Bayburt, doğayı bilen çınarını kaybetti!

Anadolu’nun ‘merhamet’inden, ‘hüsnüzan’ından söz edilecekse benim aklıma Zeycan Kaban gelir. Başka deyişle o, merhametin ve hoşgörünün vücut bulmuş haliydi.

Bayburt, doğayı bilen çınarını kaybetti!
Televizyon yeni alınmış eve. Ev efradı meraklı gözlerle haberleri izliyor. Meclisteki bir kavgayı gösteriyor kameralar. O sırada televizyona yaklaşan oğluna seslenen sevimli ihtiyar, zeka dolu esprisini patlatıyor: ‘Ola geri dur Köksal, seni de kavgaya katarlar.’

Anadolu’nun ‘merhamet’inden, ‘hüsnüzan’ından söz edilecekse benim aklıma Zeycan Kaban gelir. Başka deyişle o, merhametin ve hoşgörünün vücut bulmuş haliydi.

Dile kolay, koca bir asrı devirip 104 yaşına merdiven dayamış bir çınardan söz ediyoruz. O çınar ki çocukla çocuk, gençle genç, yaşlıyla yaşlı olandı. Yanık bir türkü duymaya görsün gözyaşı dökerdi. Bir de kavuşmalara, bir de ayrılıklara ağlardı. Bir yerde oyun havası çalsa kalkıp oynar, gençleri davet eder, şakalaşır, güler eğlenirdi. İlerlemiş yaşına aldırmadan çalışır, koştururdu. Elden ayaktan pek düşmedi ama durulduğu son yıllara dek canlılığını korudu. Konuşmayı şehvetle severdi, muzipti. Öyle candan, öyle içten ve ciğerliydi ki anlatamam.

Sekiz can büyütmüş; başı secdeden kalkmamış; tarlada, çayırda, bağda bahçede ömür tüketmiş; çok çekmiş, çok gün görmüştü. Gözlerinde, onca yaşanmışlığın izleri okunurdu. Her kim yanına otursa elini tutar, sıkı sıkı sarar, sıcacık sevgisini geçirirdi. Bir seferinde bu elden kurtulmak isteyen oğlunun kızının çocuğu, ‘babaanne tuvaletim geldi’ demiş, bizim ki ‘bırakmam’ diye diretmiş, ufaklık mızmızlandıkça ihtiyar latifesini sürdürmüş, gülüp keyiflenmişti. Hep öyleydi. Her şeyi güzelleştirir, küçücük şeyleri neşeye, keyfe dönüştürürdü.

Uzun bir aradan sonra 1990 yılında köye gitmiştim. Minibüs, evimizin tam karşında, yol kenarında beni indirmiş, son köye doğru hızla yol almıştı. Bense valizimi ve fotoğraf çantamı yüklenip eve doğru yöneldiğimde, bir bağırış, bir ağlama kopmuştu. Eve yaklaştım ki taşın üstüne oturmuş, ellerini dizine vurup beni getiren yollara kurban olan, gözyaşı döken, bir yandan sevinen Zeycan Kaban’dı.

Ve o kucaklaşmayı, o anı hiç unutamadım.

Sonra ne zaman yolum düşse memlekete, elimden tutardı. Rehberim, yol arkadaşım olurdu. Kırları, bayırları gezerdik. Ne çok ot yedirmişti bana. Bazen bir kökü, bir dalı, dikenlerinden ayırdığı bir sapı, bir yaprağı… ‘Babaanne zehirli olmasın bunlar’ dediğimde tedirginliğimi gülerek ikna ederdi. Doğayı, toprağı bilirdi o.

Heyhat, gül yüzlü arkadaşımı, can dostumu, babaannemi kaybettik. ‘Allah rahmet eylesin’, ‘mekânı cennetolsun’ demekten ötesi gelmiyor elden. Şair demiş ya, ‘Bugün efkârlıyım açmasın güller/ Sevdiğimden kara haber verdiler.’ İşte öyle, efkârlanmak, kederlenmek ve göresmekten başka.


Fotoğraf ve Yazı: Engin Kaban

***

Gazeteci-Yazar Engin Kaban'ın, hayata kattıklarıyla anlatmaya çalıştığı babaannesi Zeycan Kaban, asrı devirmiş bir ömür ile göçtü bu dünyadan. 

Evet, Bayburt asırlık bir çınarını daha kaybetti. Aşağı Çimağıl Köyü'nden Zeycan Kaban (104), dün öğlen suları hayata gözlerini yumdu. Ve sevenlerinin dualarıyla doğduğu topraklarda son yolculuğuna uğurlandı. Oğlu Köksal Kaban, torunları gazeteci-yazar Engin Kaban ile Aşağı Çımağıl Köyü Muhtarı Nihal Kaban'ın nezdinde tüm Kaban Ailesi'nin başı sağ olsun. 


Engin Kaban'ın 1993 yılında Atlas Dergisi'nde yayınlanan 'Bayburt'un Beş Bin Yılı' başlıklı röportajından.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Temuçin 4 yıl önce

Eli öpülesi "nene"lerimiz... Ne mutlu sana ki nenenle doya doya birlikte olmuşsun. Benim Şahide nenem 4'lü 5'li yaşlarımın sisli anılarında yer alıyor. Ne ki anılarının çocuk kişiliğimdeki yeri tartışılmaz. Bu yaşlara gelinceye değin yaşadıklarımın tümüne egemen, nenemin anıları. Sevgili Kaban, benim nenem de "ciğerli" bir Osmanlı Hatun'du. Sevgi ve yiğitlik doluydu. Işıklar içinde uyusunlar tüm nenelerimiz.

Avatar
Temel Torlak 4 yıl önce

Seni anlatmaya kelimeler yetmez can ezem belkikanbağımmız yok ama sen köyümüzün zeycan ezesiydin rahmetli annemin iyibir arkadaşı ezesiydin seni unutmuycam ezem kabrin nurla dolsun mekanın cennet olsun amin

Avatar
Hava Ağyar Karagöz 4 yıl önce

Zeycan Ezeme Rabbim rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah Peygamberimize komşu eylesin mevlam inşAllah

Avatar
Seher ılgaz 4 yıl önce

Zeycan ezene Rabbimden rahmet sevdiklerine sabir baş sağligi diliyorum
Koca bir çinardin Zeycan ezem mekanin cennet olsun

Avatar
Resmıgul evran 4 yıl önce

Canım anam nurlar icınde yatsın mekanı cenet olsun canım yeyenım canım kadar sevdıyım elerıne yureyıne saglık cok guzek olmuş teşetur ederım bızlerı cok daha gururladırdın

Avatar
Nigmet 4 yıl önce

ALLAH Rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah Allah golommm

Avatar
Emin Kaban 2 yıl önce

Avuçlarının içinde büyüdüm...seni ebediyen unutmayacam güzel yüzlü ninemm