Yüzyıllardır sönmeyen ocak

''İspir, Aşkale, Kelkit, Tercan, Otlukbeli, Yağmurdere gibi yerlerin bütün zirai işleri Bayburt'ta yapılırdı. Bayburt’un bilim ve sanat merkezi olduğu yılları, kitaplar dolusu yazmaya kalksan bitmez...''  Bu sözler, geçtiğimiz günlerde 24. Ahilik Haftası kutlamalarında Bayburt’ta yılın ahisi seçilen demirci esnafı İhsan Özdemir’in ödül konuşmasından küçük bir alıntı sadece. Fazla cümle kurmadan anlatmaya çalıştığı; -çok uzak değil- yarım asır öncesi Anadolu’nun ücra bir köşesinde ‘üreten bir toplum’un yaşadığıydı… Ve ‘ben o toplumun sadece bir neferiydim’ diyor.

Yüzyıllardır sönmeyen ocak

Yüzyıllardır sönmeyen ocak...''İspir, Aşkale, Kelkit, Tercan, Otlukbeli, Yağmurdere gibi yerlerin bütün zirai işleri Bayburt'ta yapılırdı. Bayburt’un bilim ve sanat merkezi olduğu yılları, kitaplar dolusu yazmaya kalksan bitmez...''  Bu sözler, geçtiğimiz günlerde 24. Ahilik Haftası kutlamalarında Bayburt’ta yılın ahisi seçilen demirci esnafı İhsan Özdemir’in ödül konuşmasından küçük bir alıntı sadece. Fazla cümle kurmadan anlatmaya çalıştığı; -çok uzak değil- yarım asır öncesi Anadolu’nun ücra bir köşesinde ‘üreten bir toplum’un yaşadığıydı… Ve ‘ben o toplumun sadece bir neferiydim’ diyor.

Onun bu ifadesi gururlu ama sonuna kadar savunmaya haklı olduğu bir geçmişi anlatıyor!

Demirci esnafı İhsan Özdemir gibi; taşına, toprağına sevdalı ve mesleğine bu kadar bağlı insanların yaşadığı Bayburt için anlatılanlar; hep geçmişte mi kaldı? Ya da bugün için ütopik görünen ‘o’ yaşanmışlıklar, günümüzde de devam ediyor mu? Bu sorunun cevabını bize Bayburt’un Çiğdemtepe (Tomla) köyünden, Bedriye Eraslan veriyor…

Bedriye Eraslan, 71 yaşında… Geçmişte ‘Ahiler’in kadın kolu olarak adlandırılan ‘Anadolu Kadınları’ndan sadece biri… Alnındaki çizikler, üçüncü kuşağın izlerini yansıtıyor…

Eraslan, Bayburt'ta nesli tükenmek üzere olan bir mesleğin sahibi... Yani 'tandır' ustası...

O da; kendi kuşağı gibi Bayburt’ta yok olmaya yüz tutmuş geleneklerden birini her şeye rağmen yaşatmaya devam ediyor…

Ve eski heyecanı kadar olmasa da…

*

Doğu Anadolu’daki eski Türk evlerinin mimari yapısının vazgeçilmez bir unsuru olan tandır, Bayburt’ta da geçmiş zamanlarda hemen her evde pişirme amaçlı kullanılan bir düzenektir. Her evde ayrı mekânlar inşa edilerek ‘tandır evi’ diye adlandırılan bu mis kokulu odalar, günümüz fırıncılık mesleğinin de bir nevi atası sayılır.  Bundan 30 yıl öncesine kadar Bayburt’ta hemen her evde işlev gören tandırlar, bugün şehir merkezinde yok denecek kadar azaldı. Şehir merkezinin yanı sıra köylerde bile zaruret olmaktan çıkan ve ev yaşantısından ağır ağır çekilen bu gelenek, zamanla yerini modern ısınma araçlarına bıraktı. 

Geçmişte ayrıca bir meslek olan ve hatta çevre illere dahi ticareti yapılan tandır, yöredeki kimi birçok ailenin geçim kaynağı olarak da 1985’li yıllara kadar devam etti. Bu geleneğin hemen her evde yaşatıldığı o yılları anlatanların ifadesine göre; çevre illere ticareti yapılan tandırlar, talep fazla olduğu için ‘kamyonlarla’ taşınırmış! Tandır mesleği de genellikle kadın ustalar tarafından yapılırmış…

*

İşte biz de geçmiş zamanlarda tandır mesleğini icra eden o maharetli elleri aradık… Ve Çiğdemtepe köyünden bir haber aldık... Bayburt’ta tandır denince akla ilk gelen yerlerden biri olan Çiğdemtepe köyü sakinlerinden Bedriye Eraslan, ilerlemiş yaşına rağmen bu geleneği sürdürmeye devam ediyor...

“Tandırın anavatanı Tomla, ustası da benim”

Çiğdemtepe köyünde Bedriye Eraslan'a ulaşma çabamız içerisinde bizlere aracı olan Şakir Eraslan’a teşekkür ederiz...Bugün Çiğdemtepe köyünün bu konudaki en maharetli ustası olan Bedriye Eraslan’ı tandırevinde ziyaret ettik.

Bayburt’un birçok köyünde benim yaptığım tandırlardan vardır” diyerek kendisini usta edasıyla bize tanıtan Eraslan, “Bayburt’ta tandır, Tomla’da yapılır. Yani tandırın anavatanı Tomla’dır” diyerek sözlerine şöyle devam etti: 

52 yıl önce Konursu kasabasından Çiğdemtepe köyüne geldiğim günden itibaren bu işin içinde buldum kendimi. Yaklaşık 50 yıldır da tandır yapımı ile uğraşıyorum

Hammaddesi, özel toprak...

Çocuk yaşta iken kaza ile bir gözünü kaybeden Eraslan, 4 çocuk ve 17 torun sahibi. Yarım asır önce Konursu kasabasından gelin olarak geldiği Çiğdemtepe köyünde öğrendiği tandırcılık mesleğini, bugün ilerleyen yaşına rağmen devam ettirebiliyor.

Bir hayli emek isteyen tandır yapımının inceliklerini anlatan Eraslan, bize şu bilgileri verdi: 

Her topraktan olmaz. Özel toprağı vardır, kav dediğimiz. Öncelikle o güzelce bir yayılır, ortasına saman serpilerek, ıslatılıp hasırlanır. En çok eziyetli tarafı ise o toprağın çiğnenmesi. Bu iş birkaç gün sürebilir. Daha sonra elde işlenmeye alınır. Bir tandırın hazır hale gelmesi 6 gün kadar sürebilir

İhtiyaç ve sipariş üzerine yaptığı tandırların sayısını hatırlamayan Eraslan, bir tandırın maliyetinin ise ebatlarına göre 250 - 400 TL arasında değiştiğini söyledi.

Köy yaşantısının vazgeçilmez bir unsuru

Bugün birçok köylü vatandaşın aksine ekmeklerini tandırda pişirdiğini söyleyen Eraslan, kendisi gibi köy hayatı yaşayanlara da bir tavsiyede bulundu:

İnsanımız kolaya ve hazıra kaçıyor. Bu iş biraz zahmetlidir ama fırında pişen ekmek tandırda pişen ekmeğin tadını vermez. Ekmeğimizi ben yapıyorum ama dizlerim ağrıdığı için gelinim yardım ediyor.  Ekmeğin rapatasını ben vuruyorum, diğer işlerini gelin yapıyor. Evinde tandırı olupta, yakmayanlara tavsiyem evlerinin ekmeklerini kendileri yapsınlar. Hele köyde yaşayanlar için özellikle söylüyorum, tandır köy yaşantısının vazgeçilmez bir unsurudur” 

SON SÖZ / Şehir merkezinden tamamen çekilen ve köy hayatında bile zaruret olmaktan çıkan tandır geleneğini yaşatanlar, “Çiğdemtepe köyü”  örneğinde olduğu gibi hâlâ var. Günümüzde çoktan köyünden uzaklaşmış ama kendine ait müstakil bir ev yaptırırken, -çocukluk anılarının geçtiği o evlere duyulan özlemle- evin bir köşesine yaptırılan tandırı, başka diyarlarda da tüttürmeye çalışanlar vardır muhakkak. İşte aynı kokuyu oralarda da almak veya biraz olsun özlem gidermek isteyenler için Bedriye Eraslan ve onun gibiler geçmişin kültürünü hâlâ yaşatmaya çalışıyorlar…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.