Osmanlı Devleti’nde modern belediyeciliğin doğuşu, Batı ile temasın bir neticesi olarak Kırım Savaşı (1853-1856) döneminde ortaya çıkmıştır. Belediyelerin yükümlülük alanına giren işler, bu tarihten önce başka kurumlar tarafından icra edilmiştir.

Klasik dönemde Osmanlı şehirlerinin yöneticisi “kadı” idi. Kadı’nın yanında, vergi işlerini çözümlemek, temizlik, güvenlik konularını karara bağlamak ve narh yani fiyatlandırma işlerini yürütmek için, müftü, esnaf ve eşraf temsilcileri, ulemadan bazıları ve muhtesip bulunurdu. Görev ve yetkileri azalınca, taşra şehirlerinde ihtisap müdürlükleri kurulmuş ve belediyelerin tesisine kadar varlıklarını devam ettirmişlerdir.

Osmanlı Devleti’nde belediyelerin ilk teşkilatlanmaları yukarıda denildiği gibi Tanzimat döneminde (1839-1876) olmuştur. Fransa örneğinde ilk örgütlü belediye imparatorluğun başkentinde kurulmuştur. Daha sonra ise tüccar ve yabancı uyrukluların taleplerini karşılamak amacıyla taşrada da belediyeler kurulmaya başlanmış ve bu tür ilk belediyeler liman şehirlerinde ve önemli ulaşım merkezlerinde oluşturulmuştur.

Osmanlı dönemi yerel yönetim reformlarından ilki olan 1864 Vilayet Nizamnamesi’nin 4. bendinde her köy bir belediye dairesi sayılır hükmü yer alıyor ancak bu hüküm kent ve kasabalarda belediyelerin kurulmasını içermiyordu. 1867 senesinde yayımlanan yeni nizamnamede vilayetlerdeki belediye daireleri meclislerinin görevleri adıyla on altı bentlik talimatname yer aldı. Bununla belediyelerin idarî varlıkları belirlenip, kuruluş ve görevleri sıralanmıştır. Taşrada belediyeler bu tarihten sonra kurulmaya başlamıştır.

İlber Ortaylı tarafından hazırlanan “Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahallî İdareleri “ adlı eserde genişçe anlatıldığı şekliyle yerel yönetim tarihi açısından çok önemli muhtevaya sahip olan 1871 Nizamnamesi’nde, vali, mutasarrıf ve kaymakam gibi üst düzey idarecilerin bulunduğu her şehirde bir belediye meclisinin kurulması öngörülmüştür. Meclis reisi önceden olduğu gibi, memurlar arasından seçilip, mutasarrıfın tayini ve valinin onayı ile bu göreve gelip, fahri olarak çalışacaktı. Belediyenin en önemli organı olan belediye meclisi ise, reis, reis muavini ve seçilen altı üyeden oluşacaktı. Üyeler iki yılda bir seçimle değişecek ve çeşitli dinî cemaatlerden olacak, her yıl üyelerin yarısı kura ile değiştirilecekti. Mühendis ve tabip müşâvir meclis üyesi sayılıyordu.

Belediye meclisine üye seçilebilmek için bazı şartlar konulmuştu. Bunlar arasında, cinayetle mahkûm olmamak, medeni haklara sahip ve Osmanlı uyruklu olmak ve yirmi beş yaşından küçük olmamak en dikkati çekenlerdi. İki yılda bir yapılacak olan üye seçimleri biraz karışıktı. Evvela o yerin mülkî amiri, müftü ve ruhani reisleri ile kâtiplerden oluşan tetkik meclisi, üye sayısının üç katı aday tespit edecek; bu adayların ismi mahalle ihtiyar meclislerine gönderilip, en çok oy alan üçte ikisinin arasından mutasarrıf altı tanesini ayıracaktı. Bu şekilde seçilmiş olan üyeler fahri olarak çalışacaklar ve meclis haftada iki gün toplanacaktı. Toplantı için üyelerin üçte birinin hazır bulunması gerekmekteydi. Belediye meclisinin görevleri ise; imar denetimi, yol ve kaldırım yapım ve onarım işleri, suyollarının bakımı, memleketin düzen ve temizliğine nezaret, ulaşım araçlarının sağlanması, yangın tulumbaları kurmak gibi yükümlülüklerdi. Meclis, beledî yasaklara uymayanlara para cezası da verebilecekti. Taşra belediyelerine hizmetleri yürütebilmesi için bazı gelir kaynakları ayrılmıştı. Bunlar: hükümetin belediyeye bıraktığı yapı-ruhsatiye harcı, emlak vergisi, eğlence vergisi ve yol ve kaldırım inşaatından alınacak ücretlerdi. Belediye meclisleri, malî ve idarî yönden liva idare meclisleri tarafından denetlenmekteydi.

Nizamnameler doğrultusunda Bayburt kazasında da belediye meclisinin oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bayburt belediye meclisi ile ilgili eldeki en eski kayıt, 1288/1871 tarihli Erzurum Salnamesi’dir. Bu tarihte belediye meclisinin reisliğini İbrahim Ağa yürütmekteydi. Yani bu dahi durumda Bayburt’un ilk belediye başkanı İbrahim Ağa olmaktadır. Aynı dönem belediye kâtipliğini Osman Efendi’nin yaptığı meclisin Müslüman üyeleri Şerif Ağa ile Abdullah Ağa, gayrimüslim üyesi ise Ohannes Ağa’ydı.

1873 yılında reisliğini Şerif Ağa’nın icra ettiği meclisin kâtibi yine Osman Efendi ve üyeleri Abdullah Ağa ile Ohannes Ağa’ydı.  1881 yılında Bayburt belediye başkanlığını Maşuk Bey icra ediyordu. Hüseyin Ağa ve Tahir Efendi meclisin Müslüman üyeleri;  Kirikor Ağa ve Ohannes Ağa ise gayrimüslim üyeleriydi. Meclisin kâtipliğini ise bu defa Ragıb Efendi, sandık eminliğini Mustafa Bey ve müfettişliğini Yemen Ağa yürütüyordu.

1887 yılında Bayburt’un belediye reisi Osman Ağa idi. Bu tarihte belediye doktorluğu görevini Ali Tahir Bey üstlenmişti. Belediye meclisinin üyelerini ise Ali Efendi, Ohannes Ağa, Hüseyin Ağa, Tahir Efendi ve Avadis Ağa, başkâtipliğini Ragıb Efendi, sandık eminliğini Dikran Efendi ve müfettişliğini Yemen Ağa yürütüyordu.

1892 yılında Bayburt belediye reisi bu defa Kemal Efendi idi. Aynı yıl kâtipliğini Hüseyin Hami Efendi icra etmekteydi. Meclisin üyeleri ise Kerem Mehmed Ağa, Hafız Mustafa Efendi ve Repail Ağa’dan ibaretti.

1892 yılı sonlarında Bayburt Belediye Reisi olan İsmail Efendi ise kesintisiz olarak bu görevi on iki yıl sürdürmüştü. 1900 senesinde de reisliğini yine İsmail Efendi’nin yaptığı belediyenin tabipliğini Esteyil Efendi, üyeliklerini Abdurrahman Efendi, Develizâde Hüseyin Efendi, Şehbenderzâde Ziya Efendi, Aybek Ağa, Arakil Ağa yürütmekteydi. Belediyenin kâtipliğini Alişan Bey, sandık eminliğini Hamdi Efendi yapmaktaydı.

1907 yılında belediye reisi Hacı Tursunzâde Şükrü idi. Sözü edilen başkan, yaptığı çalışmalardan ötürü beşinci rütbeden mecidiye nişanı ile ödüllendirilmişti.

Böylece kısaca Bayburt belediye başkanlarından söz etmiş ve sizlere tanıtmış olduk, bir sonraki yazımızda ise bundan tam 110 yıl önce yani 1903 senesinde Bayburt Belediyesi’nin bütçesini irdelemeye çalışıp, gelir ve giderlerini ortaya çıkarmaya çalışacağız.

Şubat 2013

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.