Müjdeler olsun: Karantinadayız!

Ülke genelinde yayılan şap hastalığı, çiftçiyi ve hayvancıyı el üstünde tutan devleti alarma geçirdi. Bakanlık, Valilikler, Tarım İl Müdürlükleri, Belediyeler, hatta Zabıta ve İtfaiye (!) dahi, mesai harcayarak, bulaşıcı hastalığa savaş açtı. Bayburt Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü ve Bayburt Belediyesi’nin başlattığı olağanüstü çalışma karşısında şaşkına dönen besiciler, “biz bile, bu kadar sevildiğimizi bilmiyorduk” dedi!!!

Müjdeler olsun: Karantinadayız!

Ülke genelinde yayılan şap hastalığı, çiftçiyi ve hayvancıyı el üstünde tutan devleti alarma geçirdi. Bakanlık, Valilikler, Tarım İl Müdürlükleri, Belediyeler, hatta Zabıta ve İtfaiye (!) dahi, mesai harcayarak, bulaşıcı hastalığa savaş açtı. Bayburt Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü ve Bayburt Belediyesi’nin başlattığı olağanüstü çalışma karşısında şaşkına dönen besiciler, “biz bile, bu kadar sevildiğimizi bilmiyorduk” dedi!!!

 

Keşke, bu dosya bu cümlelerle başlasaydı!

Aslında, son yıllarda Bayburt’u ziyaret eden konuk Bakan, Milletvekili ve bürokrat demeçlerine bakılırsa, Devletin; tıpkı yukarıdaki cümlede olduğu gibi, çiftçi ve besici için dişini tırnağına takması beklenirdi!

Öyle ya, her cümle “o ağızda” şöyle başlamıyor mu: “Bayburt bir hayvancılık şehridir. Bayburt’un geleceği hayvancılıktadır!”

Bakın şimdi, o hayvancılığı ile meşhur, sözde olan ama özde olmayan hayvancılık konusunda son 1 ayda Bayburt’ta neler yaşandı:

Hayvan Pazarları kapatıldı, “karantina” başladı!

Ateş pahası olan et fiyatlarının gölgesinde, derdi bitmeyen besiciye son darbe “şap”tan gelmişti!

Türkiye genelinde 700 noktada görülen şap, aralarında Bayburt Hayvan Pazarı da dahil olmak üzere 40 büyük hayvan pazarının kapatılmasına sebep oldu. Öyle ki, Doğu Anadolu başta olmak üzere bir çok bölgeden Marmara, Ege ve Trakya’ya hayvan geçişleri yasaklandı.

El yakan et fiyatları ve canlı hayvan ithalatına dair tartışmalar arasında yaşanan bu kaos, Kurban Bayramı öncesinde besicilerin başını döndürmüştü!

Bayburt’ta en önemli önlem(!), Belediye’ye ait hoparlörden duyuruluyordu Bayburtlulara:

“Tespit edilen şap salgını nedeniyle Bayburt Hayvan Pazarı 1 ay süre ile kapatılmıştır.”

Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla Hayvan Sağlığı Zabıta Komisyonu tarafından alınan bu karar halka duyurulmuş, ortalık süt liman olmuştu!

Oysa köyler yangın yeriydi!

Sığır, manda, koyun ve keçiler hızla yayılan bulaşıcı hastalığa tutulmuş, köylü bir başına kalmış, ateşi çıkan hayvanları sabahlara kadar hortumla su tutma marifetiyle soğutmaya çalışıyordu!

İşte tam bu sırada Bayburt Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama yüreklere su serpiyordu:

Tarım İl Müdürü Abdullah Ertuğrul“Şap salgınının tespit edilmesiyle birlikte uzman ekipler hastalıkla mücadele çalışmalarını aralıksız yürütüyor. Yolaltı, Uğrak, Çiçekli, Balkaynak ve Çiğdemtepe köylerinde şap salgını tespit edilmesinin ardından söz konusu köylerde karantina uygulamaya başladık. Hastalığın tespit edilmesinin ardından kent merkezi, ilçeler, beldeler ve köylere hayvan giriş ve çıkışına izin vermiyoruz. İlde bulunan hayvan pazarını tedbir amaçlı olarak 1 ay süreyle kapattık. 5 köyün yanı sıra bazı köylerde de hastalığa rastlandı. Ancak bu köylerde karantinalık bir durum yok. Aşılar ücretsiz. Ama bazı üreticiler çeşitli nedenlerle hayvanlarını aşılatmıyor.''

(Bu arada, söylemekte yarar var; Bayburt Tarım İl Müdürü Abdullah Ertuğrul, bu açıklamayı yaptığı tarihten kısa bir süre sonra, 6 Eylül 2010 Pazartesi günü 15 günlük izne ayrıldı. Kendisine iyi tatiller diliyoruz.)

Gelelim Sayın İl Müdürü’nün izne çıkmadan önce açıkladığı, uzman ekiplerin hastalıkla mücadelesine… Konuyla ilgili daha önce Avrupa Birliği Mali Yardımcıları çerçevesinde Türkiye'de şap hastalığının kontrol altına alınması için bir proje hazırlanmıştı. 2008-2010 dönemini kapsayan bu proje ile yoğun aşılama politikası izlenerek şap hastalığının kontrol altına alınması hedeflenmişti. Peki Bayburt, proje kapsamında hedeflenen noktanın neresinde? İşte tam burada sözü besiciye, köylüye, köy muhtarlarına bırakmak istiyorum. Çünkü olan biten, yangın yerinden yükselen bu seslerle çok net görünüyor!..


“Tamamen yalnız bırakıldık. Anlaşılacak gibi değil”

Çiğdemtepe (Aşağı Tomla)
KARANTİNA ALTINDA
Ali Kurt / Muhtar

“400 hayvanımızın tamamı hasta. 40’a yakın hayvanımız telef oldu. Bir kere geldiler, karantinaya aldık dediler, biraz dezenfekte ilacı verdiler, gittiler. Bayağı bir sıkıntı çektik. Bu hastalık öyle bir şey ki, havyana inanılmaz bir ateş basıyor. Sabahlara kadar hortumla, soğuk suyla yıkadık hayvanları. Zarardan geçtikte, bir noktadan sonra hayvanlara acıyor insan.

Arıyoruz, ne bilgi veriliyor, ne de bir yardım yapılıyor. Ahırınızı temiz tutun, hayvanları dezenfekte edin, hepsi bu kadar. Tarım İl Müdürlüğü tarafından tamamen yalnız bırakıldık. Anlaşılacak gibi değil.”

“Kimse zararı ödemeye yaklaşmıyor!”

“En azından sizin aklınız alıyor mu? Karantinaya alınan köye gün aşırı gelinmez mi? Bir kere geldiler, karantinaya alındınız dediler, hepsi o. Bakalım bir gün gelip, karantinadan çıkarıldınız diyecekler mi?

Ölen hayvanlarımızın küpe numaralarını saklıyoruz. Hatta bu konuda talepte bulunduk. Zararlarımız ödenecek mi diye! Boşuna uğraşmayın, böyle bir şey yok dediler. Kimse zararı ödemeye yaklaşmıyor. Kimi hasta olan hayvanını ölmeden kesip etini kullandı, mundar olanlar ise çöpe, çevreye atıldı.”


“Elimiz kolumuz bağlı, bekliyoruz.”

Çiçekli (Pinçirge) Köyü
KARANTİNA ALTINDA
Temel Dak / Muhtar
(Çiçekli Köyü, alınan son karar ile Arpalı Beldesi’nin yeni mahallesi oldu.)

“80 hasta hayvanımız var. Zaten köyümüzde 100 kadar hayvan var. Karantina altındayız. Hayvanlarımızın hepsi iyileşse bile yüzde 50’nin üzerinde zararımız var. Yapacak bir şey yok. Elimiz kolumuz bağlı. Bekliyoruz.”


“Hasta olan hayvanlarınızı kesin, boşuna zaman kaybetmeyin”

Uğrak (Varzahan) Köyü
KARANTİNA ALTINDA
Seyfettin Efe / Muhtar

“Tam 45 gündür bu hastalıkla mücadele ediyoruz.  17 hayvanımız telef oldu. 100’e yakın hayvanımız şu an hasta durumda. Bize açıkça söylenen şu: Bu hastalığın ilacıda yok, tedavisi de. Hasta olan hayvanlarınızı kesin, boşuna zaman kaybetmeyin denildi. Ölen hayvanlarımız ve zararımız karşılanacak mı diye sorduk, ama kimseden yanıt bulamadık.”


“Hayvan leşleri açıkta, kepçemiz olsa gömeceğiz”

Aşağı Kırzı Köyü
İsmail Yıldızhan / Muhtar

“Ne İl, ne de ilçe Tarım Müdürlükleri bu konuda bir şey yapamıyor. Tarım danışmanımız var. Köyümüze geldi ama o da bir şey yapamadı. İlaç satıp döndü. Şap Hastalığı için satılan antibiyotik iğneler var. Ağrı kesici ve ateş düşürücü. 32 veya 78 TL arasında değişen fiyatları var. Alabilen var, alamayan var. Hasta hayvana 48 saatte bir vurmak gerekiyor. Şu an köyümüzde 30’a yakın hayvan telefi var. Bir o kadar da, hasta hayvan mevcut. Hayvanı ölen götürüp Çoruh’un kenarına bırakıyor. Kepçemiz olsa en azından gömeriz. Böylelikle en azından hastalığın yayılmasını önleriz.”


“Hastalık bulaşmış hayvanlar sürülmemeli”

Çatıksu Köyü
Fikri Lüleci / Muhtar

“Bizde yok ama yakınımızdaki bazı köylerde hastalık mevcut. Özellikle hastalığın bulaşmış olduğu köyleri, hayvanlarını bizim köye sürmemeleri konusunda uyarıyoruz. Zaman zaman bu uyarıya uyulmasa da, şu ana kadar köyümüzde hastalığa rastlamadık.”


“Hastalık olan köylerin sürülerini köy sınırlarına yaklaştırmıyoruz”

Erikdibi Köyü
Abuzer Bayansal / Muhtar

“Sadece bir hayvanımızda hastalık vardı, o da başka köydeydi. Kaçıp gelmiş, bakalım ne yapacağız onu? Bize en yakın tehdit Karlıca Köyü. Çobanımıza sıkı sıkı tembih ediyorum, kesinlikle hiçbir sürüyü bizim köye yaklaştırmıyoruz.”

Son söz:

Anladığım kadarıyla, o kendi içinde korkunç bir ifade içeren “karantina” sözcüğü, pekte korkulacak bir şey değilmiş! Birileri gelip “karantinaya alındınız” diyor, hepsi bu! Şimdi elinde müjdeli yeni bir haberle güleç yüzlü ekipler bekleniyor, "karantinadan çıktınız!” diye...

Kürşat OkutmuşAslında yanıp tutuşan hayvanların çektiği ızdıraptan yola çıkarak, elinde hortumla hayvanını soğutmaya çalışan besici kardeşimi düşünerek çok "acıklı" ve "vicdan sızlatan" bir yazıda çıkabilirdi bu dosyadan ama "ajite ediyorsun" eleştirilerinden sonra kendime geldim! Ama dersimi aldım...

Şapa oturmak, kendi adıma ayıp bir kelime değil artık!
Yerli ve yerinde!

Hadi geçmiş olsun!
Hep birlikte, nice ve çok yüce bilmem kaçıncı "Ekonomik Kalkınma Sempozyum”larına!

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.