Söz göletimizden sunuşlar yapacağız bugün, sunuşların içinde çizimler de olacak. Umarım beğenirsiniz.

SABIR MI, İSYAN MI?

Askıntı, yapışkan ve de konuşkan… Papağan oluyor önce, sonra dil döken ikiyüzlüce… Bense bugün durgun, yorgun, kırgınım, vurgunum da… Bana dertli türküler gerek ama başıma gelene bakınız.

Kurtuluşum sabır mıdır, isyan mı? Deyin hele…

BİR KAFATASINA RESİM YA DA DESEN YAPMAK

12 bin yıl öncesine tarihlenen dünyanın en eski tapınağı Urfa Göbeklitepe'de gizemli pek çok olgu ve yapıt var.

Bunlardan birisi çok ilginç. Göbeklitepe'de işlenmiş kafatası parçaları bulundu. Araştırmalar derinleştirilince gömütlerde pek çok kafatası olmayan iskeletler olduğu saptandı. Yani ölümden bir süre sonra gömütler açılıyor, kafatasları alınıyor ve işleniyor.

Peki anlamı nedir bu işlemenin? Bu kesin olarak bilinmiyor, çeşitli yorumlar yapılıyor.

Bu olayı öğrenince benim aklıma, babamın arada bir söylediği o söz geldi. "O kuru kafa neler gördü neler" derdi babam, bir de öyküye bağlardı bu sözü. Öyküyü unutmuşum ne yazık ki.

Evet acaba o kuru kafaların yaşadıkları, gördükleri mi işleniyordu kafataslarına? Olabilir.

Peki şimdi gelelim en can alıcı soruya: Bir çizer olarak ben, bir kafatasına resim ya da desen yapmak ister miydim?

Böyle bir eylemi anlamlandıramıyorum bugünün koşulları içinde. Yarın böyle bir anlam doğarsa neden olmasın. 

EN YÜCEYİ, EMEĞİ YAZALIM

Eklemelerine bak hele emek sözcüğünün: Vermek, çekmek, harcamak.

Özünden, gücündendir hepsi.

Kökenbilimsel açıdan da buralara dayanır. Emig’e dek gidiyor öyküsü. Emig ki göğüs demek, emge de göğüslemek. K katıp emge’ye emgek demişler, sonra atıp ortadaki G’yi emek etmişler.

Bir iş, bir oluş, bir yorgunluk, bir çetin ve çoğu kez gerilimli bir süreç sonunda, düşünsel ya da özdeksel olarak, üretilen ne varsa, senin ve emektaşlarının emeğinden doğmadır.

Değeri pek büyük ve de yücedir bu üretimsel süreçten dolayı.

Üçe alıp bu yüce değeri para gücü ya da sattıktan sonra ödemek vaadiyle; beşe satıp yan gelip yatmaksa; kârına kâr, servetine servet katmaksa; emeksiz iştir ve de sömürgenliktir ki “ticaret” deniyor buna, yapana da “tüccar.” 

“Kazancın onda dokuzu ondadır, ticarete atılın ve cesur olun”, “"Dosdoğru tüccar, (kıyamet günü) peygamberlerle, sıddıklarla ve şehitlerle birlikte olacaktır.” diyor peygamberin biri.

Doğru mu diyor, yanlış mı, onu da siz deyiniz hele…