Karaoğlu: “Küçücük bir şehirde kocaman bir kaos yarattık”

Baksı Müzesi’nde gerçekleşen “Kültür Turizminin Bölgesel Kalkınmadaki Rolü” başlıklı sempozyumun ardından, sıcağı sıcağına konuyu bir de Önder Karaoğlu ile irdeledik...

Karaoğlu: “Küçücük bir şehirde kocaman bir kaos yarattık”
Bayburt Postası - Avrupa Birliği, SODES, KÖYDES ve Kuzeydoğu Kalkınma Ajansı başta olmak üzere, yazdığı projelerle Bayburt’a onlarca proje ve kaynak kazandıran, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası’nın genç genel sekreteri Önder Karaoğlu ile konuştuk. Başarılı bir STK olan BEKDER ile ses getiren projelerin mimarlarından da biri olan Karaoğlu, konu turizmden açılınca “iç açıcı şeyler söylemek mümkün değil” diyor. 

Baksı Müzesi’nde gerçekleşen “Kültür Turizminin Bölgesel Kalkınmadaki Rolü” başlıklı sempozyumun ardından, sıcağı sıcağına konuyu bir de Karaoğlu ile irdeledik. 

Bayburt kamuoyunda son zamanlarda sıkça yer alan ve önemli açıklamaların yapıldığı gündemdeki konulara da değinen Karaoğlu’nun açıklamaları şöyle: 

“Şehirleşmeyi değerlerimizin özüne zarar vermeden gerçekleştirmeliyiz”

“Sempozyumda çok güzel tespitler yapıldı ve bu tespitler ışığında çok isabetli öneriler ortaya konuldu. Bu anlamda turizm potansiyellerimizi ve bu önerileri tekrar etmekten ziyade başka bir konuya da dikkat çekmek istiyorum. Ben turizmi biraz da ilgili bölgenin kimliği ile bağdaştırıyorum. Doğal kimlik, tarihi, kültürel kimlik bir şehrin turizm pazarlanmasında kullanabileceği en önemli satış enstrümanlarını teşkil ediyor. İster tabii güzellikler olsun, ister tarihi, kültürel yapılar, anıtlar olsun bugün turizm bölgelerinde pazarlanan şeyler büyük çerçevede o bölgenin hüviyetini teşkil eden değerlerdir. Turizm pazarlaması yapan ve ciddi turizm gelirleri olan iller bu değerlerini tüketiciye arz ederken altyapıyı buna göre ayarlayıp, şehirleşmeyi bu değerlerin özüne katiyen zarar vermeden gerçekleştiriyorlar” 

“Hüviyet kaybı son 50 yılda uygulanan yanlış imar politikaları sonucu olarak ortaya çıktı...”

“Bayburt’u bu bağlamda değerlendirdiğimizde mevcut durumla ilgili hangimiz iç açıcı şeyler söyleyebiliriz? Şehrimiz maalesef hızla kimliğini kaybediyor… Bu hüviyet kaybı bugünün meselesi olmaktan öte son 50 yılda uygulanan yanlış imar politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı... Şehrimizin bana göre iki kartviziti var, biri asırların ötesinden gelen kalemiz, diğeri şehrimizin sahip olduğu en önemli doğal güzelliklerden biri olan Çoruh nehri. Saat kule meydanı civarından baktığımızda kalemiz neredeyse görünmez oldu, Çoruh nehrini kirlettik ve beton istinat duvarı ile şehirden koparıp bir kanala çevirdik, üzerine demirden bir köprü yaptık, Kalenin bakımsız hali ve Şehit Osman’da başlayan çirkin yapılaşma ortada...” 

“Neresinden bakarsak bakalım ortada bir suç var ve bu hepimizin suçu...”

“Tarihi evlerimiz, konaklarımız etraflarında inşa edilen yüksek beton yapılar arasında ve harap bir vaziyette can çekişiyor. Diğer taraftan şehrimizde imar yayılıyor fakat yeni imara açılan yerlerde de bir yeknesaklık ve standart yok. Eski yerleşim yerlerini kurtaramıyorsak da yeni yerleşim alanlarında da sağlıklı ve düzenli bir yapılaşmaya gidemedik. Neresinden bakarsak bakalım ortada bir suç var ve bu hepimizin suçu... Küçücük bir şehirde kocaman bir kaos yarattık. Şimdi gelinen noktada artık şehrimizin bu çirkin yapılaşmadan kurtarılması, tarihi ve kültürel kimliğine uygun olarak yeniden tasarlanması yönünde çalışmalar yürütülmesi kaçınılmaz bir gereklilik...” 

“Neler yapabiliriz, artık bunu tartışmamız gerekiyor…”

“Hiç bir siyasi değerlendirme içerisinde olmadan, bu şehirde yaşayan her birimiz, Bayburtumuzun bu durumdan bir an önce kurtarılması için neler yapabiliriz artık bunu tartışmamız gerekiyor. Bayburt bize atalarımızdan miras ve bizler gelecek nesillere daha güzel, daha yaşanabilir bir Bayburt bırakabilmenin çabası içerisinde olmalıyız. Öncelikle bu yükümlülüğü gerçekten omuzlarımızda hissetmemiz lazım. Köprü yapıyoruz, bina yapıyoruz, tarihi eserlerin etrafını restore ediyoruz, sokak düzenliyoruz fakat birçoğunda estetik kaygı gözetmiyoruz… Şehir tasarımında tarihi, doğal, kültürel kimlik gibi unsurlar dışlanıyorsa fonksiyonellik tek başına hiçbir şey ifade etmez” 

“Kişilerden öte, sistemi eleştiriyorum!”

“Bir şehrin estetik tasarımı kim olursa olsun sadece bir kişinin kendi estetik zevki ve kişisel beğenilerine teslim edilemeyecek kadar önemli bir konudur. Burada kişilerden öte bir sistemi eleştiriyorum. Tek başına kararı verilen ve uygulaması yapılan birçok düzenleme kamuoyunda karşılık bulmadı, bulmuyor… Bu ‘’tek başına karar verme hali’’ ister yaparken ister yıkarken olsun arızi bir durumdur” 

“Küçük olma hali aslında bir avantaj…”

“Kamuoyunun tüm kesimlerinin bu tür durumlarda karar alma süreçlerine katılımı sağlanmalı ve bilimsel-profesyonel destek alınmalı. Biz şehrimizin sanat tarihçiler, kent tasarımcıları, akademisyenler, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve yerel yönetim temsilcilerinin hep birlikte görev yapacağı bir yapı tarafından yeniden tasarlanmasını ve kararları bağlayıcı nitelikte olacak bu yapının belediyemize yol gösterip, rehberlik etmesini öneriyoruz. Böyle bir dönüşüm şehrimizi yeniden tarihi ve kültürel kimliğine kavuşturacak ve aynı zamanda bir turizm şehrine dönüştürecektir. Ve gayet mümkündür... Bayburt gibi küçük yerleşim yerleri için bu ‘’küçük olma’’ hali aslında bir avantajdır… Şehrimiz halen müdahale edilebilir ve dönüştürülebilir bir noktadadır...” 

“İstenildiği takdirde neler yapılabileceğinin bir sonucudur Baksı Müzesi…”

“Tarihi eserlerimizin korunmasına ve turizm yatırımlarının artırılmasına öncelikli önem atfetmemiz gerekiyor. Turizme yatırım yapan illerin hangi noktalara geldiğini görüyoruz. Yeter ki bu konuda hedef koyup bu hedeflere ulaşmak için hep birlikte çaba sarf edelim. Bunun en güzel örneği dün hepimizin başarıya ulaşıp ulaşamayacağına şüphe ile baktığımız Avrupa’da yılın müzesi ödülünü alma başarısını gösteren Baksı Müzesi’dir. İstenildiği takdirde neler yapılabileceğinin abide bir sonucudur bugün Baksı Müzesi."

Son olarak, şehrin yönetim kademelerinde yer alanlarla birlikte tüm kesimlerin hatalarıyla ve eksikleriyle yüzleşmesinden çekinmemesi gerektiğine dikkat çeken Karaoğlu, sözlerini şöyle bitirdi:

"Hepimiz; bürokrasisiyle, yerel yönetimleriyle, sivil toplum örgütleriyle, sanatçısı, akademisyeni ve kanaat önderleriyle bu konu üzerinde daha fazla kafa yormalıyız ve gerekiyorsa hatalarımızla ve eksiklerimizle yüzleşmekten de çekinmeyerek en azından bizden sonraki nesillere daha güzel bir miras bırakabilmek adına daha fazla gayret sarf etmeliyiz diye düşünüyorum”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Suat kelkitli 9 yıl önce

Şahane olmuş Önder bey

Avatar
HACI ALİ KILIÇ 10 yıl önce

Yıllarca bu tespitler ve yanlışlıklar söylenildi, yazıldı,tartışıldı,hep öylece kaldı ve kalır'da çünkü yapılan yanlışlıklar . Önder karaoğlu'bey'efendinin 50 yıl söylüyor ama daha fazlası var .yapılan bu yanlışlıkları düzelte bilmek için şehrin mimarisini yeden düzenlemek lazım. onada BABA'YİĞİT lazım .

Avatar
Kenan Abdullahoğlu 10 yıl önce

Nihayet "resmi düşüncesizliği" yok sayabilen bir değişik ses duyabildim.Şükürler olsun. Tereddütsüz katılıyorum. Teşekkür ederim.

Avatar
ahmet çağıldak 10 yıl önce

Doğru saptama, haklı eleştiri ve yerinde öneriler için teşekkür ederim. Umarım bu uyarılar ve çığlığa dönen çırpınışlarımız bir işe yarar. Vaktiyle "kentin kaybolan kimliğine kavuşması" için önerilen "çalışma gurubu" kurulur.

Avatar
BAYBURT TANITMA YAŞATMA PLATFORMU 10 yıl önce

çok güzel tespitler..butür yapıcı eleştirilere hatta şahsiyetlere ihtiyacımız var.

Avatar
Gurbetçi 10 yıl önce

Bu mantıkla,inşaat ruhsatı dağıtarak TRAFİĞİ çözeceğim demek, İŞİ bilmemektir....
Kendimizi kandırmaktır....Yorumculara katılıyorum..

Avatar
Bayburt Kalesi 10 yıl önce

Sayın Önder Karaoğlu beye teşekkür ederim.....Bu söylemleri etkili ve yetkili ağızlardan da duymak istiyoruz...Şu anda bu tahribat devam ediyor, ucube binalara ruhsat verilmiş , inşaatlar devam ediyor...Nasıl ruhsat alırım ,hesapları yapılıyor...Hiç bir kural ,kanun ve yasa tanıyan yok,İMAR MÜDÜRLÜĞÜ NİYE VAR anlamış değiliz... Bir,iki aylık mevzu , Bayburt tabiriyle kartol meydanında şehrimize kazandırdığımız mimari şahaser, sanat abidesi partili ,partisiz herkesin ziyaret etmesini istiyorum.. Belediye başkanı her şeyi takip edemiye bilir, imar müdürlüğü bu tip yapılaşmaya izin veriyorsa , NE İÇİN VAR...? Lütfen izah etsinler....

Avatar
GÜRSEL KARAPINAR 10 yıl önce

BAYBURT, ilk önce belediyesi,valiliği,üniversitesi, iktidarı,muhalefeti,yetişmiş beyinleri ,STK'ları,ve basını ile,Taş köprüden içeri eski Bayburt dediğimiz alanda, çarşı içi dahil ,inşaat ruhsatı verme işine son verecek,ortak politika uygulayacak , YASA ile destekleyecek,icap ederse bu yasanın oluşması için, merkezi hükümetin de desteğini alacak, almak zorundadır...Kimsede itiraz edemiyecek. Eski Bayburt dediğimiz tüm mahallelerinde kat sayısı da, mevkisine göre, iki ve üçü geçmemeli,bu STANDARTI yakaladık mı,buralardan ev almak daha cazip hale gelirken. TARİH VE KÜLTÜR ŞEHRİ olma özelliklerini de yakalayacaktır...En geç beş yıl içinde ,insanımızda bu değişimi iyi fark edecektir. Şu anda TOKİ ile kandırılıyoruz..Kentsel dönüşüm başlamasına gerek kalmadan ifade ettiğimiz POLİTİKALARI oluşturmalıyız.. Farklı ses duymak bizleri mutlu ediyor..Sayın Önder Karaoğlu hislerimize tercüman oldunuz,teşekkürler.