Cumhuriyet Mektebi Baş Muallimi Ahmet Hasbi Bey, Vilâyetten gelen ve Maarif Vekâletinden tasdik edilmiş olan 29.9.1930 tarihli ve 2342-445 numaralı telgrafla Pulur Mektebi Baş Muallimliğine tayin edilir, bu tayin kendisine 29.9.1930 tarihli yazı ile bildirilir.

Yeni adı Gökçedere olan beldede Pulur İlkokulunu kuran Ahmet Hasbi Bey, aynı zamanda Pulur Millet Mektebini tesis ederek belli yaşın üzerindeki insanları da eğitir. Yarısı eski harflerle diğer yarısı yeni harflerle yapılan 1928-1929 eğitim yılında Ahmet Hasbi Aker’in  talebesi olan Eğitimci Cemal Yetişen Bayburt dergisinde; yıllar sonra onun görev yaptığı Gökçedere’ye tayin olduğunu; üç yılda köy kâtibi Emin Şeker gibi hattatlar yetiştirecek kadar ciddi eğitim veren hocasının köy halkının gönlünde anıtlaştığını yazıyor. Başka bir örnek, Emekli Hakim Ömer İmamoğlu’nun Pulur’da imamlık yapan babasıyla ilgili dün anlattıkları; 1960’lı yıllarda Bayburt’ta da müftülük yapan Salih Zeki Efendi’nin tek eğitim belgesi, Ahmet Hasbi Efendi’den okuyarak Pulur’da, 1.6.1931 tarihinde aldığı ve Millet Mektebi Muallimi Ahmet Hasbi ile Vilâyet millet mektepleri idare heyeti umumi kâtibinin imzasını taşıyan Millet Mektepleri Mezuniyet Vesikası’dır.

Bayburt’un en büyük beldesini üç yılda olabildiğince aydınlatan bu hasbî insanı belde halkının çok sevmiş ve saymış olduğunu, 1980’lerde hayatta olan bu beldenin yaşlılarından bizzat müşahede etmiştim. Maarif Vekâletinden 24.4.1933 tarihinde gelen Maarif Vekili imzalı takdirname de bu “fahri ve özyürekten” yapılan vazifeyi takdir ediyor.

Emekli olduktan sonra dahi, fahri görevlerini, okuyup okutmasını vefat ettiği 26 Aralık 1955’e kadar aksatmayan, etrafını aydınlatan, Şingâh’ta yüzlerce talebe yetiştiren Hoca Ahmet Efendi’nin Pulur’a gönderilmesi hasbîliğini, ilmî ve insanî gayretlerini köreltmemiş. Hak aşığı Pulurlu Hafız Süleyman Ruhî de şehir halkından daha az olmayan bu muhabbeti kendi üslubuyla ifade etmiştir;

Bir nazar eyledim Şehid Dağına
Bu şehr-i Bayburt’un bahçe bağına
Bu gün teklifimiz bay otağına
Var olsun nimeti nanı Hocamın

Rızık hak olunca geliriz elbet
Mevlâ’nın ihsanı ne âli devlet
Bayımdan gördüğüm kat be kat hürmet
Söylensin dünyada şanı hocamın

Ruhî der müdavim tükenmez namı
Hüsnüniyet sahibi severiz anı
Muhabbet bakîdir, bu dünya fani
Emsali Bayburt’ta hani hocamın.

4 Ağustos 2022

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Bayburt lu M.Salih 2 yıl önce

Kıymetli bu sayfalarda geçmişten günümüze hatıraları, yaşanmışlıkları ve edebi sohbetleri, yalın bir anlatım ile anlatıyorsunuz, bu çalışmalarınızı daha sık talep ediyoruz.
Rahmetli dedeniz ve nice memleket insanımızın hatırlarını anlattınız, Pulur lu Hafız Süleyman Ruhi nin de güzel anlatımı bu sayfaların da bir hevesle okunmasını sağlıyor.
Demem o ki, Bayburt un her köşesinde eski kelimeler ( maalesef bu toplumua deger katan kelimelere bu gün eski demek durumun da kalıyoruz, bu mevzular gündeme gelince Yavuz Bülent BAKİLERİ in bu konular ile ilgili serzenişleri aklıma geliyor.) ile hoş bohbetler edilse,bu sohbetlerin olabilmesi için de, başta üniversite olmak üzere tüm kurumlar, Edebiyat dernegi ve bu sorumlu birimlerin katsı ile her hafta mahelle odalarında hoş edebi sohbetler ve bunlara bağlı eski oyunlar veya yeni yazılacak oyunlar tiyatrolar olarak sergilese,bu vesile ile Bayburt ta bozulmaya yüz tutan milli ve manevi degerlerimizi korumuş oluruz,yeni yazarlar kazandırmış oluruz