Hüsamettin Koçan doğduğu yere bir müze yaptırıyor. İlk bilgilerini geçen yıl bir sunumda tanıtmıştı. Dün akşam da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonu'nda müzenin inşaatı ve maddi katkıların gerçekleştirilmesine yönelik bir akşam yemeği düzenlendi. Müzeye katkı için 19 sanatçının özgün baskılarından oluşan bir sergi açılmış ve bir dosya hazırlanmıştı.



Dosyayı 4 milyar karşılığında alan hem Baksı Müzesi'nin açılmasını çabuklaştırdı, duvarına isminin yazılmasını sağladı, hem de Türkiye'nin tanınmış 19 sanatçısının özgün baskılarına sahip oldu.



İnsanların hele sanatçıların doğdukları yeri unutmayışları ve orayı şenlendirmeleri beni çok etkiler.



Hele bir sanatçının bu gönül bağı çok daha anlamlıdır.



Yemekten önce salonu gezenler, müzenin inşaatının bugünkü aşamasını duvarlardaki fotoğraflardan ve dia gösterisinden izlediler.



Oranın simgesi olan birer boğa yemek masasında herkesin önüne konulmuştu. Güzel hazırlanmış, sıcak dostlukların kurulduğu bir geceydi.



Yemeğe konuklar, üniversite öğretim üyeleri, özgün baskının sanatçıları çağrılıydı.



Gecenin hoş sürprizi bir sanatçının yaptığı Yaşar Kemal portresinin Hüsamettin Koçan tarafından Yaşar Kemal'e armağan edilmesiydi.



Genç sanatçı, Yaşar Kemal'in metinlerinden yola çıkıp onun portresini yapmıştı.



Ayrıca Hüsamettin Koçan da romancıya topraktan, kendisinin yaptığı portreyi armağan etti.



***



BAYBURT'un Bayraktar Köyü'nde açılacak müzenin tam adı, Baksı Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi.



Koçan, müzenin amacının, çağdaş sanatla geleneği buluşturmak olduğunu söylüyor. İlk bitirilecek bölümler misafirhane ile atölyeler, böylece isteyenler burada çalışabilecekler.



Özgün baskı dosyaları içindeki bilgi; müzeyi ve katılan sanatçıları şöyle anlatmaktadır:



‘‘Tılsımlı Eller, Bayburt Bayraktar Köyü'nde inşaatı hızla yükselmekte olan Baksı Müzesi Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi'ne katkıda bulunmak için 9+9 sanatçı tarafından üretildi.



Kaynaklara göre, Kazak ve Kırgızlar baksı sözcüğünü şaman anlamında kullanmışlardır. Tılsım ise şamanizm duygusunun bir parçasıdır.



Müze, adını bu kaynaklardan aldığı gibi tılsımlı eller dizisi de bu duygudan hareketle üretilmiştir.’’



Sanatçıların bir müze için el ve yetenek birliğine koşmaları sanırım örnek bir girişimdir.



Ben müzelerin sanat etkinliklerinin Anadolu'ya yayılmasını savunurken, bu tür girişimlerin de altını çizmek istiyorum.



***



SANATI sevenler, sanatçının emeğini değerlendirmek isteyenler, Anadolu'nun bir müze kazanmasının coşkusunu yaşayanlar, eğer paranız varsa 4 milyar verin bu özgün baskı dosyasını alın, çünkü her birini çerçeveletip duvarınıza asabilirsiniz.



Ünlü Türk sanatçılarından bir koleksiyon oluşturma fırsatını kaçırmayın.



16 Aralık 2002 / Hürriyet

- - - -

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.