Kıymetli hemşerilerim,
Sürekli göç vererek kan kaybeden,
ülkemizin son 10 yılda kaydettiği büyümeye karşın yerinde sayan,
tarihi kimliğinden koparılan,
kamu kaynakları kullanılarak yapılan gecekondu binalar ve geçitlerle katledilen,
eşsiz Türk yurdu Bayburt'a sahip çıkalım.
Birbirimizi kırıp dökmekten kendimizi sorgulamanın zamanı gelmedi mi?
1000 yıllık caminin yanına yapılan gecekondu polis evi...
Şehrin tam göbeğine dikilmiş ucube Ticaret Odası binası,
Bunların hangisi bu şehre yakışıyor, hangisi 1000 yıllık Türk İslam kültürü ile örtüşüyor?
''Bu çirkin, meşruiyeti olmayan binalar, geçitler ve köprüler yıkılsın, Bayburt tarihi ile buluşsun.'' çağrıma destek istiyorum.
Hepimiz suçluyuz, hiçbirimiz bir diğerimizden daha az suçlu değiliz.
Şehrimize, kültürümüze ve tarihimize sahip çıkalım.
Gelin, kentimizi yönetenlerden, bu rezil binaları ortadan kaldırmalarını talep edelim.
''Bana Bayburt'umu Geri Ver'' kampanyasına destek verin, dedelerimizden emanet aldığımız bu güzel vatan parçasını, çocuklarımıza miras bırakalım.
Bayburt'u sevmek onu imar etmekten geçer, yağmalamaktan değil.
Sevgi ve saygılarımla.
SOCAR Türkiye Başkanı
Bayburt ta bu işleri düşünecek, fikir üretecek ve kamuoyunu yönlendirecek bir eşraf tabakası yok maalesef. Herkes kendi küçük menfaatlerini ön plana alarak hareket ediyor.