Değerli dostlar, sevgili hemşehrilerim; altı aydır, süregelen pandemi süreci fiziksel, duygusal ve koronaya yakalanmış vatandaşlarımız ve onların ailesi açısından ve pandemide kaybettiğimiz vatandaşlarımızın aileleri açısından çok zorlu ve yıpratıcı bir süreç yaşadık ve halâ yaşamaya devam ediyoruz. Tabii bu süreçte kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve vatandaşlarımıza karşı yaşamış olduğumuz çok büyük üzüntüler yüreklerimizi burktu ve burkmaya devam etmektedir. Ama asıl yürekleri burkulan ve çok derin acılar yaşayan kaybettiğimiz meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın ailelerinin yaşamış olduğu ve kısmen azalsa da halâ yaşıyor oldukları yas sürecidir.

Son iki aya kadar, pandeminin etkisinin azalması ve günlük hastalanma sayılarının oldukça düşmesi halkımıza bir umut ve bir moral getirdi. İşte tam bu noktada halkımıza kademeli bir şekilde getirilmesi gereken serbesti, aniden iki gün içinde çok büyük bir serbestiye dönüşünce ve bir gün önce dolmuşlarda kapasitenin yarısı kadar yolcuya müsade edilirken, bir gün sonra tam kapasite yolcu yanında, ayakta da yolcu alımına izin verilmesi ve spor maçlarına müsade edilmesi sonucu stadyumlara seyirci alınmasa bile maçları, kafelerde üstüste seyreden futbol severlerin belli kurallara da uymaması, yine kefelerin, berberlerin, hamamların, spor salonlarının açılmasına müsade edilmesi, kendi evlerine izin verilmezken lüks otellerden rezervasyon yaptıranlara seyahat ve tatil izni verilmesi ve halkımızın da büyük çoğunluğu kurallara sıkı sıkıya uyma yükümlülüğünü taşıyor olmaması son 1.5 aydır tekrar hasta sayısının, ölüm sayısının, yoğun bakım hasta sayısının ve entübe edilen hasta sayısının tekrar  artmasına ve kaygıların korkuların geri gelmesine yol açtı. Son iki haftadır günlük yeni hasta sayısı 1250-1500 arasında bir sayıda karar kıldı. Tabii son iki haftadır lise ve üniversite sınavlarının yapılmış olmasının, bulaşı yönünden henüz sonuçlarını almış değiliz. Epidemiyoloji ve toplum sağlığı uzmanlarına göre can sıkıcı bir sonuç çıkabilir.

İşte, eğer tahmin edildiği gibi korona 10-15 gün sonra objektif ölçüm ve değerlendirme sonucu, tahmin edildiği gibi tekrar tırmanışa geçerse halkımızın büyük bir kısmında olumlu beklenti kaybı (antispasyon kaybı) kliniğinin semptomlarını göreceğiz demektir. Böyle bir durumda kişiden kişiye değişik ölçülerde yaşanan korku, kaygı ve panik bozukluğu artık yerini olumlu beklentilerin kaybı ve umutların tükenişi durumuna  bırakacaktır. Umutlu beklenti kaybı durumunda depresyondaki üzüntü, sıkıntı, huzursuzluk, hiç birşeyden zevk alamama, uyku bozukluğu, iştahsızlık yada aşırı yeme, cinsel isteksizlik, sosyal izolasyon, sinirlilik öfke, yüzünde elemli bir ifade, yataktan çıkmak istememe, arkadaşlarıyla görüşmeme, her hangi bir eğlenceye katılamama gibi semptomlar yaşayacağı olası bir durum olacaktır. Üstelik bu depresyonda bu bulguların hepsi görülmese yada çok azı görülse bile olumlu beklentinin kaybolmuş olması bile tek başına şahsa bunalımı en en derinden yaşanmasına sebep teşkil edebilecektir. Bu durumun tedavisi ve Terapisi de yine psikiyatrlara ve psikoterapistlere düşecektir.

Herkese selam ve sevgiler...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.