2. Maarif Kongresi kapsamında Bayburt'ta Kültür ve Eğitim Çalıştayı

15 Temmuz 1921 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde düzenlenen I. Maarif Kongresi'nin 100. yılında Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenen 2. Maarif Kongresi'nin Bayburt programında ikinci çalıştay düzenlendi.

2. Maarif Kongresi kapsamında Bayburt'ta Kültür ve Eğitim Çalıştayı

Bayburt Postası - Türk Eğitim-Sen Bayburt Şubesi tarafından geçtiğimiz hafta düzenlenen Spor Eğitim Çalıştayı'nın ardından Türk Kültürü ve Eğitim Çalıştayı gerçekleşti.  

Bayburt Öğretmenevi’nde düzenlenen çalıştayda açılış konuşmasını yapan Türk Eğitim-Sen Bayburt Şube Başkanı Ahmet Çalışkan, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği bir dönemde 15 Temmuz 1921’de Ankara’da I. Maarif Kongresi’ni topladı. Cumhuriyetimizin inşa sürecinde gerçekleşen kongre aynı zamanda çağdaş medeniyet seviyemizin önemini üstlenmiştir. I. Maarif Kongresi’nin 100. Yılında aynı ruh ve aynı heyecanla 13-18 Temmuz tarihleri arasında Türk-Eğitim Sen olarak Ankara’da II. Maarif Kongresi’ni düzenleyeceğiz. Bu kongre kapsamında ilimizde ilkini geçen hafta düzenlediğimiz spor eğitimi çalıştayından sonra Türk Kültürü ve Eğitim Çalıştayı’nı bu hafta düzenliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi 'Medeniyet kültürden başka bir şey değildir.' Bu düşünce medeniyet bakiyemizi, kültürümüzü koruma, zenginleştirme, aktarma noktasında yapabileceklerimizi konuşacağız” dedi.

Avrupa Müze Ödülü’nü Bayburt’a taşıyan Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi Kurucusu Kenan Yavuz, milli eğitim sisteminin kültür kodları ile beslenerek yeniden şekillenmesi gerektiğini söyeleyerek, çağın dijital çağa dönüştüğünü, teknoloji devriminin yaşandığını bu durumun aileleri çocuklarından kopardığını söyledi. Bu iletişimlerin yeniden kurabilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Yavuz, sosyal tahribatları önlemek için önemli çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Müze ödülünü bu toprakların kültür değerlerine sadık kaldıkları için aldıklarını söyleyen Yavuz, modern kentleşme örneklerinin köy gibi yerlerde uygulanmasına eleştiriler getirdi. Yavuz, şunları söyledi:

"Bayburt sadelik üzerine oturan bir medeniyet, Selçuklu’nun sadeik tarafını temsil ediyor. Ulu Cami’ye bakıyorsunuz taş ve ahşap, başka hiçbir şey yok. Biz de müzemizi taş ve ahşaptan yaptık. Çünkü yeni  dünya başka bir yere gidiyor. Modernizimin nesnelleştirdiği insan büyük binalarda, büyük müzelerde, büyük yapılar içerisinde kayboluyor. Tüketim mekanizması haline dönüşüyor. Büyük metropollerin insanları mutsuzlar. Çünkü çocukların ayağı toprağa değmiyor. Devasa binaların bir kapısından binlerce insan girip çıkıyor. Adeta insan küçülüyor. Binalar büyüdükçe, şehirler büyüdükçe insanlar küçülüyor. Oysa küçük şehirlerde yaşamak köylerde yaşamak gerçeketen büyük bir şans. Köylerimizi de köy şeklşinde bırakmamız lazım. Köylerimize apartman yapmasınlar, olmaz. Bırakın köy, köy olarak kalsın. Köylerde çok büyük bir deformasyon var. Köye 5 katlı apartman yapılmaz. Binanın içi ev sahibinin insiyatifindedir, fakat dışı öyle değil. Herkes görüyor ve orası artık bir kamusal alan haline geliyor. Türlü türlü renge boyanmaz köy evleri. Yapının mimarisini şehrin kültürüne uygun hale getirmek lazım. O yüzden kendimizi özeleştiriden geçirmek, daha iyi durmanın tek yoludur."  

Bayburt Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci ise, Türk kültürünün ilk izlerinin görüldüğü Göktürk Yazıtları ve Divan-ü Lügat-it Türk adlı esere de değindiği konuşmasında, “Bugün 2. Maarif Kongresi başlığı altında kültür ve eğitimin iç içe olduğu bir konuda çalıştay yapılacak. Kültür ve eğitim çok önemli iki konu. Birbirleriyle iç içe konular. Türk tarihinin ve kültürünün en önemli öğelerine baktığımız zaman bizim ilk Türk yazılı kaynaklarımız Orhun Kitabeleridir. Yani yedinci asrın sonu sekizinci asrın başında oluşturulan Orhun Kitabeleri Türk tarihinin, kültürünün en önemli öğesidir. Biz millet olarak o tarihten itibaren bugün yaşadığımız çağda aradan yüzyıllar geçmesine rağmen hala o geçmişteki kültürel dokunun varlığıyla gurur duyuyoruz. Biliyorsunuz orada üç tane abide var Vezir Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kül Tigin adına dikilmiştir. Bilge Kağan’nın o güzel ve meşhur sözünü ifade etmek istiyorum. Ey Türk diyor. “Üstte gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.” Bu aslında asırlar boyunca bizim varlığımızın ve yarınlarımızın gelecek kuşaklara aktarımı adına ortaya koyduğumuz tablonun bir ifadesidir. Biz millet olarak tarihten aldığımız güçle, kültürel dokumuzla, kavmi millet yapan anlayışla bugünlere kadar geldik. Ve bununla gurur duyuyoruz. Asırlar sonra ilk Türk sözlüğü olarak kabul edilen,  1070'li yıllarda yazılan Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divan-ı Lugatit Türk’e baktığımızda Türk’ün asırlar öncesinden bugüne taşıdığı değerlerle, bu kültürün bugüne kadar nasıl güçlü bir şekilde getirildiğini görüyoruz. Divan-ı Lugatit Türk’ü incelediğimizde bugün Bayburt’ta kullanılan sözcüklerin çoğunun orada olduğunu görürsünüz. Bununla bir Bayburtlu olarak, bir Türk vatandaşı olarak gurur duyuyorum.  İşte burada asıl nüans o. Kültürel dokunun dünden bugüne taşınması konusundaki gayretin ifadesidir. Burada bugün Türk Eğitim- Sen ‘in ortaya koyduğu tablo Türk kültürünün gelecek nesillere aktarımı adına, Türk kültürünü yaşatma adına bir gayretin ifadesidir.  Geçmişiyle, geleceğiyle bir millet olgusunu oluşturmak, ancak ve ancak kültürün eğitim yoluyla gelecek kuşaklara aktarılmasıyla ilgilidir" dedi.  

Dede Korkut coğrafyası Bayburt'ta böylesine bir çalıştaya imza atılmasından dolayı mutluluk duyduğunu söyleyen Pekmezci konuşmasını şöyle sürdürdü:  

“Dede Korkut’un yaşadığı ve Dede Korkut Hikâyeleri’nin geçtiği bu güzel, kadim şehirde 2019 yılında Dede Korkut Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenleri’nin 25. sini düzenledik. Bu şölenlerimize pandemi dolaysıyla ara vermek zorunda kaldık ama önümüzdeki yıllarda inşallah devam edeceğiz. 2018 yılında Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’nin başvurusuyla Dede Korkut Somut Olmayan Dünya Kültür Mirası’na dahil edildi.  Ve 2019 yılında Davetimiz üzerine şehrimize gelen UNESCO Türkiye Temsilcisi Türkiye adına verilen belgeyi belediyemize takdim etti.  Bundan çok büyük mutluluk duyduk.  Artık bundan sonra Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenleri’ni daha güçlü bir şekilde yapmaya devam edeceğiz.  Bizler Orta Asya bozkırlarından Anadolu’ya yağız atlar sırtında gelen yiğitlerin bu topraklarda kültürel dokuyu tam manasıyla yaşattıkları için bugün Anadolu coğrafyasında varlığımızı devam ettiriyoruz. Rabbim birliğimizi, dirliğimizi bozmasın.  Kongremizin ve çalıştayımızın ülkemizin geleceğinin güçlü bir yapıyla oluşturulmasında başarılı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri kutluyorum."

Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Halk Bilimcisi Turgay Kabak ise, konuşmasında kültürün önemine değindi. İnsanoğlunun ürettiği her şeyin kültür olduğunu söyleyen Kabak, Türk kültürünün en önemli başarısının dışardan aldığı kültürü kendi kültür kodlarına uyarlayarak kabul edişinde olduğunu söyledi.

Kabak, "Bayburt’ta bu kültürün, medeniyetin bugün yaşatıldığı en kadim coğrafyalardan birisi. Kadim kültürümüzün örneklerini sunan Kenan Yavuz Bey'e teşekkür ediyorum" dedi. 

Konuşmaların ardından çalıştay oturumlarına geçilirken açılış oturumuna Bayburt Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, Kültür Turizm İl Müdürü Bekir Kurtoğlu, Kenan Yavuz Etnografya Müzesi Kurucusu Kenan Yavuz, Türkiye Kamu- Sen Bayburt Şube Başkanı Ahmet Çalışkan, Bayburt Üniversitesi öğretim üyeleri, öğretmenler ve STK Temilcileri katıldı. 

Anahtar Kelimeler:
2. Maarif Kogresi
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.