Nuran Güler’i ben ressam yönüyle bilirdim, sonra şiirleri çıktı karşıma sosyal medyada. Şiirin zor beğenilisi olan ben, beğendim onları.
Ve şimdi bir kitabı çıkageldi bu değerli yerdeşim Hanımefendi’nin. Kitabın kapağında Nuran imzalı bir resim, içi de o imzaları taşıyan resimlerle süslü. Kuşe kâğıda pırıl pırıl renkli baskılı bir kitap.
Şiir ve resim… Birbirini çoğaltan, güzelleyen, birbirini daha çekici biçimde sunan iki sanat. Nuran Güler’in ressamlığının şiirine bu bağlamdaki yansımaları kendini hemen ele veriyor. Şairin izleklerinden yakalıyoruz bunları: Mevsim ve doğa genellikle... Ve imgeleri de bu izleklerden esin almış: Sonbahar, ilkbahar, yaz, güneş, çiçek, böcek, kuş, gölge, ağaç… Ve renkler… Tuvale yansıdığı ölçüde ve tonda, şiirine de yansımış Nuran Hanım’ın…
Kimileri resmi şiire ya da şiiri resme katıyor (hatta karıştırıyor da), Nuran Güler’inki öyle değil, şiir de resim de olması gereken yerde ama birbirleri ile iletişim ve etkileşim durumundalar.
E artık ara vereyim kitabı anlatmalara, şiirinden örnek verelim şairimizin. “Deniz ve Şiir” diyelim. Benim en beğendiğim şiir bu oldu bu kitaptan:
“mavi bir şiir yaz bana deniz
Ve 12. sayfada bir Eylül şiiri… Aslında Eylül şiirleri birkaç tane, hatta birisi “Eylül 1980” adını taşıyor ama ben 12. sayfadaki Eylül şiirini daha çok sevdim:
“güz mü dediniz
E artık tadılır öyle değil mi? Nuran Hanım, hüznü de seviyor ve şiirine sık sık da katıyor. Bu katmada ölçünün etkisi yok, bir el lezzeti görüyoruz. Hüzün Konaklarına da götürüyor bizleri:
“geçmiş zamanların
“Kan Revan”ı, “Gül Revan”a ancak bir şair çevirebilirdi. Çevirmiş Nuran Güler:
“bu umut sonu görünmeyen bir kervan
Evet, gül revan meydanlarda buluşalım, şiirde ve resimde daha büyük başarı ve açılımları yakalamasını dileyelim Nuran Hanım’ın.
Bu özel baskılı kitap satışta mı bilmiyorum, çünkü bir yayınevi tarafından yayımlanmamış. Edinmek isteyenler için iletişim adresini vereyim: [email protected]
Eylul,hüzünlü bir ay olsa da ancak böyle sevdirilebilir.Kendisini tanıyor olduğum için kivançliyim.