Onlar AK Parti yüzde elli oy aldığında, o yüzde elliyi ikinci sınıf olarak gördükleri için “milletin kararı bu” da demiyorlardı. Fakat şimdi hepsi de söylediklerini unutmuş olarak şunu diyorlar: “Millet bize bunu söyledi, şunu söyledi...”
Eyvallah! Biz hep aynı düşünüyorduk zaten… Fakat size “bir gün bu millet ve bu sandık sizin de meşruiyet kaynağınız olacak, yanlış yapıyorsunuz” dediğimizde o zamanda ülkenin belli bir kesimini Aziz Nesin’in sözü üzerinden aşağılayacak kadar ileri gidiyordunuz. Gerçi bu hâlâ bir kendini bilmez tarafından AK Parti seçmenini hedef alarak hâlâ kullanılmaya devam ediyor. Gerçi biz bu konuda “Kötü söz sahibinindir.” inancını taşıyoruz.
Seçim sisteminin getirdiği garabet bugün elbette AK Parti’nin de etkilendiği farklı bir tablo ortaya çıkardı. Bütün odakların bir ara gelerek HDP’nin barajı geçmesini sağladığı artık kendi ifadeleriyle de teyid edilmiştir. HDP “emanet oylar”, CHP “demokrasinin tesisi için HDP’ye verilen oylar”, Şafak Pavey’in Demirtaş’a “birlikte iyi salladık” gibi sözleri bu ittifakı gün yüzüne çıkaran ve gizlemeden saklamadan vurgulaya bildikleri bir gerçekliği ifade ediyor.
Bütün bu yapılanlara rağmen AK Parti büyük bir ara farkla birinci parti olmuştur. Yıllardır her türlü yolu deneyerek başaramamış muhalefet şimdi de AK Parti’yi seçim sonrasında oluşan denklemin dışında tutmaya çalışıyor.
Bana göre AK Parti’nin olmadığı hiçbir koalisyon senaryosu bu ülkeye huzur getirmeyecektir, kaldı ki benim ve benim gibi düşündüğüne inandığım pek çok seçmen koalisyonun kendisine zaten inanmamaktadır. Bu ülkenin hızını kesecek olan bu tablo da hiç arzu etmediğim halde bir koalisyon gerçekleşecekse burada da ülkenin yüzde kırk birini temsil eden bir parti asla yok sayılamaz.
Kendi yenilgisini “zafer” sayan muhalefetin bu “pişkin”liğine karşı ülke menfaati adına kimseden “ram” olması beklenemez. Oysa bu yaygarayı koparan, “Bu seçim sonuçları Kılıçdaroğlu’na başbakan ol demiştir” diyen CHP’ye baktığınızda seçimden oy kaybıyla çıkmış, verdiği vaadlerine, kendi tabanından başka kimseyi inandıramamıştır.
Ey muhafazakârları “adam” saymayan zihniyet, milleti sadece işine geldiğinde değil her zaman tanıdığında inandırıcı olabilirsin. Oysa bugün kimse kusura bakmasın ama riyakârsın…
Bu riyakârlığa rağmen bir koalisyon kaçınılmaz olursa da sırf bu millet için, çocuklarımız için sandığın getirdiğine saygı duyacağız ama bu asla sizin zihniyetinize de saygı duyduğumuz anlamına gelmeyecek…
Ben ve benim gibi felsefesi gündemle şekillenmeyenler inandıklarını anlatmaya devam edeceğiz…
sayın yaza bence sosyolog unvanından çok yandaş yazar unvanını hak ediyorsunuz.