Garip Bayburt’un, “karşılıksız“ sevgisi!

Bayburt Postası / YORUM HABER - Bayburt’ta seçim sonuçlarına göre, Erdoğan'a en çok oy Gökçedere beldesinden çıktı. Yaklaşık bin 400 oyun geçerli sayıldığı Gökçedere’de, bin 315 seçmen oyunu Erdoğan’a verdi. Buna göre beldede oyların yüzde 93.93’ünü alan Erdoğan, her seçimde AK Parti’ye en yüksek oyu veren iller arasında yer alan Bayburt’ta, kırılması güç bir rekora daha imza attı.

14 Ağustos 2001'de kurduğu ve genel başkanı olduğu AK Parti ile ilk kez 2002 Türkiye genel seçimlerine katılan Erdoğan, Türkiye’de yüzde 34.43'lük oy oranı ile tek başına iktidara gelirken, Bayburt’ta ise yüzde 26.74’lük bir destek görmüştü.

Bu seçimlerin ardından 2004, 2007, 2009, 2011 ve 2014’te yapılan yerel ve genel seçimler ile birlikte 2010’da yapılan referandumda oylarını Bayburt’ta sürekli artıran Erdoğan’a köşk seçimlerinde rekor düzeyde oy çıktı.

Erdoğan, AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı döneminde, muhalefet tarafından sürekli gündeme getirilen ve zaman zaman AK Parti'lilerin de katıldığı, Bayburt’un hükümet tarafından yeterince destek görmediği şeklindeki tartışmalara rağmen oyunu her seçim biraz daha artırdı.

"İkinci vekiliniz benim" sözü, tarihe geçti...

Bayburt'un milletvekili sayısının 1'e düştüğü günlerde, seçim mitingi için Bayburt'a gelen Erdoğan, Bayburt siyasi hayatına geçen o meşhur sözü söylemişti: "İkinci milletvekiliniz benim.."

"Bayburtlu anaların duası bana yeter" diyen de Erdoğan'dı, "Düşünsenize, Bayburt'ta Fen Lisesi bile var" diyen de...

Hiç biri değil ama "Bayburt'un ikinci milletvekili benim" sözü, o günden bugüne Bayburtlu'nun kullanmayı sevdiği ve de umutlandığı bir "söz" oldu. Bu söze demiryolundan havaalanına, onlarca yatırım hayali takılıp sürüklendi yıllar boyunca...

Başbakan, evet yoğundu...
Türkiye her gün başka bir güne uyanıyordu!

Belki İstanbul'a zaman ayırabiliyordu ama "o" yoğunlukta Bayburt, Ankara'dan hep çok uzaktı!

Sorular yanıt arıyor!

Partinin yerel yönetimde başarıyı bir türlü yakalayamayışı, sürekli değişen başkan ve vekil adayları, her geçen gün "soluklaşan" ve "zayıflayan" bir şehir görüntüsü; durdurulamayan göç ve nüfus azalması gibi devleşen sorunlar yumağı, eleştirileri de yanında getirecekti...

Eleştiriler, Bayburtlu'nun Erdoğan'a olan sevgisini azaltacak mıydı?
Hayır...

Gariptir belki; "sevgi" her geçen gün biraz daha artarak devam edecekti ama "eleştiriler" homurdanmaya, homurdanmalar sorgulamaya, sorular yanıt aramaya başlayacaktı...

Olan; zamanı ve değişimi, belki de gelişimi kaçıran Bayburt'a olacaktı!

***

Bayburt; hükümete, yani Erdoğan'a verdiği bu desteğin karşılığını neden alamıyordu?
Yönetici zaafiyeti mi vardı? Beceriksizlik miydi?

Yoksa bu "garip" sevgi, Erdoğan'a ulaşmayan, Erdoğan'a dokunmayan "karşılıksız" bir sevgi miydi?