‘Tesisi olmayan kayak otelimiz var!’

1993 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm merkezi ilan edildikten sonra, 1995 yılında yapımına başlanan konaklama tesisleri ile ilgili sorunlar bir süre daha süreceğe benziyor!

‘Tesisi olmayan kayak otelimiz var!’
Bayburt Postası - 1993 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm merkezi ilan edildikten sonra, 1995 yılında yapımına başlanan konaklama tesisleri ile ilgili sorunlar bir süre daha süreceğe benziyor!

Turizm merkezi ilan edildiği 1993 yılından itibaren sorunlar yumağı haline dönüşen Kop Dağı Kayak Merkezi’nde, bugünlerde bir hareketlilik ve renklilik söz konusu. Konaklama ve tesisleşme sorunu süren dağda, ‘Kayak Evi’ni 15 yıllığına kiralayan ve yaklaşık 2 yıldır ‘olmadık’ bir süreçten geçerek, dağı birazcık olsun hareketlendirebilen işadamı Osman Çalışkan’ın kapısını çaldık… İşte o çok ‘düşündürecek’ söyleşiden öne çıkanlar? 

Söyleşi: Kürşat Okutmuş

- Sizi Bayburt’ta yatırım yapmaya götüren süreç nasıl gelişti?
- Rahmetli babam, 2-3 defa deneme yapmıştı, 'Bayburt’ta bir şeyler yapalım' diye. Bayburtlu olmayan arkadaş çevresini, iş adamlarını Bayburt’a katkı sunmaları için gayret gösterirdi. Kaç kere denese de başarılı olamamıştı. 

- Hırs yaptınız!
- Hırsla alakası yok. Zorluklar var. Her girişimde karşımıza çıkan en büyük engel bürokrasi ve ilgisizlikti. Mesela 1989 yılında (lise yıllarım) babamla birlikte Ayçicek Fabrikası kurmak için Bayburt’ta kapı kapı dolaştığımızı hatırlıyorum. Aynı geleneği ben de sürdürdüm. Tekstille uğraşan bir arkadaşımı Bayburt’a götürdüm ama sonuç alamadık. Yine bir iplik fabrikası kurmak istedik, daha sonra Gaziantep’ten bir fabrikayı Bayburt’a taşımak için uğraştık ama yine olmadı.

- Sebep?
- Mesela organize sanayi bölgesinin yapılanmaya başladığı yıllardı, 90’lı yıllar… Elektrik lazım, ‘elektriğinizi kendiniz çekeceksiniz’, yol bozuk, ‘yolunuzu kendiniz yapacaksınız’, trafo lazım, ‘kendiniz satın alacaksınız’… Hep bunları duyduk! Bugüne geldiğinizde yine benzer sorunlar çıkıyor karşınıza. Bu bir ekonomik yarış, 80 tane vilayet varsa, bu vilayetlerin içerisinde en geride olan, en geriden koşan, maalesef şu anda Bayburt…

- Deneyimleriniz ve denemelerinizden edindiğiniz tecrübeye istinaden soruyorum: Nedir Bayburt’un sorunu?
- Her bölge yatırımcı çekmek için uğraşıyor, zemin hazırlıyor. Bizde bu kültür yok, ilk başta o kültürün oluşması lazım. Bu kültürü de orada yaşayanlar oluşturacak. Dışardan birinin gelip, o kültürü Bayburt’a verme şansı yok. Yaşayan insan bu duyguya sahip olacak. 

- Bayburt size işkence ediyor ama yine de seviyor gibisiniz!
- (Gülüyor…) İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Bayburt’a 15-20 günlük tatil hatıraları ve ailemizin hatırası ile bağlıyız. Bir şeyler olsun istiyoruz. Bayburt’ta yaşayanlarda bir şeyler olsun istemeli. Yatırım sevdası ve saldırganlık maalesef Bayburt’ta yok!

- Babanızın hatırlarından çekiniyor olmalısınız…
- Doğrudur. (Gülüyor…) Babamızın vasiyetidir: 'Bayburt’ta var olan hiçbir şeyimizi satmayacaksınız. Satmak yasak! Kardeşin, akraban satıyorsa da sen alacaksın.' 

- Babanızın vasiyeti ve Bayburt sevdası, yıllar sonra sizi Kop’la buluşturdu… Bayburt’un yarayan kanalarından olan Kop Kayak Merkezi’nin işletmesine talip oldunuz… Nasıl başladı bu serüven? 
- Evet… Bir hafta sonuydu, ortaklarımızla birlikte Erzurum’a kayağa gittik. Palandöken’deyiz. Bayburt’ta bayimiz olan Fatih Durgut var, kayakla da haşır neşir bir arkadaşımız. Erzurum’da olduğumuzu öğrenince ortağımı arıyor ve Kop’a davet ediyor. Ortaklarım Sivaslı, bana ‘Bayburt’tan davet var, ne diyorsun’ deyince, Kop’ta karşılaşacağımız manzarayı bilsem de, gitmeyelim diyemedim. Kayak yapamadık tabi, bir sürü oflanan oldu! İşte o gün, Fatih (Durgut) oteli gösterdi bize. 

- Virüs o gün bulaştı yani…
- Evet. (Gülüyor…) Fatih arkadaşımız sürekli pres yaptı. Yapalım, çok iyi olur, ‘yürütürüz’. ‘Bürokraside her şey hızlı yürür, ne lazımsa 6 ay da hallederiz’ dedi. Ben çok önce denemişim, ‘etme, eyleme, olmaz’ derken en sonunda, hadi bakalım bir deneyelim dedik ve Kop’la ciddi ciddi ilgilenmeye başladık. 

- Sonra?
- Özel İdare ile konuşuldu. O dönem içeride kiracı var, çıkaramıyorlar ama tesis çalışmıyor aynı zamanda. Yapılan bir yatırımda yok. Mevcut işletmeciler sadece otel olarak bakıyorlardı anladığım kadarıyla. Otel olarak bakılamaz oraya! Otel oradaki yatırımın sadece yüzde 10'u...

- Kop Kayak Merkezi, bir hatalar zinciri gibi duruyor… Siz neler gördünüz? 
- Kop’un mazisinde yapılan iki büyük hata var. İlki tesisi yapmadan otel yapmış olmak, ikincisi tesis yapıyorum diye, Ağrı’dan sökülmüş son derece eski bir teknolojiyi Kop’a tesis adı altında monte etmek! Bu iki kritik hata Kop'u öldürmüş. Mevcut projeye baktığınız zaman iyi bir proje. Uludağ'ın ve Palandöken’in ilk yıllarından daha iyi proje… Planlamada hata yok, mantıklı bir planlama ama projeye uymayınca olmuş “kötü” bir proje. Ki, Kop dağı kötü değil tesis kötü.

- Hatalar zincirini biraz daha somutlaştırıp, açabilir miyiz?
- Kop Köyü’nün turizm projesinin içerisinde tutulması önemli bir hata olmuş. Galiba bu duruma Kop köyünden bir arkadaş önayak olmuş ve Kop Köyü’nü kıymetlendirmek için tutmuş projenin tam ortasına koymuş. Sınırsız bir para gelecekmiş gibi bir beklenti oluşmuş. Gelmeyince de bu defa aktarılan paraya göre bir şeyler yapılmaya çalışılmış. Hatta bir şeyler yapılıyor görünümü vermek için de otel yapılmış. O dönemi incelediğinizde komik bir süreç çıkıyor karşınıza. Süreç kaçırılmış ve hatalarda üst üste gelmiş. Proje bir anlamda öldürülmüş! Ardından da suç hep çalıştıranların üzerine kalmış. Devlet kendi eksiğini üstlenmemiş, demiş ki bu oteli işleten kötü işletiyor! Alakası yok...

- Sonuç?
- Sonuç şu: Tesisi olmayan kayak otelimiz var şu an! Tesisi olmayan kayak oteli ile yatırımın tamamı kurtarılmaya çalışılıyor! 

- ‘Tesisi olmayan kayak otelini’ kaç yıllığına kiraladınız?
- 15 yıllığına… 2 yılı bitmek üzere. 

- Kirası ne kadar?
- Kirası çok önemli bir bütçe değil. Yıllık 6 Bin TL kira ödüyoruz. 

- 2 yıl içerisinde ne kadar para harcadınız? 
- En son baktım, 2 yıl içerisinde 256 Bin TL harcamışız. 

- Nereye harcanmış bu para?
- Eleman parası dışında eskilerin tabiri ile boş işlere harcanmış! Elektrik ve bitmeyen tamiratlar…

- Kiralamadan önce bir araştırma yapmış mıydınız?
- Otel var mı? Var. Plan yapılmış mı? Yapılmış. Kaynak bitene kadar bir şeyler yapılmış ama yapılanlar doğru yapılmamış. Mesela; kalorifer kazanlarının vanaları yok, pompası yok! Her şey sökülmüş! 96-97 model kazanlar, çalışır durumda değiller. İşte bu ve benzeri kısımları incelemeyerek hata yaptık. Bunların hiç birini önemsemiyoruz artık. Hepsini yeniliyoruz. 

Bu ve benzeri hataları farkedince; kayak federasyonundan yetkililer getirdik. Uludağ ve benzeri dağlardan işletmeci profesyonel müdürleri davet ettik. Mövenpick Otel’in mutfak ve otel yönetimi ile ilgili profesyonellerini getirdik. Hepsinden aldığımız raporlar, Kop’un bu haliyle ayağa kalkamayacağı yönünde oldu. 

- Neler tespit ettiler? Tavsiyeleri ne oldu?
- Doğal olarak “kayak oteliyseniz kayak tesisinizin olması gerekir” dediler. (Gülüyor..)

- Kayak tesisini inşa etmek sizin işiniz değil! Sırayla gidersek, dağda neler eksik?
- Kamulaştırmada sıkıntı var. Arazi hâlâ köylünün… Teleski direklerinin dışında kamulaştırma yapılmamış. Komik bir kamulaştırma olmuş sonuçta! Kamulaştırma yapmak için arazi üzerine hacizler konmuş, kamulaştırma yapılacağı bilgileri belgelerle verilmiş ama para ödenmemiş. Para ödenmediği içinde tabi ki satın alma olmamış. Mesela Erciyes’te, daha işin başında Erciyes A.Ş.’yi kurdular ve Erciyes Dağı’nın tamamını kamulaştırdılar. Köy dahil hepsini...

Ardından da master planı yapıldı. 5 yıllık süreçte ne olacak? 10 yıllık süreç ne getirecek? Şu kadar yoğunluk olursa acil ihtiyaçlar neler olur? Her şey ince ince, adım adım planlandı. Kop’un master planı var mı? Yok! İmar planı var ama kapsamlı bir master planı yapılmamış.

- Kop’un planında neler var? Ortada bir şey yok ama planlamaya nasıl buldunuz?
- Bizce turizm imar planı doğru yapılmış ama plana göre hareket edilmemiş. Mesela bizim kiraladığımız otelin yeri planda helikopter pisti olarak görünüyor. Ardından karayolu değişmiş, tünel inşaatı başlamış. Karayolu bütün planı ortasından parçalayıp götürmüş. Mesela 5 adet otel planlanmış. Ama bu oteller nereye konuşlanacak?

- Sizin bir “b planınız” var mı?
- (Gülüyor…) Yok! Tek bildiğim şu: Mevcut düzenle bu işin profesyonelleri ile çalışma şansınız yok. 

- Kafe kısmını açtınız ama oteli açmadınız?
- Açalım ama kime hizmet etmek için açalım. Bayburtlu otel için oraya gelmez ve gelmemeli de! Kayak tesisi olmayan bir kayak otelinde kayak dışında her şey yapılır. Hele burası Bayburt’tan uzak bir noktadaysa insanlar ne arar orada? 

Oteli aç diyorlar ama oteli açtığımda, kayak tesisi olmayan bir oteli neden açalım. Ne olacağını biliyorum ve bu haliyle biz bu oteli açmayız. Ne zaman ki eksikler giderilir, kayak tesisimiz olur, işte o zaman kayak oteli olarak hizmete gireriz. 

- Bu konuda Kop’un temiz bir sicili yok anladığım kadarıyla!
- Sonra sonra öğreniyoruz ki; zamanında herkese teklif edilmiş. Ünlü otel zincirleri de dahil… Evet, kötü bir namı var piyasada ama değiştireceğiz. Kop dağı kayak tesisi olacak ve burası kış turizmine hizmet edecek. 

- Kiralayanlar hizmet dışı kullanmış yani…
- Evet, maalesef. Şimdi olan biteni burada sıralamaya gerek yok. Ama sporla alakası olmayan her şey yapılmış burada. Ki, çok ta görmüyorum; kayak tesisi olmayan bir kayak otelinde başka ne yapılır ki! 

- Cafenin hizmete başladığını öğrendik. Neler var hizmetin içerisinde?
- Konaklama dışında günlük tüm hizmetleri vermeye başladık. Kayak, kıyafet, kızak gibi tüm malzemeleri kiralayabilir, yiyecek ve içecek gibi tüm hizmetleri sunuyoruz. Şu anda 7 personel başladı çalışmaya. Hafta sonlarına biraz daha ağırlık vereceğiz. Birazda talebe göre hareket edeceğiz. 

- Pistlerin durumu nasıl?
- İşte orada sıkıntılar çok. Hep başından beri söylüyorum ya, kayak tesisimiz yok diye. İşletme bizim sorumluluğumuzda, konaklama dışında hepsi artık mevcut. Fakat mesela kar yağdı, işte o karın hemen ezilmesi gerekiyor. Karı ezmek için snowtrack lazım. Mevcut snowtrack, hurdalık vaziyette. Sağ olsunlar Spor İl Müdürlüğü’müzün ciddi gayretleri var. En azından bir çaba söz konusu. 

- Eksik çok yani…
- Evet, hem de nasıl! Çok ilginç detaylar öğrendik. Mesela Baybylift’e ihtiyacımız var. İnsanlar en azından otelden teleskiye kadar çıkabilsinler. Bayburt’ta bu küçük liftlerden 2 tane varmış ama şimdi yok! 

- Neredeymiş peki?
- Bayburt’un kendi mülkiyetinde olan 2 lifti de tutmuş, çok ekipmanımız olduğundan olsa gerek, Muş’a ve Artvin’e hediye etmişiz. Karşılığında bir şey yok, bedava vermişiz bunları. Kar motorları varmış, bunlarda hediye edilmiş. Daha çok gariplikler var ama en çok şu Babyliftlerin hediye edilmesini hiç bir zaman anlayamadım. Çünkü dağın buna ihtiyacı var! Zaten her şeyin eksik, niye olanı da başkasına verirsin ki!

- Belki yürüyen halı düşünülmüştür!
- (Gülüyor…) Evet, kesin. Yürüyen halı, Babylift’in günümüzde görevini yapan bir sistem. Biz bu konuda bir araştırma yaptık. Hatta Kayseri’de yerli bir üretici bulduk ve aldığımız teklifleri ilgililerle paylaştık. 


- Her türlü olumsuzluğa rağmen “umudumuzu” taze tutmakta fayda var… 
- Bunlar umutsuzluk değil, aşmamız gereken sorunlar. Erzurum’da Üniversitelerarası Olimpiyatlar yapıldı ve 660 Milyon TL harcandı. Bir araştırdık, bu paydan Bayburt hariç bölgede herkes nasiplenmiş! 

Bayburt kayağa uzak bir kent değil. Hemen hemen herkesin kayakla veya kızakla bir anısı var. Ama günümüzde bir kopuş söz konusu… Kayağa bakış biraz değişirse “şu kayak nasıl bir şeymiş, birde ben deniyeyim” denilirse, olmadı kızakla bir kayayım, çocuklarla eğleneyim denilirse niye olmasın… 44 yaşındayım, 42 senede gitmediğim kadar 2 yıl içerisinde Bayburt’a gittim. Evet, biraz yol aldık ama süreç o kadar yavaş işliyor ki! Sevindiğim bir nokta var, o da bir farkındalık oluşmaya başladı sonunda.

- Kısaca yol haritamınız yeniden dile getirelim mi?
- İlk önce planların sonuçlandırılması, ardından da kamulaştırma eksiğinin tamamlanması gerekiyor. Ardından telesiyej yapılmalı. Bu 3 maddeyi çözersek, arkası kendiliğinden gelecektir. Kararlar alınsa ve bugün ciddi anlamda start verilse bu 3 maddeyi 1 yıl içerisinde çözmüş oluruz. 

- İsterseniz toparlayalım…
- Yeni dönemden bizler de umutluyuz. Kop Dağı makus talihini bizle ve bizsiz yensin istiyoruz. Artık Ankara’da da güçlüyüz. Bürokrasi de sağ olsunlar ilgili konuyla. Özellikle söylüyorum bunu; Bayburt’ta yaşayanlar kayağa sahip çıkarlarsa bu iş olur ve sonunda hepimiz ‘iyi ki olmuş’ deriz. Ayrıca çok teşekkür ediyorum bu konuya gösterdiğiniz ilgi nedeniyle. 

(*) Bu röportaj 11 Şubat 2016 tarihinde yapılmış ve Bayburt Postası'nda yayınlanmıştır.  
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
ALOŞ 8 yıl önce

Bir zamanlar tekstil atölyesiydi garibim otel