Bayburt Postası - ‘Kameraman’ denilince Bayburt’ta akla gelen ilk isim olan Naim Sanduk, 1975’lerden, 2000’li yıllara kadar yaptığı video çekimlerini cd’lere aktarıyor.
Murat Okutmuş - Bayburt Postası
Bayburt’ta kültür derneklerinin 1980 ve 1990’lı yıllarda sahneye koydukları ’21 Şubat’ gecelerinin kayıtlarını elinde bulunduran Sanduk, kendisinin de sahne aldığı tiyatro oyunları, o dönemde hayata geçen Bayburt Belgeseli projelerinin görüntülerine gözü gibi bakıyor.
Emeklilik yıllarını bu onlarca kaseti çağın teknolojisine uyarlamaya adamış olan Sanduk, günlerini evinde kurduğu kayıt odasında geçiriyor.
Naim Sanduk’la kameraya olan ilgisini ve yaşadıklarını konuştuk.
Sanduk, 1970’li yıllarda bir arkadaşının yönlendirmesiyle ilk kez bir kameraya sahip olduğunu ve kameranın parasını düğün çekimlerinden kazandıklarıyla ödediğini söyledi.
1978’li yılında başlayan devlet memurluğu ile yeni bir hayata atıldığını fakat kameradan hiç kopmadığını söyleyen Sanduk, kamera sayesinde yeni meslekler edindiğini anlatıyor.
“1978’de Defterdarlığa giren 11 kişinin arasındayım. Demirel’in döneminde 2022 sayılı yasa çıktı. Yaşlılara ve Yoksullara Maaş Bağlama Fonu. Beni bu fonun sorumlusu yaptılar. Üç sene bu görevi yaptım. Adam yaşlı, maaş bağlanacak, geliyor. ‘Fotoğraf çektir, mühür kazıttır öyle gel’ diyorum. Birçoğunun hiç parası yok. Ziraat Bankası yanında ‘Cevdet Karakuş’ var, onunla anlaştım. Gönderdiğim yaşlıların siyah-beyaz fotoğraflarını çekiyor, bir de mühür yapıyor. 280 lira maaş alıyorum. Öyle zaman oluyordu ki 100 lira fotoğraf ve mühür parası ödüyordum. Bu üç sene maaşımın büyük bir bölümünü ‘Cevdet Karakuş'a verdim. Helali hoş olsun.”
TRT Muhabiri Naim Sanduk
İsminin başına ‘kameraman’ eklenmeye başladığı yıllarda Bayburt eski Valisi Ali Haydar Öner keşfetmiş Naim Sanduk’u. Sanduk, Bayburt Valiliği ve yeni mesleği ‘muhabirliği’ anlatıyor.
“Bu yıllarda yeni bir kamera aldım. Maaşım 280 lira, kamera 1000 lira. Özellikle merkezde olan düğünler artık bensiz olmazdı. Bu kameranın parasını da düğünlerde çekim yaparak ödedim. Allah rahmet eylesin eski valimiz Ali Haydar Öner beni kamera çekerken görmüş bir kaç yerde, beni aldı Valiliğe. Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu’nda göreve başladık. İlk işimiz Bayburt Tanıtım Filmi oldu. Bu sırada TRT’de muhabir olarak çalışmaya başladım. Ben görüntü çekiyorum. O zamanın Halk Eğitim Merkezi Müdürü Osman Bozdağ da haberleri yazıyor.”
“Bazuka ne kadar da küçükmüş!”
“Bayburt gibi yerde görüntülü haber çekmek zor. Düşünün ki Saat Kulesi’nin orada kamera çekimi yapıyorum. Tanımayanlar yanımdan geçerken şöyle konuşuyor: “Bazuka ne kadar da küçükmüş!” O zaman çok da zor bütün her şey. Kaset bulmak bile zor. Kaseti yapıp, Erzurum’a gönderiyorum. Oradan İstanbul’a gidiyor. Haberin çıkması bazı iki, bazı üç günü buluyordu.”
En çok para kazandığı haber
“5 yıla yakın bu görevde kaldım. Olayın olmadığı yerde hem de görüntü haber oldukça zor. Arada bir trafik kazası oluyor. Haberin olduğu yere gidene kadar arabalar dahi çekilmiş oluyor. Görev yaptığım süre boyunca bir tek haberden çok para kazandım. Onun da olmasını hayatta istemezdim. 1990’lı yıllarda şehitler geliyordu Bayburt’a. Bir keresinde halk galeyana gelip Doğru Yol ve CHP’nin binalarını basmış. Camlarını, eşyalarını aşağıya atmışlardı. O haberden 700 lira kazandım. Görüntülerim TRT’nin yanı sıra İHA, Kanal 7, STV gfibi kuruluşlarca da yayınlandı. Dede Korkut Şölenlerini ise Azer TV’ye gönderiyordum.”
Kanlı tiyatro sahneleri!
Bayburt’un kültür anlamında dolu dolu etkinliklere imza attığı yılların tanığı. Sanduk’un bir başka tutkusu tiyatro; hem oynamış, hem yönetmiş. Tiyatro yıllarından anılarını da dinliyoruz..
“Çocuk yaşlardan itibaren filme düşkünüm. Aslında kameraya olan düşkünlüğüm de buradan geliyor. Özellikle korku filmlerine. Şuan 700 adet korku filmi arşivim var. Bu korku filmlerindeki vurulma sahnelerini nasıl çektiklerini araştırırken öğrendiklerimi tiyatro da uygulamaya başladım. Halk Eğitim’de tiyatro yapıyoruz. Bazen oynuyorum, bazen yönetiyorum. Bir keresinde Kop Savunması’nda bir kesit sunuyoruz. Vurulma sahnesi var, o kadar gerçekçi olmuş ki oyuncu arkadaşımızın annesi korkudan sahneye çıkmak istedi. İyi bir seyirci kitlemiz vardı. Biraz ara versek uyarırlardı, ‘yeni oyunları bekliyoruz’ diye. Şimdilerde bakıyorum da yok denecek kadar sanatsal faaliyetler.”
Ah bir de emeğe saygı gösterilse...
Naim Sanduk 1952 doğumlu, şimdilerde emekli. Evinde oluşturduğu bir odada günlerini tatlı ve kutsal bir uğraşa adamış. Bayburt’ta kapısını çalanlara da zaman zaman yardım etmiş. Ta ki emeğe saygı gösterilmediğini yaşadığı deneyimlerle anlayana kadar. Binbir uğraşla sosyal medyadan yayınladığı görüntülerin küçük bir kısmına Naim Sanduk imzası atmış. Bir kaç uyanık (!) bu görüntülerden Naim Sanduk ismini silip kendi işyerlerinin reklamlarını yapmaya başlayınca bütün şevki kırılmış. Şimdi tüm derdi Bayburt’un o özlenen yıllarını bir görüntü arşivi haline getirip, geleceğe bırakmak. ‘Bayburt Hafıza Merkezi’ düşü olan ilgililere ve yetkililere duyurulur.
Murat Okutmuş - Bayburt Postası
Bayburt’ta kültür derneklerinin 1980 ve 1990’lı yıllarda sahneye koydukları ’21 Şubat’ gecelerinin kayıtlarını elinde bulunduran Sanduk, kendisinin de sahne aldığı tiyatro oyunları, o dönemde hayata geçen Bayburt Belgeseli projelerinin görüntülerine gözü gibi bakıyor.
Emeklilik yıllarını bu onlarca kaseti çağın teknolojisine uyarlamaya adamış olan Sanduk, günlerini evinde kurduğu kayıt odasında geçiriyor.
Naim Sanduk’la kameraya olan ilgisini ve yaşadıklarını konuştuk.
Sanduk, 1970’li yıllarda bir arkadaşının yönlendirmesiyle ilk kez bir kameraya sahip olduğunu ve kameranın parasını düğün çekimlerinden kazandıklarıyla ödediğini söyledi.
1978’li yılında başlayan devlet memurluğu ile yeni bir hayata atıldığını fakat kameradan hiç kopmadığını söyleyen Sanduk, kamera sayesinde yeni meslekler edindiğini anlatıyor.
“1978’de Defterdarlığa giren 11 kişinin arasındayım. Demirel’in döneminde 2022 sayılı yasa çıktı. Yaşlılara ve Yoksullara Maaş Bağlama Fonu. Beni bu fonun sorumlusu yaptılar. Üç sene bu görevi yaptım. Adam yaşlı, maaş bağlanacak, geliyor. ‘Fotoğraf çektir, mühür kazıttır öyle gel’ diyorum. Birçoğunun hiç parası yok. Ziraat Bankası yanında ‘Cevdet Karakuş’ var, onunla anlaştım. Gönderdiğim yaşlıların siyah-beyaz fotoğraflarını çekiyor, bir de mühür yapıyor. 280 lira maaş alıyorum. Öyle zaman oluyordu ki 100 lira fotoğraf ve mühür parası ödüyordum. Bu üç sene maaşımın büyük bir bölümünü ‘Cevdet Karakuş'a verdim. Helali hoş olsun.”
TRT Muhabiri Naim Sanduk
İsminin başına ‘kameraman’ eklenmeye başladığı yıllarda Bayburt eski Valisi Ali Haydar Öner keşfetmiş Naim Sanduk’u. Sanduk, Bayburt Valiliği ve yeni mesleği ‘muhabirliği’ anlatıyor.
“Bu yıllarda yeni bir kamera aldım. Maaşım 280 lira, kamera 1000 lira. Özellikle merkezde olan düğünler artık bensiz olmazdı. Bu kameranın parasını da düğünlerde çekim yaparak ödedim. Allah rahmet eylesin eski valimiz Ali Haydar Öner beni kamera çekerken görmüş bir kaç yerde, beni aldı Valiliğe. Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu’nda göreve başladık. İlk işimiz Bayburt Tanıtım Filmi oldu. Bu sırada TRT’de muhabir olarak çalışmaya başladım. Ben görüntü çekiyorum. O zamanın Halk Eğitim Merkezi Müdürü Osman Bozdağ da haberleri yazıyor.”
“Bazuka ne kadar da küçükmüş!”
“Bayburt gibi yerde görüntülü haber çekmek zor. Düşünün ki Saat Kulesi’nin orada kamera çekimi yapıyorum. Tanımayanlar yanımdan geçerken şöyle konuşuyor: “Bazuka ne kadar da küçükmüş!” O zaman çok da zor bütün her şey. Kaset bulmak bile zor. Kaseti yapıp, Erzurum’a gönderiyorum. Oradan İstanbul’a gidiyor. Haberin çıkması bazı iki, bazı üç günü buluyordu.”
En çok para kazandığı haber

Kanlı tiyatro sahneleri!
Bayburt’un kültür anlamında dolu dolu etkinliklere imza attığı yılların tanığı. Sanduk’un bir başka tutkusu tiyatro; hem oynamış, hem yönetmiş. Tiyatro yıllarından anılarını da dinliyoruz..
“Çocuk yaşlardan itibaren filme düşkünüm. Aslında kameraya olan düşkünlüğüm de buradan geliyor. Özellikle korku filmlerine. Şuan 700 adet korku filmi arşivim var. Bu korku filmlerindeki vurulma sahnelerini nasıl çektiklerini araştırırken öğrendiklerimi tiyatro da uygulamaya başladım. Halk Eğitim’de tiyatro yapıyoruz. Bazen oynuyorum, bazen yönetiyorum. Bir keresinde Kop Savunması’nda bir kesit sunuyoruz. Vurulma sahnesi var, o kadar gerçekçi olmuş ki oyuncu arkadaşımızın annesi korkudan sahneye çıkmak istedi. İyi bir seyirci kitlemiz vardı. Biraz ara versek uyarırlardı, ‘yeni oyunları bekliyoruz’ diye. Şimdilerde bakıyorum da yok denecek kadar sanatsal faaliyetler.”
Ah bir de emeğe saygı gösterilse...
Naim Sanduk 1952 doğumlu, şimdilerde emekli. Evinde oluşturduğu bir odada günlerini tatlı ve kutsal bir uğraşa adamış. Bayburt’ta kapısını çalanlara da zaman zaman yardım etmiş. Ta ki emeğe saygı gösterilmediğini yaşadığı deneyimlerle anlayana kadar. Binbir uğraşla sosyal medyadan yayınladığı görüntülerin küçük bir kısmına Naim Sanduk imzası atmış. Bir kaç uyanık (!) bu görüntülerden Naim Sanduk ismini silip kendi işyerlerinin reklamlarını yapmaya başlayınca bütün şevki kırılmış. Şimdi tüm derdi Bayburt’un o özlenen yıllarını bir görüntü arşivi haline getirip, geleceğe bırakmak. ‘Bayburt Hafıza Merkezi’ düşü olan ilgililere ve yetkililere duyurulur.