Çevre ve Şehircilik Bakanı geldi, baktı ki ortada “şehir” yok, döndü gitti…
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, “e mecburen” karayolu ile geldi, dönüş daha hızlı olsun diye bir “kavşak” açtı; yalan yok sinyalini “muntazaman” verdi, döndü ve gitti…
İçişleri Bakanı şanslı, helikopteri var; “pır pır” diyerekten Bayburt’a indi, benzer bir sesle uçtu ve gitti…
Ki, en akıllısı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı çıktı… Bilim hak getire, sanayi desen hiç yok, teknoloji keza… Son gün, "gelip bize bakmaktan" vazgeçti…
***
Bize gelip bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce var ya…
Bizden sadece 1 gün sonra; “biliyor musunuz ben, Bayburt’a 52 kilometre uzaklıkta olan Güllüce köyündenim” diyemedi…
-Ki, komik değil, bizden başka kimse gülmüyor!-
Tuttu, Elazığ Karakoçan Devlet Hastanesi'nin temelini attı.
***
Bize gelip bakan, Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan var ya…
11 yılda falan değil, bize gelmiş, bakmış ve gitmişken, sadece son 2 gün içinde…
İzmir’de Organize Sanayi Bölgesi Demir Yolu Bağlantı Hattı’nı açtı.
Ha, bir de Spor Bakanı yoğun olduğundan, “bi zahmet” İstanbul’da spor kompleksinin açılışını yaptı.
***
Bize gelip bakan, İçişleri Bakanı Efkan Ala var ya…
Bizden tam 1 gün sonra, muhtemelen Bayburt’a "bakmış", ayrılıp Erzurum’a giderken yolda…
(Erzurum’da açtıklarını söylersem ayıp olur!)
***
Son anda bize gelip bakamayan Bakan…
Tamam, saymıyorum…
***
Şunun şurasında, tam 14 gün sonra seçim var…
Muhtar adayı bile kurdeleyle seçim bürosu açıp, lokum dağıtırken…
Bayburt’a bir değil, iki değil, tam 3 tane kelli felli “Bakan” geldi…
Üç tane Bakan diyorum, 3 tane…
***
"Gız anam sus, rezil olduk rezil!"
Arkadaşım sizi kutluyorum. Eline yüreğine sağlık, memleketim Bayburt demeye utanıyorum çünkü hala günümüz döneminin gerisinde kalmış, hiç bir şey değişmemiş, belediye dersen tam eyvahlık, yazık bitmiş bir sevda. Beni bağlayan tek şey ana baba mezarı, o da 3 ayda bir günübirlik.
Sevgi ve saygılarımla.