bu sıradanlık? Hayatlarımız hep başkalarına benzemek zorunda mı? Aynı şeyleri yaptığımız, test çözdüğümüz etütlerin ardından akşam oluyor nihayet. Dışarıda sokak lambasının ışığında parlayan kar tanelerine ve ne olduğunu anlayamadığım küçük bir kırmızı ışığa bakarak müzik dinliyorum. Biraz yukarı çıkıp ders çalışıyorum. Uykum geliyor. Yarın yeni bir güne, aya, mevsime başlayacağız. Soğuktan ellerimizin donacağı, dışarıya çıkamayacağımız, çoğu kez hastalanacağımız… Aksiliklere mi demeli yoksa?

Neyse işte, her mevsimin kendine göre bir güzelliği vardır derler. Her ne kadar sıkılsam, bıksam da sonbaharları seviyorum ben. Ölüp tekrar dirilecek şimdi doğa. Yazdıkça yorgun düşüyorum. Uyuyorum kışa uyanmak üzere. İyi geceler günlüğüm.

“Bizi sevmedi Kasım! Ama sen yine de kapıyı ‘aralık’ bırak…”

***

Editör: Zeliha Akkaymak tarafından kaleme alınan ve 'Yaşadığım Bir Gün’ adlı yazı dizisinin bir bölümünden alıntılanan bu yazı, Bayburt Bilgi Paylaşım ve Proje Üretim Derneği tarafından orta öğretim öğrencilerine yönelik düzenlenen ödüllü ‘Günlük Tutma Yarışması’nda ikincilik ödülüne layık görüldü.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.