Bayburt Postası - Bayburt'a 35 kilometre uzaklıktaki Aşağı Çımağıl köyünde vatandaşlar tarafından keşfedilen fakat tam anlamıyla turizme açılamayan Çımağıl Mağarası, doğa severler tarafından ulusal boyutta henüz keşfedilemedi!

Sarkıtlı ve dikitli mağaralar bakımından oldukça zengin olan Türkiye'de, birçok mağara hem keşfedilmeyi hem de turizme açılmayı bekliyor. 1980’li yıllardan beri Bayburt’ta en önemli turizm merkezlerinden biri olarak gösterilen Çımağıl Mağarası da bunlardan biri. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından doğal ve kültürel değerlerin koruma-kullanma dengesi içerisinde turizme kazandırılması amacıyla hayata geçirilen ''Mağara Turizmi Projesi''ne göre Çımağıl Mağarası, korunabilecek ve kullanıma açılabilecek mağaralardan biri konumunda olmasına rağmen turistik anlamda beklenen ilgiyi görmüyor. Bunun en büyük nedenleri, çevre düzenlemesi turist çekecek bir kapasiteye sahip olmayan bu doğa mirasının, mağara içi aydınlatma ve Bayburt’a özgü ulaşım sorunu.

Karadeniz’in en büyük mağarası bile olsa…


Başta Çımağıl köyünün sakinleri olmak üzere zaman zaman yetkililer tarafından da dikkat çekilen mağaranın turizme açılabilmesinin önündeki engellerin çözümü için ilk defa 2007 yılında Avrupa Birliği tarafından desteklenen bir proje kapsamında adım atılsa da, bu çalışma yeterli olmamıştı.

Sarkıtları, dikitleri, org desenli duvarları, mağara çiçekleri ile incilerini 30 metre yükseklikte ve yaklaşık 1 kilometrelik fantastik bir atmosferde sergileyen Çımağıl Mağarası, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük mağarası olarak tanıtılmasına rağmen, köy halkı tarafından keşfedildiği 1986 yılından beri halen turizme açık tutulmayı bekliyor.

Keşfedilmeyi bekleyen bir başka doğa eseri

Bayburt’ta bilinmeyen tarihiyle keşfedilmeyi bekleyen bir başka doğa eseri ise Aydıntepe Yeraltı Şehri… Eski adı Khalde olarak bilinen ve kalıntıları 3 bin yıl öncesine, Roma dönemine kadar uzanan Aydıntepe Yer altı Şehri, Urartu, İskit, Pers, Roma, Bizans ve son olarak Osmanlı gibi birçok medeniyete beşiklik etmiş. Neredeyse bilinen her dönemden bir iz taşıyor… En önemli bulgular, Roma döneminden kalma!

Tarihte varlığından söz edilen 'Khalde' adlı bölgenin yani Aydıntepe’nin derinliklerine indikçe, yerin altından; milattan önce 1000’li yıllara ait yaşamın izleri çıkıyor karşımıza! Tıpkı Kapadokya Yeraltı Şehirleri gibi. Fakat sırrı henüz Kapadokya Yeraltı Şehirleri gibi tam anlamıyla çözülebilmiş değil.

1960’lı yıllarda yöre sakinlerinin, 2. Dünya Savaşı’nda sığınak olarak kullanılmak üzere sürekli varlığından söz ettiği Aydıntepe Yeraltı Şehri, ilk defa Araştırmacı-Yazar Gülyüz Uslu’nun 1970 yılında yazdığı “Gümüşhane Çevresinin Tarihi ve Sanat Eserleri” isimli kitabında verdiği bilgilerle dikkat çekmişti.

Aydıntepe Yeraltı Şehri, yine 1988 yılında yazar Uslu’nun verdiği bilgiler ışığında Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Büro Müdürlüğü ve Erzurum Müze Müdürlüğü tarafından araştırma kapsamına alınmıştı. Yapılan incelemelerin ardından dönemin Aydıntepe Kaymakamı Cemal Yıldızer’in hazırladığı bir bildirgede, Aydıntepe Yeraltı Şehri’nin M.S. 200-500’lü yılları kapsadığı ve yapı mimarisi yönünden Roma ile Bizans mimarisi özelliğini taşıdığı ifade edilmişti. Fakat sonuçlar kesin değildi. Kesin bilgilere ulaşılabilmesi için de yetkili uzman heyetlerce, detaylı bir kazı ve incelemenin yapılması gerekti.

Cemal Yıldızer’in 1989 yılında dikkat çektiği konularla birlikte Aydıntepe Yeraltı Şehri, tıpkı Çımağıl Mağarası gibi ulaşım ve çevre düzenlemesi gibi sorunların yumağında hâlâ gün ışığına çıkmayı bekliyor!

*Bu haber, 10 Şubat 2014'te Bayburt Postası'nda yayınlandı.