Karabulut: “İlkesizlik arıyorsa, kendi siyasi tarihine baksın”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut, ''Başbakan ilkesizlik arıyorsa dönsün kendi siyasi tarihine baksın' dedi.

Karabulut: “İlkesizlik arıyorsa, kendi siyasi tarihine baksın”
Bayburt Postası - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut, ''Başbakan ilkesizlik arıyorsa dönsün kendi siyasi tarihine baksın' dedi.

Memleketi Bayburt'ta, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin çalışmalarda bulunan BBP Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut, sert açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yüz yüze geldiğini ve Büyük Birlik Partisi olarak her zaman Cumhurbaşkanın halkın seçmesinden yana olduklarını söyleyen Karabulut,. Bununda en doğru sistem olduğunu düşünüyoruz. Ama en azından seçime katılan bütün siyasi partilerin aday gösterme hakkı olması gerekirdi. Nasıl genel seçimlerde barajlar ile önümüz kesilmiş ise, burada da kanunlar, yasal bir düzenleme ile bizim önümüz kesildi. Netice olarak biz aday göstermek istememize rağmen aday gösteremedik. Sadece mecliste grubu olan ve 20 milletvekili bulunan siyasi partiler aday gösterebiliyordu. İktidar partisinin Adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP, MHP ve bağımsız milletvekillerinin imza verdiği Prof. Dr. Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu ve bizim kapsamı alanımız dışında olan terör örgütünün siyasi uzantılarının çıkartmış olduğu aday oldu. Büyük Birlik Partisi dün olduğu gibi bundan sonrada asla teröristlerin siyasi uzantıları muhatap olmayacaktır. Onları muhatap olarak almıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında yapılan toplantıya bütün parti kurullarını çağırdıklarını kaydeden Karabulut, “Kurucular Kurulumuz, Yüksek İstişare Kurulumuz, Merkez Karar Yönetim Kurulumuz, Merkez Disiplin Kurulumuz ve illerinde istişarelerini yapan il başkanlarımız. İlk önce kurullarımız ile ayrı ayrı görüştük. Daha sonra bütün kurullarımızı bir araya toplayıp genel istişarede bulunduk. İlk önce ilkelerimizi belirledik. Çünkü Büyük Birlik Partisi ilkeler üzerinden siyaset yapan bir siyasi harekettir. Birileri gibi gündelik siyaset yapmaz. Popülist siyaseti asla belirlemedik bundan sonrada belirlemeyeceğiz” diye konuştu.

Nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalı sorusuna cevap aradıklarını ve şu tespitleri yaptıklarını belirten Karabulut şunları söyledi:

"Tarafsız, herkesi ve herkesi mi kucaklayacak 75 milyonun Cumhurbaşkanı olabilecek. Mevcut anayasaya, parlamenter sistemin kurallarına, prensiplerine ve teamüllerine sadık kalacak bir Cumhurbaşkanı. Kişiliği ise milliyetçi, maneviyatçı (dindar) demokrat bir kimliğe, sahip üstünlerin hukukunun tesisi için çalışan değil hukukun üstünlüğüne tam olarak teslim olabilecek bir Cumhurbaşkanı. Bunlara ilaveten seçilecek Cumhurbaşkanından camiamız ve büyük Türk milleti olarak öncelikli beklentilerimizi şu şekilde sıraladık: Şehit genel başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte hayatını kaybeden arkadaşlarımızın hukukuna sahip çıkacak, hadisenin tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve sorumlularının hukukun önüne çıkartılarak hak ettikleri cezayı almalarını sonuna kadar takipçisi olacak ve bunun sözünü net ifadelerle verecek bir Cumhurbaşkanı. PKK’yı meşrulaştıran, katil teröristleri ve devleti yıkmak için örgüt kuranları af eden, fiili olarak şuanda ülkemizin bir bölgesini özerk hale getiren çözüm süreci adı altında yürütülen çözülme ve ayrışma sürecini durduracak, Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak ülküsünden ve gayesinden asla taviz vermeyecek bir Cumhurbaşkanı. Uluslararası arenada saygınlığı olan tüm dünya ile ülkemizi barıştıracak, komşu coğrafyamızda kan ve gözyaşının sona erdirilmesine öncülük yapacak, Dış Türkler davasına sonuna kadar sahip çıkacak bir Cumhurbaşkanı. Samimi olarak "yeni, sivil, demokratik bir Anayasa’nın öncülüğünü yapacak bir Cumhurbaşkanı. Ülkemizde giderek derinleştirilen kamplaşmay ayrışmayı ve kutuplaşmayı ortadan kaldıracak, uzlaşma kültürünü esas alarak toplumda barış ve sevginin oluşmasına öncülük edecek bir Cumhurbaşkanı. Toplumumuz için en önemli tehlike olan milli, İslami ve ahlaki yozlaşmanın önüne geçecek tedbirlerin alınmasını mutlaka sağlayacak bir Cumhurbaşkanı. Anayasal kurumlarımızın en üst düzeyde iş birliği ve uyum içerisinde çalışmasını sağlayacak bir Cumhurbaşkanı."

‘İnce eledik, sık dokuduk’

“Biz bunları belirledikten sonra Cumhurbaşkan adayları Recep Tayyip Erdoğan ve Prof. Dr. Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu bizlerden randevu istedi. Her iki aday ile bir araya geldik ve bunları anlattık. Almış olduğumuz cevapları tekrar istişare kurullarımıza aktardık. En son olarak genel istişare toplantısı yaptık ve kararı aldık. Hemen açıklamamızı yapmadık. Bu süreç içerisinde bir takım gayri ahlaki suçlamalar ile karşı karşıya kaldık. İnce eledik ve sık dokuduk. Birde saha performanslarını görelim dedik. Bize söylediklerini sahada da dile getiriyorlar mı diye baktık. Bunu da değerlendirdikten sonra en son bir genel istişare toplantısı daha yaptık. Bu süreçte istişare kurullarını en çok işleten Büyük Birlik Partisi oldu. Türkiye’nin en demokratik partisi Büyük Birlik Partisi'dir. Başka partilerde kararları ya Genel Başkanları, ya sadece Merkez Yürütme ya da divan heyetleri ile alınır. Biz ise tüm kurullarımız ile bir araya gelerek karar aldık. Demokratik tavrımızı, demokratik tercih olarak kamuoyu ile paylaştık. Bunu açıklarken de şunu söyledik; Bu bizim demokratik bir tercihimizdir. Biz bu kararımız ile birlikte asla bir siyasi partinin yanında ya da karşısında değiliz. Biz sadece adaylara bakarak ve taleplerimizi söyledik ve onlardan aldığımız cevaplara göre bir karar verdik. Nasıl biz başkalarının demokratik tavrına ve tercihine saygı duyuyorsak, herkesin de Büyük Birlik Partisi'nin tercihine ve tavrına saygı duyma zorunluluğu ve mecburiyeti vardır.”

‘İhsanoğlu, Türklüğü ve Müslümanlığı ile gurur duyan birisi’

“Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu’nun Türk milletine ya da Büyük Birlik Partisi’ne uymayan hangi yönü vardır? Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu bizim iki ay önce yaptığımız kongrede Büyük Birlik Partisi’nin merkez kararına başvursaydı, divan üyeliğine başvursaydı, kabul eder miydik, etmez miydik? Uymayan hangi tarafı var. Türklüğü ve Müslümanlığı ile gurur duyan, Bilim Adamlığıyla, Diplomatlığıyla, siyaset tarzı ile sadece Türkiye’nin değil, Uluslararası ve özellikle İslam Dünyası’nın takdirini kazanan kişilik. Aynı şekilde İslam İşbirliği Teşkilatına Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlunu biz önermedik. Genel sekreter olması için biz kulis yapmadık. Bizim öncesi ile bir bağımız, bir bağlantımız yok. Büyük Birlik Partisi bu kararı kendi kurullarında özgür irade ile almıştır” diyerek cevap veren Karabulut, “Bu karardan sonra partimize ve hareketimize karşı özellikle iktidar partisi tarafından açık bir şekilde kumpas ve operasyon başlatılmıştır. Bunu açık ve net olarak söylüyorum. Büyük Birlik Partisi’ni bugüne kadar Türk siyasetinden yok etmeye çalışanlar bunu başaramayınca Büyük Birlik Partisi'ni kendilerine katılmayı teklif ettiler. Bu teklif bir kaç kere dillendirilmiştir. Bunda da başarılı olamayınca Büyük Birlik Partisi ben sadece seçimlere katılmış veya oy almak için kurulmuş bir parti değilim. Ben bir misyonum, bir fikir hareketiyim, benim bir fikrim var. Aldığım oyun üzerinde bir yerim var. Ben yoluma kendi özgün duruşumla ve kadrolarımla yürüyeceğim’ cevabı elbette ki bir takım çevreleri rahatsız etmiştir. Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde bekledikleri destek de karşılık bulmayınca bu sefer tamamen bir saldırı haline dönüştürülmüştür"

“AKP ve yandaş medyası hangi kumpasın peşinde”

Konuşmasında AK Parti'nin Alperen Ocakları üzerinden BBP'ye kara propaganda uyguladığına da değinen Karabulut, şöyle konuştu:

“Büyük Birlik Partisi olarak, ülkemizde 'birlik ve beraberliğin' ikame edilmesi adına 'doğru' olan her siyaseti destekledik ve şunu gördük. Desteklediklerimiz siyasi yapılar, bu 'doğru duruşumuzla', kendi beklentilerine duygusal olarak hitap ettiğimizi sandılar. Ve gelinen Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde şimdi onlar; kendilerine göre bizim yaptığımız çıkışları olumsuz görmekteler. 22 yıllık siyasetin itibarı olan BBP'yi ve çıkışlarını basiretle algılayamayanlar, bizleri 'böl, parçala, yut' aforizması ile bir eylem içine girmişlerdir. Size yapılmış olan olumsuz uygulamalar oldu diye, bu uygulamaları yapanların eylemlerini referans göstererek, aynı dehlizlerde yürürseniz o zaman bir topluma olan kininiz sizi kesinlikle adaletten uzaklaştırır ve istişareden ve danışmadan uzak bir anlayışla diktatör olur çıkarsınız. Türk Milleti'nden yana saf tutarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleme kararı alan Büyük Birlik Partisi'ne AKP hangi operasyonu yapıyor? Alperen Ocakları üzerinden kara propaganda yapan AKP ve yandaş medyası hangi kumpasın peşinde?"

"AKP fitne merkezine giden Alperen olamaz"

“Camiamızda yaşanan bazı iç tartışmaları fırsat bilen AKP hükümeti partimizi karıştırmaya, Alperen Ocaklarımızı istismar etmeye çalışmaktadır. AKP hükümeti kozmik odalarda hazırladıkları “Alperen Ocakları Erdoğan’ı destekliyor”, “Alperen Ocakları AKP Genel Merkeziyle hareket ediyor” kara propagandalarını ellerindeki devlet, medya ve istihbarat gücünü de kullanarak her yerde yayıyorlar. Muhsin-i duruşa sahip hiçbir ocaklı hiçbir dava adamı fitne merkezi AKP Genel Merkezi’ne gitmez, gitmemiştir de. Gidenler de Alperen Ocakları’nın mensubu değildir. Fitne merkezine kimlerin gittiğini, kimlerin AKP ile işbirliği yaptığını camiamız zaten biliyor. Başbakanlık ve AKP Genel Merkezi’nden talimat alan yönlendirilen istihbaratla da bağlantılı çalışan AKP’li fitne yuvaları kendilerine tahsis edilen özel merkezlerde ve ofislerde verilen her türlü teknolojiyi de kullanarak BBP camiasına, Alperen Ocaklarımıza gayri ahlaki yol ve yöntemlerle saldırmakta ve saflarımızda gedik açmaya çalışmaktalar. AKP hükümeti hem sosyal medyada hem yazılı ve görsel medyada partimize, hareketimize karşı linç kampanyaları düzenlemektedir. AKP’li troller kendilerini sosyal medyada, sanal âlemde BBP’li ve Alperen diye göstererek davamıza hareketimize nifak sokmaya, dava arkadaşlarımızı, Alperen evlatlarımızı birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Alperen Ocakları kapatılsın diyenler, ocaklarımızdan rahatsız olanlar da bu süreçte hemen gün yüzüne çıkmış, AKP yandaşı olmuşlar, AKP’nin ve Erdoğan’ın muhafızlığına soyunmuşlardır. Nifak ve bozgunculuk yapanlar her zaman kaybetmiştir ve silinip gitmişlerdir. Alperenlerin partisi BBP’dir. Alperenler partimize, davamıza hareketimize kumpas kuran şer merkezlerinin heveslerini kursaklarında bırakacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!”

‘Söylemler başbakana yakışmıyor’

Kendisini siyasette üslubuna dikkat etmiş bir kişi olarak belirten Karabulut, Başbakan Erdoğan'ın BBP'yi Cumhurbaşkanlığı yarışındaki tavrından dolayı ilkesizlikle suçladığını da hatırlatarak şöyle devam etti:

“Asla üslupsuzluk, siyasi ahlakın ve nezaketin kuralları dışına çıkmadık. Asla istismarda, istismarcılıkta yapmadık. Ben bütün bu kararları açıklarken bugün söylemeye mecbur kaldığım bu sözleri de ekleyebilirdim. Ne diyor rahmetli Genel Başkanımız; "Bakın daha yakınlara Yeni Ortadoğu haritaları yayınlanırdı. Şimdi ise AKP'nin 'biz de bunun bir parçasıyız' dediği Büyük Ortadoğu Projesi kapsamına alınan Türkiye için işte bu ifade ettiğim haritalar yayınlanmaktadır. Ortadoğu'da daha çok etnik, mezhebi çatışmaya kan, kin ve nefretle kavgaların çoğaltılarak istikrarlı bölünmelerle, kontrollü istikrarsızlıklarla Ortadoğu'yu yönetme amacını taşıyan BOP'un bir parçası hatta onun Eşbaşkanı olduğunu söyleyen Sayın Başbakan, asla bu düşüncesiyle Cumhurbaşkanı olamaz!" Şimdi bu benim sözüm değil. Bunu neden ve niye söylemek zorunda kaldım. Biz bu karar açıklandıktan sonra Başbakan büyük bir hazımsızlıkla ve siyasi ahlaka ve nezakete uymayan, demokratik hiçbir unsur içermeyen bizim tercihimizi, tavrımızı hazmedememiş bir tavır ile bize saldırdı. 12 yıllık iktidarı döneminde doğruların yanında durmuş Büyük Birlik Partisi’ne saldırdı. Kime saldırdı, Muhsin Yazıcıoğlu’na saldırdı. Ne diyor; ‘Parti olarak zaten bitmişlerdi. Ölünce Sivas’ı kazandılar, sonra sıfıra düştü’ diyor. Sıfır dediği de yüzde 30. Keçiören’de de düşmanca tavırlar sergiledi. ‘Burada da Büyük Birlik Partisi diye bir parti çıkmış diyor.’ Senin partin 12 yaşında benim partim 22 yaşında. Edep yahu. Sen Büyük Birlik Partisi'ni yeni mi duydun? İşine gelince kardeşlerimiz, işine gelmeyince yeni çıkmış. Bu söylemler Başbakana yakışmıyor. Kullandığı ifadeler çok çirkin. Ne diyor; ‘Mirasına ihanet, hatırasını ayaklar altına alma, kemiklerini sızlatma, karnı genişlik, zavallılık ve ilkesizlik’ olarak adlandırıyor bu kararımızı. Biz Recep Tayyip Erdoğan’a destek açıklasaydık, mirasına sahip çıkmış, hatırasını ayaklar altına almamış, kemiklerini sızlatmamış, en ilkeli ve iyi bir partiydik. Vallahi bizim 22 yıllık siyasi tarihinde duruşumuz ortada. Hep devletin, milletin, ilkelerimizin ve doğrularımızın yanında durduk.”

‘Herkes haddini bilecek’

“Sayın Başbakan ilkesizlik arıyorsa dönsün kendi siyasi tarihine ve geçmişine bir baksın. Hangi ilkesizlikleri yapmış. İki seçim öncesi kendisine ‘hırsız, bu hırsızlardan hesap soracağım’ adam şuanda genel başkan yardımcısı. AK Partiye katılmadan önce ‘sizin başbakanınız siyonist İsrail’in kucağına oturuyor’ diyen adam şimdi Genel Başkan Yardımcısı sayın başbakan. Sen mi karnı genişsin, ben mi karnı genişim?” Bu örnekleri yüzlercesine çıkarabiliriz. Nereden çıkarıyor karın genişliği. Türk Solu Dergisi'ni Ekmeleddin İhsanoğlu eline almış ve havaya kaldırmış. O Türk Solu Dergisi'ni havaya kaldırmış, sen bütün solu ayağa kaldırdın. Ölmüşleri bile ayağa kaldırdın. Herkes haddini bilecek. Büyük Birlik Partisi’nin bu kararını herkes sindirecek ve hazımsızlık yapmayacak.”

‘Merhum genel başkanımızı istismar ediyor’

“Merhum Genel Başkanımızı biz istismar etmiyoruz sen istismar ediyorsun. Aynen Turgut Özal’ı yaptığın gibi aynen Menderes’i yaptığın gibi, herkesi. Fark etmiyor sağ, sol. Ahmet Kaya’yı da yapabiliyor, Şivan Perver’i de yapabiliyor. Said Nursi’yi de yapabiliyor. Şuanda en çok saldırdığı Fethullah Gülen yarın ölse aradan 5 sene geçse hiç şaşmam Fethullah Gülen’i de burada referans yapabilir. Açık ve net olarak söylüyorum hiç şaşırmam”

“Hedefi, BBP’yi bölerek, parçalayarak yok etmektir”


“Bizim kurullarda aldığımız bu kararları itibarsızlaştırma, tesirsiz hale getirmek için tabi ki iktidar partisi tarafından yürütülen bir operasyonla el atılmış ve kumpas kurulmuştur. Büyük Birlik Partisi’ni bölerek, parçalayarak yok etmektir. Bütün dava arkadaşlarını bunu böyle bilmesi gerekir ve ona göre davranması lazım. Bu Büyük Birlik Partisi’ne yürütülen bir kumpastır. Bölüp, parçalayıp yok etme hareketidir. Bunu başarmalarına biz buradayken asla müsaade etmeyeceğiz”

‘Nefislerine yenildiler’

“En son yaptığımız büyük kurultayda beklentileri karşılanmayan, istedikleri görevlere gelemeyen bazı arkadaşlarımız maalesef nefislerine yenilerek bu sürece alet olmuşlardır ve olmaya devam etmektedirler. Haksız ithamlarla ilerde kendilerinin de mahcup olacağı bir takım tezviratlarla bunu yapmaktadırlar. Aynı şekilde Alperen Ocakları üzerinden partimizin bu kararını itibarsızlaştırma, tesirsiz hale getirmek için bir çalışma başlatılmıştır. Bunun bilgileri bizde var. Kimler yapıyor, kimler irtibatta bunların hepsini biliyoruz. Zamanı gelince bunları da ifşa edeceğiz. Bizim önceliğimiz birliğimiz beraberliğimiz korumak. Onlarla aynı seviye düşmeyeceğiz. Kurulan bu tezgâhın bir parçası olmayacağız. Alperen Ocakları bizim gönül bağı içerisinde olduğumuz bir kurum. Arkadaşlarımız burayı vakfa dönüştürdü. Birileri bundan rahatsız oldular. Alperen Ocakları’nın bu dönüşümüne rıza göstermediler, engel olmaya çalıştılar ve hâlâ da engel olmaya çalışıyorlar. Alperen Ocakları’nın bir mütevelli heyeti var. Kendilerine dikta edilen, ellerine verilen metin okunurken bu açıklamadan ya da bu metinden Alperen Ocakları mütevelli heyetinin 15 üyesinin hiçbir tanesinin haberi yok, açıklayan kişiden başka. İl temsilcilerinin hiçbir tanesinin haberi yok. Apar topar sırf Büyük Birlik Partisi'ne zarar vermek ve kararımızı itibarsızlaştırmak ve parti içerisinde huzursuzluk çıkartmak adına yapılmış bir harekettir. Tüm arkadaşlarımıza çağrımız şudur; biz sabırlı olacağız. O kullanmaya çalıştıkları arkadaşlarımızın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra işleri bitecek. Herkes aklını başına alsın.”

"Partimizden elini çek"

“Sayın Başbakana şunu söylemek istiyorum; biz 1995’de Anavatan Partisi ile koalisyon yaptık, meclise girdik Refah Partisi'ni iktidar yaptık. 28 Şubat sürecinde kendilerinden önce biz dik durduk. Tanklar namlusunu bize ve Muhsin Yazıcıoğlu’na çevirmemişti ama ‘Namlusunu millete döndüren tanka selam durmam’ diyen Muhsin Yazıcıoğlu ve Büyük Birlik Partisi oldu. 2010 referandumunda Mustafa Destici iyi adamdı. Bütün gazetelerinde Mustafa Destici’ye ve Büyük Birlik Partisi’ne övgü var. O gün nasıl doğru yerde durduysak ve doğruyu yaptıysak bugünde doğru yaptığımızı ve doğru yerde durduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu kararımızın istişareler üzerinden yapıldığını herkes biliyor. Bunun aksini söyleyen yalan söylüyor, bunu bir hesap üzerine söylüyordur. Sayın Başbakan, Büyük Birlik Partisi ülkesi, milleti için siyaset yapan bir partidir. Vatanı, milleti, inandığı değerleri söz konusu olduğu zaman hiçbir zaman şahsi ve parti çıkarı düşünmemiştir. Sayın Başbakan elini Büyük Birlik Partisi'nden çek. Sen ya da kurmayların Büyük Birlik Partisi’ne başlatmış olduğunuz bu kumpasa ve operasyona son verin. Cumhurbaşkanı olmayı hedeflemiş, ‘75 milyon kişinin Cumhurbaşkanı olacağım’ diyen bir kişi bu tezgâhı kuramaz. Biz bunun böyle olmadığına inanmak istiyoruz. Bunun böyle olmadığını da Başbakan tarafından açıklanmasını istiyoruz. Bizdeki bilgiler ve fotoğrafa baktığımız zaman bunun böyle olduğu çok açık ve net. AK Partili seçmenlere de seslenmek istiyorum. Biz kardeşiz. Bizim AKP ile AKP seçmeni ile AKP’ye gönül veren kardeşlerimiz ile hiçbir problemimiz yok. Aynı Kıbleye dönen, aynı secdeye baş koyan aynı milletin ferdiyiz. AKP’li kardeşlerimizin de bizim bu kararımızın şahıslar bazında değil, ilkelerimiz bazında verilmiş bir karar olduğunu bilmelerini ve onların saygı göstermelerini istiyorum.”

Karabulut son olarak, "Bir cumhurbaşkanı şunu nasıl söyler? Sen Alevisin, ben Sünniyim, sen Zazasın ben Türküm, o Kürt, öbürü Boşnak. Bunu nasıl söyler? derken, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ‘proje adam’ olduğu ve Batı sermayesinin arkasında durduğu iddialarına da tepki göstererek, "Sermaye arkasında olan adamın bilboardı yok, televizyonda reklamı yok. Sizin 100 reklamınız var, Ekmeleddin beyin bir reklamı var. Sermaye nasıl arkasında? Her şey ortada. İstanbul sermayesi, baronlar, batı sermayesi İhsanoğlu'nun arkasında ise niye sizin 10 katı billboard, 100 katı fazla reklamınız var?’’ şeklinde konuşmasını bitirdi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Muharrem 10 yıl önce

tebrikler sayın başkan. çok güzel bir açıklama olmuş. halkımızın artık tayyibin ne olduğunu anlaması lazım. adamın tek beslendiği şey milletin açıklarını bulup onlarla alay etmek. müslümanlığın neresinde var bu kin,yalan,nefret, ayrımcılık,hırsızlık!!!

Avatar
BAYBURT TANITMA YAŞATMA PLATFORMU 10 yıl önce

SN ERDOĞANA 21 MİLYON KİŞİ OY VERDİ,AKILLI OLMAK,İYİ HESAP YAPMAK,TIR
DOLAYISIYLA BAYBURT AK.PARTİ YÖNETİMİNE BÜYÜK GÖREV DÜŞMEKTE,
HAVA YOLU VE DEMİRYOLU BAYBURTUN HAKKIDIR,LÜTFEN ÇALIŞINIZ,LÜTFEN
NOT:Ü.karabulutun görüşlerine katılmıyoruz,,,afaki yorumlar,,,yapmıştır..