BAYPROJE, tarımda yol haritasını çıkardı

Bayburt Postası - Bayburt Bilgi Paylaşım  ve  Proje Üretim Derneği (BAYPROJE)  tarafından yürütülen Çiftçi Eğitim Seminerleri sonuçlandı. Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA), Bayburt İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Ziraat Odası işbirliğiyle yürütülen proje hakkında bir açıklama yapan BAYPROJE Başkanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, çalışmalar sonucunda Bayburt için üç öncü sektör tespit ettiklerini belirterek, “Öncü olarak tespit edilen sektörler içinde tarım ve hayvancılığa Bayburt’ta acilen el atılması ve ilgilenilmesi gereken birer sektör olarak tespit ettik” dedi.

BAYPROJE, tarımda yol haritasını çıkardı

BAYPROJE'den kalkınmaya yönelik önemli tespitler...Bayburt Postası - Bayburt Bilgi Paylaşım  ve  Proje Üretim Derneği (BAYPROJE)  tarafından yürütülen Çiftçi Eğitim Seminerleri sonuçlandı. Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA), Bayburt İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Ziraat Odası işbirliğiyle yürütülen proje hakkında bir açıklama yapan BAYPROJE Başkanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, çalışmalar sonucunda Bayburt için üç öncü sektör tespit ettiklerini belirterek, “Öncü olarak tespit edilen sektörler içinde tarım ve hayvancılığa Bayburt’ta acilen el atılması ve ilgilenilmesi gereken birer sektör olarak tespit ettik” dedi.

Bayburt’ta tarım ve hayvancılığı tüm alanlarıyla birlikte incelemeye alan bir çalışmaya imza atan BAYPROJE, Bayburt merkez, Demirözü ve Aydıntepe’de eğitim seminerleri düzenledi. Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Tan, Prof. Dr. Ali Koç, Prof. Dr. Ali Öztürk, Prof. Dr. Yunus Emre Özkanlar, Doç.Dr. H. İbrahim Erkovan, Doç. Dr. M. Akif Yörük, Yard. Doç.Dr. Sinan Kopuzlu ve arıcılık uzmanı Zir. Müh. Hüsamettin Meral’in katıldığı seminerler hakkında bilgi veren BAYPROJE Başkanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız önemli açıklamalar yaptı.

Değerlendirmeler sonucunda tarım ve hayvancılığı Bayburt’ta önemli kılan nedenleri ortaya çıkardıklarını söyleyen Prof. Yıldız, “Bayburt’ta nüfusun yüzde 56’sı ilçe ve köylerde yaşamaktadır. Toplam arazinin yüzde 49’unun mera ve yayla olduğu ve bu mera ve yaylalarda bitki çeşitliliği ve kalitesinin iyi olduğunu tespit ettik.” dedi.

Bayburt’un Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nin en geniş tarım arazisine sahip olduğuna da dikkat çeken Prof. Yıldız, “Bayburt Ovası 900 kilometrekaredir. Akarsu ve yer altı suları açısından iyi durumda ola bu arazi genelinde son yıllarda sulama göletlerinin sayısı artmıştır. Halen 15 kadar sulama göleti mevcuttur.” diye konuştu.

“Araklı ve Kop tüneli yeni bir pazar yaratacaktır”

BAYPROJE Başkanı Prof. Dr. Rıfat YıldızYıldız, tarım ve hayvancılık için arazi bakımından oldukça elverişli bir durumda olan Bayburt’ta ekilebilir arazinin yüzde 30’unun kullanılmadığını ve bu oranın yüzde 50’ler seviyesine çıktığını gözlemlediklerini de belirtti.

Kullanılmayan arazinin yanı sıra Araklı ve Kop tünellerinin faaliyete geçmesi ile birlikte Bayburt’un tarım alanında aslında çok büyük bir pazara sahip olacağını dile getiren Prof. Yıldız, “Araklı ve Kop tünellerinin bitirilmesiyle, Bayburt çevresindeki Trabzon, Rize, Erzurum ve Erzincan’a sadece bir saat mesafede olacaktır. Bu coğrafyada ise yaklaşık 2,5 milyon kişi yaşamaktadır ki, bu nüfus Bayburt açısından büyük bir pazar potansiyeli demektir” şeklinde konuştu.

Açıklamasında tarım hayvancılık alanındaki üretim ve işletme sorunlarına da değinen Prof. Yıldız, çiftçilerde genel olarak teknik bilgi eksikliği olduğunu söyledi.

Çiftçi Eğitim Seminerleri adlı projenin amacının bu ve benzer sorunları gidermek olduğunu fakat tek başına yeterli olmadığını da sözlerine ekleyen Prof. Yıldız,  “Bu tür eğitim programlarına kamu görevlilerin ve yerel yöneticilerin daha duyarlı olmaları bekliyoruz” dedi.

Süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, koyunculuk, arıcılık, tatlı su balıkçılığı ve kümes hayvancılığı ile birlikte bitkisel üretim konusunda önemli açıklamalar yapan Prof. Yıldız, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Süt sığırcılığı

“Süt sığırcılığının yöre için uygun bir uğraşı olduğu ancak, 4-5 büyük işletme dışında (ki onlarında önemli sorunları mevcuttur) çok sayıda küçük aile işletmelerinin uygun olmayan ahır, yanlış beslenme ve sağlık problemleri ile üretim yaptıkları görülmektedir. Bu işletmelerde üretilen sütün toplanma koşulları, ph değerleri ve bakteri sayısı açısından iyi fiyatla pazarlanması mümkün olmamakta ve genellikle çiftçi sütü kendi ihtiyacı için işlemektedir. Bu durum; süt üretimini miktar, kalite ve dolayısı ile pazarlama sorunları yüzünden tatminkâr bir ekonomik faaliyet olmaktan uzaklaştırmaktadır.”

Meraya dayalı besi sığırcılığı

“Mera ve yayla açısından göreceli olarak avantajlı olan Bayburt’ta besiciliğin de yeterli ekonomik getiri ile yapılamadığı görülmektedir. Süt sığırcılığında olduğu gibi, barınma, beslenme ve sağlık sorunları hususunda yetersizlik ve yanlışlarla hayvan ölüm oranları yüksek seyretmektedir. Meraların ıslahı ve doğru kullanılmasıyla daha çok sayıda büyükbaş hayvan beslemek mümkün görünmektedir. Yetiştirilen hayvanların genellikle kurbanlık amacı ile yetiştiriliyor olması, sürekli pazarlama kanallarının geliştirilememiş bulunması, Bayburt’un hayvan kesimi ve sevki için yeterli tesislere sahip olamaması bu tür sığırcılığı da karlı bir biçimde sürdürmeyi sınırlamaktadır. Sonuç olarak, bundan 20–25 yıl önce Bayburt’ta yetiştirilen 75 bin sığıra karşı, son yıllarda 60–65 bin sığır yetiştirildiğini görüyoruz. Her ne kadar bu sayı içinde yerli ırk yerine melez ırk ciddi şekilde artmışsa da toplamda rakamın yetersiz olduğu açıktır.”

Koyunculuk

“İstatistikler 1991 yılında Bayburt’ta 241.897 koyun yetiştirildiğini gösteriyor. 2010 yılında ise bu sayının 23.000’e gerilemiş olduğunu görüyoruz. Bu günlerde bir miktar daha artmış olacağını tahmin edebiliriz. Bu duruma göre, Bayburt’ta yetiştirilen koyun sayısı son 20 yılda yüzde 10’lar seviyesine düşmüştür. Bayburt’un mera ve yaylalarının konumu ve bitki örtüsü itibariyle koyunculuğa çok elverişli olduğu ifade edildiğine göre, bu potansiyeli iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. Halen yapılan koyunculukta; şartlara uygun ırk seçimi, besleme, bakım ve doğurganlık konularında ciddi eksiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Bir yandan bu konulardaki bilgi eksikleri giderilirken diğer yandan da koyun yetiştiricilerinin birlikler marifeti ile örgütlenmesi, ürünlerin pazarlanmasında müşterek organizasyonlara gidilmesi, Bayburt’un bir koyun ve koyun eti üretim pazarlama merkezi haline getirilmesi için ciddi çalışmalar yapılması zorunludur.”

Arıcılık

“1991 yılında Bayburt’ta 10 bin kovan varken bugün 33 bin 500 kovan olduğu görülmektedir. Rakamlar önemli artışı işaret etmekle birlikte halen Bayburt’ta arıcılık potansiyelinin yüzde 20-25’inin değerlendirilebildiği ifade edilmektedir. Mera ve yaylalarındaki bitki, çiçek çeşitliliği ve kirlenmemiş havası ile Bayburt önemli bir bal üretim merkezi olabilir. Arıcılar Birliğinin kurduğu bal şişeleme ve ambalaj tesislerinin kapasitesinin ancak çok küçük bir kısmı değerlendirilmektedir. Bayburt balının kalite standartlarının oluşturulması ve markalaşma konularında çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmaların hızlandırılması, arıcıların konak yerlerinin altyapı ihtiyaçlarının giderilmesi, polen ve arı sütü üretimi ve dağıtımı için gerekli teçhizatın oluşturulması, Birlik marifeti ile kaliteden taviz vermeyecek bir üretim standardına ulaşılması suretiyle, Bayburt’ta bal üretimi önemli bir ekonomik güç haline getirilebilir.”

Tatlı su balıkçılığı

“Bayburt’ta tatlı su balıkçılığını ciddi ölçüde ve bilinçli biçimde yapan tek kuruluş, Harmanözü köyünde “Yavru Alabalık Üretim Kuluçkahanesi” kurmuş olan hemşerimiz Orhan İşi’dir. Aynı firma Gökçedere Göleti’nde de kafes balıkçılığı yapmaktadır. Esasen Bayburt’un mevcut akarsu kaynakları, inşa edilen baraj ve gölleri ile alabalık üretimi için de önemli bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Bu potansiyeli kullanacak bilinçli girişimcilerin oluşturulması ve bunların özellikle projelendirme, üretim teknikleri ve pazarlama konularında desteklenmeleri gerekmektedir.”

Kümes Hayvancılığı

“İl genelinde bu işi de ciddi ölçüde ve modern bir tarzda yapan sadece bir işletme mevcuttur. Çiğdemtepe köyünde Hasan Okur hemşerimiz 60 bin yumurta/gün kapasiteli bir tavukçuluk tesisi kurmuş bulunuyor. Modern tavukçuluk standartlarına uygun olarak dizayn edilmiş bu tesis dışında belki 10-20 bin kapasiteli birkaç tesis daha kurulabilir. Hasan Okur’un pazarlama konusunda da bir sorunu olmadığı anlaşılmaktadır.  Bu ise, yukarda belirtilen yakın çevredeki 2,5 milyonluk nüfusun, Bayburt için pazarlama konusunda önemli bir imkân olduğunu göstermektedir. Tavukçuluk yanında ilimizde diğer kanatlıların üretimi de geliştirilebilir. Örneğin Kaz ve Hindi üretimi düşünülebilir.”

Bitkisel üretimde ne durumdayız?

“Büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, Bayburt’ta kaba yem üretimini ön plana çıkarmaktadır. Yonca, Korunga, Fiğ, Çayırotu, Slajlık Mısır gibi bitkilerin yaygın, kaliteli ve verimli bir biçimde yetiştirilmesi zorunludur. Halen bu bitkilerin, mevcut boş ekilebilir alanlar dolayısı ile yeteri kadar alana ekilmediği ve üretim verimliliklerinin; uygun tarla seçimi, toprağın hazırlanması, uygun tohumun seçimi, zamanında sulama v.s. sebepler dolayısı ile düşük kaldığı görülmektedir. Verimliliğin yüzde 100 artırılabileceği ifade ve iddia edilmektedir. Ekilmeyen alanların (yüzde 30–50) ekilmesi, baraj ve göletlerle sulanan arazi miktarının artırılması ile birlikte toplam yem bitkileri ürün artışının yüzde 300’ler seviyesinde olabileceği hesap edilebilir. Bayburt kaba yem üretiminde hem kendi hayvancılığını doyuracak ve hem de çevre illere kaba yem satarak ekonomisini güçlendirecek bir konuma getirilebilir. Bir anlamda ciddi bir kaba yem üretim ve pazarlama merkezi olabilir. Çiftçimizin bu konuda ciddi şekilde bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi zorunludur.”

Kesif yem bitkileri

“Arpa, Yulaf, Çavdar, Buğday gibi tahıllar hayvancılıkta kesif yemler olarak adlandırılmaktadır. Hayvanların beslenmesinde çok önemli olan bu bitkilerin de, kaba yem üretimine paralel olarak verimli ve kaliteli biçimde yetiştirilmesi gerekmektedir. Bayburt’ta büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yapanlar bu ürünleri de tümü ile Bayburt’tan sağlamalıdır. Ekim alanlarının da kaba ve kesif yem üretimi için uygun oranlarda tahsis edilmesi icap eder.”

Seracılık

“Bayburt’ta sebze ve meyve üretimi konusunda önemli girişimler olduğunu görüyoruz. Aslandede, Kopuz, Dikmetaş, Oruçbeyli köylerinde, Akşar beldesinde meyve ve sebze üretimi ile ciddi şekilde uğraşan, seracılık yapan hemşerilerimiz mevcuttur. Genellikle Bayburt’un soğuk iklim şartlarına sahip olması dolayısıyla sebze ve meyve üretiminde şansı olmayacağı varsayılmış. En azından ekonomik açıdan yetersiz bir uğraşı olacağı düşünülmüştür. Ancak bunların doğru olmadığı hem ilim adamlarının beyanlarından ve hem de uygulamada elde edilen olumlu sonuçlardan anlaşılmaktadır. Örtü altı üretim uygulamasıyla fide üreterek, erkencilik uygulayarak verimli bir sebzecilik yapılabildiği belirtilmektedir. Ayrıca Bayburt’ta lahana, kırmızı lahana, brokoli, pazı, ıspanak, roka gibi serin iklim sebzelerinin başarılı bir biçimde üretilebileceği ve önemli bir ekonomik kazanç sağlanabileceği ifade edilmektedir. Unutmayalım ki halen Bayburt’ta tüketilen sebzenin sadece yüzde 3’ü Bayburt’ta yetiştirilmekte, yüzde 97’si diğer illerden getirilmektedir.” 

Bayburt’ta gerek hayvancılık ve gerekse bitkisel üretimde yaptıkları tespitlere göre; ekim alanlarının artırılması, sulanabilir arazilerin artırılması, hayvan besleme, üreme ve sağlığının iyileştirilmesi, ürün çeşidinin artırılması, verimin ve kalitenin yükseltilmesi, çiftçinin toplam gelirinin artırılması ve dolayısı ile de sosyal refah ve yaşam kalitesinin artırılmasının zorunlu olduğu belirten Prof. Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“Çiftçide genel olarak teknik bilgi eksikliği olduğunu, bunun mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bitkisel üretim ve hayvancılıkta ilmi usullere uyulmasının önemi ile birlikte büyükbaş hayvancılıkta ölüm oranlarının yüksek olduğu, bunun ise önemli bir ekonomik kayıptır. Uygun barınak, uygun besleme reçeteleri ve koruyucu sağlık tedbirleri ile hayvancılıkta ölümlerin azalacağı ve önemli ekonomik kazanç sağlanabilir. Bitkisel üretimde toprak analizi, tarlanın ekime hazırlanması, uygun ürün cinsi ve tohum çeşidinin seçimi, uygun sulama zamanı ve metodu ile verimliliğin ciddi biçimde artırılması için mevcut kooperatiflerin işlevlerini göremedikleri, kooperatiflerin aktif hale getirilmesinin ve birlikte iş görme kültürünün geliştirilmesi gerekir.”

“Belediye Mezbahası yetersiz”

“Bayburt’ta sağlıklı ve daha büyük ölçekli kesimler için,  hayvancılıktaki gelişmeye paralel olarak, kesimhane tesisi eksikliği mevcuttur. Belediye Mezbahası bu alanda yetersiz. Diğer yandan arıcılığın geliştirilmesi için, arıcı konak yerlerinde yol, elektrik ve su gibi problemlerin çözülmesi ve ayrıca polen ve arı sütünden yeterince yararlanabilmek için soğuk zincir oluşturulması gerekiyor.

Organik tarım ve hayvancılık için uygun çevreye sahip Bayburt’un bu avantajını iyi değerlendirmesi gerektiğini de belirten Prof. Yıldız sözlerini şöyle tamamladı:

“Çok gereksinim duyulan, tarım ve hayvancılıkta ara insan gücünün yetiştirilmesi ile birlikte Bayburt MYO bünyesinde hayvan besleme ve sağlığı, bitkisel üretim, arıcılık ve organik tarım bölümlerinin açılması için çalışmalar başlamalıdır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.