Bayburt Postası - Son yıllarda koyunculuğun artırılması için projelerin yürütüldüğü Bayburt'ta hiçbir devlet desteği almadan tamamen kendi imkanlarıyla 400 baş küçük baş hayvan için yaptığı ağılı yıkmak zorunda kaldığını belirten Ocaklı, süreçte kendisinin de hataları olduğunu ancak bunları telafi etmek için her yola başvurduğu halde yasal olmayan yollarla bu haklarının elinden alındığını söyledi.
Köyüne dönerek hayvancılıkla uğraşmak hayalinin engellemelere takıldığını ifade eden Ocaklı, “Bayburt’un ekonomisi tarım ve hayvancılık esaslıdır. Bayburt’u ve Bayburt insanını kalkındırmak için Tarım ve Hayvancılıkla ilgili yatırım-üretim projelerinin desteklenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
2015 yılında 400 baş koyun için ağıl ve 90 m2’lik bir çoban evi projesiyle İl Özel İdare Müdürlüğüne müracaat ettiğini ve bir an önce inşaatı bitirmek için evrak işlerinin tamamlanmasını beklemeden temel attığını söyleyen Ocaklı, “Ne olduysa bundan sonra oldu. Ağılın temelini attıktan sonra yapılan şikayet üzerine inşaatı durdurma kararı alındı. Bunun üzerine bizde bir taraftan gerekli evrakları tamamlamak için çaba gösterirken bir yandan da inşaatımızı sürdürdük. Zaten sadece ben değil, köylerde bu işler hep bu şekilde ilerliyor. Sonuçta yaptığımız ilimizin ekonomisine katkı sunacak bir yatırım bu şekilde engellemelere maruz kalacağımızı hiç düşünmedik" dedi.
“ÇOĞU DÖNEM BUĞDAY BİLE YETİŞMEYEN YERE ‘KURU ÖZEL ÜRÜN ARAZİSİ’ DEDİLER”
Neredeyse çoğu dönemde buğday bile yetiştirmekte zorlandıkları araziye ‘Kuru Özel Ürün Arazisi’ raporu verilerek kendisine yazılan cezanın katlandığını ifade eden Ocaklı, evrakları tamamlama sürecinde kurumlarda sürekli olumsuz tavırlarla karşılaştığını belirterek, “İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yazılarında yaptığımız ağılın bina inşaatı olduğunu ve tarım dışı amaçla buraya bina yapılamayacağını söyledi. Halbuki ağıl bir tarımsal yapıdır. Bakıcı evi de bu tarımsal yapının bir parçasıdır. Sonrasında yine İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ağılı yaptığımız araziyi ‘Kuru Özel Ürün Arazisi’ kapsamında değerlendirerek özel ürün arazisini bozduğum gerekçesiyle bana yüklü miktarda para cezası uyguladı. Çağıllı (Hanzar) kköyü 1800 rakımın üzerinde ve güneşli gün sayısı 60 günden azdır. Ağılı inşa ettiğim arazi %20 meyilde, toprak derinliği ise ancak 10 cm olan 5. Sınıf bir tarım arazisi bile sayılamayacak bir yer. Burada hangi özel ürün yetişiyormuş? Bazı seneler buğday bile yetişmiyor” şeklinde konuştu.
“75 M2’Yİ GEÇEMEZ”
Kendisinin ağıl yaptığını ancak Özel İdareyle yaptığı bütün yazışmalarda bu yapıların 'izinsiz konut inşaatı' olarak ifade edildiğini söyleyen Ocaklı, şunları söyledi:
“Yine 90 m2 olarak inşa ettiğim bakıcı evi için 75 m2’yi geçemeyeceği bu nedenle de ruhsat telebimin reddedildiği bildirildi. Bunun üzerine yapının 15 m2’lik kısmını yıkabileceğimi söyledim. Tadilat projesi hazırlamam gerektiği söylenmesi üzerine bir tadilat projesi hazırlayarak tekrar gittiğimde bu projemde kabul edilmedi ve 15.10.2016 tarihli İl Encümen kararıyla yıkım ve kesinleşen para cezası kararı tarafıma tebliğ edildi.”
“2016’DA YIKIM KARARI VERİLEN YAPININ 2017’DEN SONRA YAPILDIĞINI İDDİA ETTİLER”
“Bu süreç böyle devam ederken 2017 yılında İmar Barışı Kanunu çıkarıldı. Bende hemen İmar Barışından faydalanarak yapı kayıt belgesi aldım. Sonrasında aldığım yapı kayıt belgesi iptal edildi. Gerekçesi ise yapının 31.12.2017 tarihinden sonra yapılması. Şimdi ben bu yapıyı 31.12.2017 tarihinden sonra yaptıysam, Bayburt İl Özel İdaresi 15.10.2016 tarihinde neyin yıkım kararını tarafıma tebliğ etmiş ve bana para cezası kesmiştir?
Tabi sıkıntılar bununla da kalmadı. Sonrasında Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü hakkımda resmi belgenin düzenlenmesinde yapılan yalan beyandan suç duyurusunda bulundu. Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada beraat ettim”
“KAYBEDİLEN MİLLİ SERVET”
Tamamen kendi özkaynağı ile yaptığı ve bugünkü değeri 1 milyon 500 bin TL’yi bulan bu yatırımı kendi elleriyle yıkmak zorunda bırakıldığını sözlerine ekleyen Ocaklı, “Süreçte aslında desteklenmesi gereken bu girişimim ilimizdeki kurumlar tarafından sürekli kösteklendi. Ağılı ve bakıcı evini kendim yıkmadığım takdirde Özel İdare tarafından yıkılarak masrafların benden alınacağı yazıyla bana bildirildi.
Koyunculuğun geliştirilmesi için hibeler veren bu alandaki çalışmaları desteklediklerini söyleyenler tarafından kolaylıkla düzeltilebilecek hataların düzeltilememesi için çalışıldı. Sonuç olarak, kaybedilen milli servet, kaybeden Selim Ocaklı, kazandığını zanneden ise Bayburt’a zarar veren bürokratlar olmuştur.”
EKSİKLİKLERİ GİDERİP TEKRAR YAPMAK İSTİYOR…
Ocaklı’nın şimdi yetkililerden beklentisi ise, yapılan hataların düzeltilerek mevzuat eksikliklerini gidermesinin ardından, büyük oranda yıkmak zorunda kaldığı ve sadece duvarlarının ayakta durduğu tesisi tekrardan düzenleyerek hayalini hayata geçirmek…
koruktaki sulu arazileri çilçili gözlerini kırpmadan katlettiler ama susuz yerlere ceza verdiler demekki bunda bir bit yenügi var