Futbol sahasının kenarında tanıdık simaları görünce, saha içerisinde kendime çekidüzen vermeye ve daha iyi futbol oynamaya gayret ediyorum. Kimler mi? Rahmetli Cemal Katılmaz, Necati Uluca, Cemil Orsorlu, Mürsel Akarsu, Ömer Faruk Altuntaş, Abdurrahman Öksüz, Kemal Maraba… Maç biter bitmez ter-kan içinde beni arabaya alıp, Maltepe İstiklal Caddesinde ki Kazım Silo’nun kıraathanesine götürdüler.
Bende seviniyorum ki beni izlemeye gelmişler. Meğer Anadolu yakasında kurulacak olan Bayburt Derneğinin hem kurucu üyesi hem de sekreteri olacakmışım. Ya Allah’ın adamları, bari bırakında terimi kurulayayım, kendime bir çeki düzen vereyim! Ne gezer.
Arabanın içinde nasıl giyindim, kendime nasıl çeki düzen verdim anlayın artık. Kıraathaneden içeri girdik ki hep tanıdık simalar: Ekrem Ertural, Muhsin Çağlar, Selehattin İnanır, Faruk ve Muzaffer Uslu kardeşler, Cemal ve Cemil Menzilci kardeşler, Şükrü ve Faruk Dalkılıç kardeşler, Süleyman Koç, Neşet Kurdal, Muammer Koçhan, Süleyman Karadeniz, Alay Akbaba, Ali Mercimek hocamız, Süleyman Karadeniz, Süleyman Yazar dayımız, Kenan Zorlu ve de isimlerini bilmediğim bazı hemşehrilerim. Kıraathane tamamen dolu.
Yani anlayacağınız kendimi o gün dernek kurucuları arasında buldum bulmasına da, o gün bu gündür dernekçilikten kurtulamadım.
Kalfa Fikret Ağabeyimiz, İranlı Acem ile arkadaş olmuş... Acem, Fikret Ağabeyimize sormuş; “Özüm sizde idarecilik nicedir?” Fikret Ağabey cevap vermiş; “Vallaha biz bu işi sırayla yaparız.” der ve akabinde Acem’e sorar; “Sizde nasıldır?” Acem cevap verir; “Benim özüm, bizde öleki kurtula.”
Şimdi diyeceksiniz ki; “Ne yani, seni silah zoruyla mı getirdiler derneğe.”
Saygıdeğer hemşehrilerim; 26 Eylül 2010 tarihinde her biri birbirinden değerli ağabeylerimizin arzu ve istekleri doğrultusunda seçkin bir hazurun önünde yapılan genel kurulda on yıl önce bıraktığım dernek başkanlığına geri dönmüş bulunuyorum.
Çok sevdiğim ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan Selehattin Ağın ile birlikte.
Sevgili hemşehrilerim; Dernek yöneticiliğinin zorlukları pek çoğumuzun malumudur. İşinizden, ailenizden, kendinizden büyük fedakarlıklar yaparak insanlara hizmet için çalışırsınız.
Sivil toplum kuruluşlarında alınan görevler gerek maddi ve gerekse de manevi olarak insanı çok yıpratan bir görevlerdir. İşte bu durumu göze alan, aşağıda isimleri yazılı birbirinden değerli kardeşlerimle gerek Genel Merkez Kartal ilçemizde ve gerekse de Maltepe ilçemizde siz değerli hemşehrilerimize ve insanlarımıza imkanlar dahilinde hizmet etmeye çalışacağız.
Kartal’da: Selehattin Ağın, Temel Ordukaya, Hüseyin Karadeniz, Zekai Engin, Osman Okumuş, İbrahim Yazıcı, Şaban Demirhan ve Mesut Türk. Maltepe ilçemizde: İsmail Akkuzu, Yaşar Kaymaz, Şahin Yüçel, Şahin Baydemir, Seyfullah Sağlık, Salim Yazar, Coşkun Ayhan, İbrahim Yazıcı ve Kenan Üge gibi sevgiyi saygıyı ve hizmeti şiar edinmiş kardeşlerimle sizlere hizmet etmeye çalışacağız. Maddi ve manevi yardımlarınızı bizlerden esirgemeyin.
Aziz ve muhterem hemşehrilerim; Sivil toplum kuruluşları ve dolayısıyla da yöneticilerinin hizmetin yanı sıra, toplumu bilinçlendirme ve yönlendirme görevleri de vardır. İnsanımıza ve bölgemize yarar sağlayacak projeleri geliştirmek, bu projelerde görev alacak isimleri belirlemek, değişik projeleri olan hemşehrilerimize yardımcı olmak, yapılacak bir hizmetle ilgili kamuoyu oluşturmakta görevlerimiz arasındadır.
Sahip olduğumuz potansiyeli ancak bu şekilde bir güce dönüştürebiliriz.
İnsanları iyilik yapmaya, saygılı davranmaya, sevgi çemberi oluşturmaya çalışmak hem yüce dinimizin, hem de Bayburtluluğun gereğidir.
İşte bu çerçevede bütün yöneticiler saygıyı, sevgiyi, hoşgörüyü ve birleştiriciliği ana felsefe edinmelidirler.
“Halka hizmet Hak’ka hizmettir” inancı ile yola çıktığımız arkadaşlarımla birlikte Bayburt ve Bayburtluya en iyi hizmeti vermeye çalışacağız.
Yönetici kardeşlerim adına tüm hemşehrilerimi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Aralık / 2010
