Bir iftira yalnızca bir canı değil, toplumun vicdanını da öldürür. İstanbul’un sevilen sokak köpeği Boji’nin yaşadığı olay, bu gerçeği en çıplak haliyle gözler önüne serdi. O, yalnızca bir sokak köpeği değil; vapurda, tramvayda, metrolarda sessizce dolaşan, kentin ruhunu sırtında taşıyan bir yolcu, bizimle birlikte yaşayan bir İstanbul hatırasıdır.

Ancak 19 Kasım 2021’de sosyal medyada paylaşılan tek bir fotoğraf her şeyi alt üst etti. İddia şuydu: “Boji tramvaya dışkı yaptı.” Yüzeyde basit bir şikâyet gibi görülebilir ama ardında daha büyük bir yara vardı. Bu, bir canlıyı hedef gösteren, onu toplumun gözünde itibarsızlaştıran, özensiz ve acımasız bir linç girişimiydi.

Gerçek neydi peki? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun’un paylaştığı güvenlik kamerası görüntüleriyle iddia kısa sürede çürütüldü. Görüntülerde, cebinden dışkı çıkarıp koltuğa yerleştiren bir şahsın, bu işi bilinçli yaptığı açıktı. Üstelik o gün Boji’nin barınakta olduğu da belgelenmişti. Ne metroda ne tramvaydaydı. Yani suçlamanın hedefi masumdu.

Boji’ye atılan bu iftira, aslında hepimize atıldı. Sosyal medyada bir fotoğraf karesiyle oluşturulan algı, binlerce insanı yanıltabilecek kadar güçlüydü. Sorgulamadan, araştırmadan hüküm vermenin bedelini biz vicdanımızla ödedik.

Boji ise tüm bu yaşananların ötesinde bir simgeye dönüştü. Her gün 30 kilometrelik rotasında 29 duraktan geçerek İstanbul’u dolaşan, kendi kulübeleri olan, şehirle bütünleşmiş bir yol arkadaşı… Artık gönüllerde yerini aldı. Ve unutmayalım, bir toplumun vicdanı bazen sessizce yürüyen bir köpeğin ayak izlerinde gizlidir.

Bir sokak köpeğine bile iftira atan, insana neler yapmaz; vicdanı olmayanın sınırı da olmaz.

Boji’ye yöneltilen bu asılsız suçlama, tüm İstanbul’u bir travmayla sınadı. Bu trajikomik kumpas, bize medya yayınlarına körü körüne inanmak yerine, hakikati savunmanın ve sorgulamanın ne denli hayati olduğunu öğretti. Boji'nin sessiz haykırışı işte budur: Masumiyet en değerli hazinedir - saklı değil, korunmalıdır.