1952 ve 1992 arasına sığdırılan 40 yıllık dönemde, onun idealleri bir bir gerçekleştikçe, paylaşılan ortak mutluluklar Bayburt’u yüceltmiş, birlik ve beraberliğin kenetlenmesinde önemli bir unsur olarak hep ön planda tutulmuştu. Bu ortak mutlulukların buluşma adresi ise yine onun eseri, Bayburt Postası'ydı...
Yaşatmaya çalıştığımız Bayburt Postası gazetesinin arşivinde yer alan anıların tarih kokan atmosferinde, Bayburt’un dünü ve bugünü kıyaslandığında; o ortak mutluluklarla beraber sayfa sayfa ve sütun sütun kaybettiğimiz değerlerin kıymetini ise şimdi daha iyi anlıyoruz.
Bugün, Osman Okutmuş'un aramızdan ayrılışının 24'üncü yıldönümü...
Onun 63 yıl önce Bayburt Postası gazetesine çizdiği yol; 63 yıl sonra yine Bayburt Postası gazetesinin Bayburt’a verebileceği hizmete ve Bayburt'a yönelik atabileceği adımlara bir kılavuz, bir nur gibi hâlâ ışık tutmaktadır. Ve onun bize bıraktığı mücadelesini sürdürmek için nice altmışlı yıllar daha yaşamak gerek!
BEKDER Onur Ödülleri gecesinde “Osman Okutmuş” için hazırlanan kısa belgeselin son sözleri, onun mücadelesini ve 63 yıla olan katkısını özetler gibiydi:
“Hayata gözlerini kapattığı gün sadece ömrünü vakfettiği Bayburt Postası’nda ki köşesi boş kalmadı. Onun Bayburt’un içtimai hayatındaki yeri hâlâ boş. Bir adem oğlu düşünün, ait olduğu kentle bu kadar harman olmuş, bu kadar yalın ve çıkarsız sevmiş doğduğu kenti. Bir insanoğlu düşünün hem bu topraklardan beslenmiş, hem de bu toprakları besleyebilmiş. Bir insanoğlu düşünün, bir varmışla bir yokmuş arasında hep var olmuş…”
Osman Okutmuş’un ardından…
Bayburt Postası Gazetesi ve Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucusu Osman Okutmuş’un vefatının ardından gazetemizin köşe yazarları ve dostları onu yazmışlardı... Aramızdan ayrılışının 24'üncü yılında, onu tanıyan her kişiye ve onu anlatan her yazıya bugün daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü hâlâ onun bize çizdiği yoldan yürüyor ve hâlâ ona öykünüyoruz...
Şair ve yazar Yahya Akengin, “O, bir Bayburt sevdalısıydı. Tevazu sahibiydi. Fakat memleketimize olan hizmetlerinin yeterince yankı bulduğunu söyleyemiyorum. Çünkü Osman Okutmuş ağabeyimiz reklamı sevmiyordu. İnancım odur ki; Bayburt’un kültür tarihi, Bayburt Postası’nın koleksiyonlarıdır. Bayburt için en büyük eseri vücuda getirmek, O’na nasip olmuştur” dediği gibi bizler de; Bayburt Postası'nın onun karakteriyle şekillendiğini ve nesilden nesile bırakılacak bir miras olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz...
Araştırmacı yazar Selim Gürbüzer'in “Sanatı, tefekkürü, mizacı, mücadelesi ve bütünüyle ilgi çekici sahalarıyla bu kadar geniş çaplı, çok yönlü bir insanı kaleme almak hem zordur, hem de ortaya yazı değil, eser koymak gerekir. Onun hakkında yazılacak her yazı, eksik ve sınırlı olmaya mahkumdur” yorumundaki gibi; onu eksik ve sınırlı ifadelerle anıyor, bu görevi onu bizden çok daha iyi tanıyanlara bırakıyoruz...
İşte onu anlatan birkaç veda yazısı:
Yahya Akengin: Bayburt'un sevdalısıydı...
*
Selim Gürbüzer: Bir gönül abidesi...
*
Behram Destanoğlu: Bayburt Postası ve Osman Okutmuş...
*
Doç. Dr. Ülkü Gökalp Güney: Yazı masanda…
*
Hükmü Pekmezci: Eseri 63 Yaşında...
*
Kenan Niyazi Abdullahoğlu: Bayburt Futbol Direktörü…
*
Faruz Nafiz Kılıçalan: Hafiza-i Beşer: Osman Okutmuş...
*
Kürşat Okutmuş: Yadigâr hâlâ kara yasta…
Osman amcama Allah rahmet eylesin. Biz ondan cok sey ogrendik.Yeri dolmaz bir buyugumuzdur.Kendini saygi ve hurmetle aniyoruz.MAKAMI CENNET OLSUN.