Uluç Gürkan'ın kaleme aldığı, "Atatürk'ün İzinde Türkiye Dünyayı Değiştirecektir" kitabını okuyoruz. CHP'nin siyasi çalkantılı tarihsel sürecindeki dönüm noktalarını anlamamıza mihenk taşı değerinde...
Tarihçi Kitabevi geleneksel söyleşi günlerinde; 2019 Mayıs ortalarında, Prof. Dr. Erol Manisalı hocamızın konuşmasının ardından, eserlerimizden birini takdimle, sohbet ederken konuk katılımcılardan Prof. Dr. Yusuf Ziya Yergök içten gülüşüyle bu eseri bize hediye ettiğinde duyduğumuz memnuniyeti tarif edemeyiz. Değerli hocamızla her 14 Mart Tıp Bayramı'nda selamlaşırız. Kartviziti halen kitap ayracı, sayfa arasında durur.
Ara ara sayfalarına göz gezdirdiğimiz değerli eserin her satırını pür dikkat okumamız tam sırasına denk geldi.
Ülkemizin siyasal çalkantılarla dolu bu günlerinde başucumuzda, sürekli bakma, birden fazla okuma ihtiyacı hissettiğimiz konu başlıkları var. Değerli Uluç Gürkan arı duru Türkçesi ile yerli yerince yazarak anlatmış, emeğine, yüreğine sağlık diyerek, konuya geçiyor, içinden geçtiğimiz günleri tarihe not düşüyoruz.
Bilindiği gibi, 30 Haziran 2025'te CHP'nin butlan mahkemesi vardı, ertelendi.
Butlan, meseleyi kurtlandırmaya çalışanlara çanak tutmaydı, şimdilik kaldı.
Butlan, CHP için esas dışı...
CHP; temelinde etnik, dinsel ayrışımın belirleyici olma olasılığı temellendiği dünya görüşüne aykırıdır.
CHP kuruldu kurulalı demokrasiyi bir araç değil, yaşam biçimi olarak benimser.
Atatürk, tek partili sistemden çok partili sisteme, cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda geçme çabası gösterir, ama irtica yüzünden demokrasi beklentisi sekteye uğrar.
Cumhuriyet esaslarının güçlenmesi için muhalefet esastır, devrimlerinin yerleşmesi için henüz erken olduğu, 14 Ekim 1930 seçim kampanyasında anlaşılır. Bu nedenle kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası da ondan önce kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası gibi feshedilir. Çünkü Atatürk Cumhuriyet devrimleri ve laiklik konusunda ödünsüzdür.
Atatürk'ün, Cumhuriyetin ilk yıllarında iki kere denediği çok partili düzen arayışı başarılı olmasa da çerçevesinin demokrasi olduğunu görürüz.
Dolayısıyla, CHP ekseninde parti içinde dönen etnik kökene dayalı güç çatışması, ayrışımcı söylemle parti içi muhalefet girişimi dün olduğu gibi bugün de ödünsüzdür. Çünkü CHP'nin etnik dinsel ayrışıma dayalı muhalefeti, ancak ve ancak dünya görüşü bu ayrıma temelli farklı bir partiye karşı mücadele nedeni olabilir.
Türkiye'de Cumhuriyet devrimlerinin laik ve demokratik yapısı dönemin siyasi çevrelerinin dikkatini çekmiş, yapılan reformlar Avrupa'da siyasal kesimlerce övgüyle izlenmiş, iki dünya savaşı arası kritik döneminde Avrupa'da oluşmaya başlayan Demokratik Partilerin Enternasyonle Birliği'ne üyeliğe çağrılmış, ilerleyen süreçte ilişkiler devam etmiş tam üyeliğe kadar tüm toplantılara davet edilmiş, Kasım 1976'da da üyeliği gerçekleşmiştir.
Gerçi bugün Sosyalist Enternasyonel, bağlamından koparılma tartışmalarının hedefi olsa da kurulduğu, 1925'lerde totaliter rejimlere karşı demokratik güç birliği temelinde ortaya çıkması anlamlıdır.
Enternasyonel, ilköğretimin demokratik ilke ve kurumlara dayandırılması, işçi ücretlerinin artırılması ve manevi silahsızlanma üzerinde durur, demek ki dönemin ihtiyacı budur.
Kuruluş ilkesinde; eşitliği, özgürlüğü, laiklik ve demokrasiyi şiar edinmiş bir partidir CHP.
Butlan da nedir? 'Geçersiz', 'temelsiz' demektir; angarya ise 'gönülsüz yaptırılan iş'.
Butlan angaryadır...
CHP, Cumhuriyet rejimine karşı olan rejime muhaliftir, karşı devrimin rejim muhalifi değildir.
Cumhuriyet rejimi kurumlaşırken izlenilen yöntemin yolu, bugünkü iktidar tarafından aynı yerden; "Ne yardan geçerek, ne serden" geriye doğru giderek, kendine başka bir yöntemin yolunu yapma hazırlığıdır.
CHP, Cumhuriyet rejimine muhalif olmaz, CHP, 'halkla birlikte', Cumhuriyet rejiminin muhalifi olmayı sürdürmeye direniyor.