Alper Yazoğlu'ndan 'aşuh'a sanatsal yorum

Geleneksel Spor Dalları Fedarasyon Başkanlığı, Kırkpınar Ağalığı, Bayburt Eğitim ve Kültür Hizmet Vakfı'nın Kurucu Başkanlığı ve Bayburt'a yapmış olduğu hizmetlerle bilinen Alper Yazoğlu, geleneksel Türk çocuk oyunlarının en yaygını 'aşuh' oyununa sanatsal bir bakış açısı getirdi.

Alper Yazoğlu'ndan 'aşuh'a sanatsal yorum

Bayburt Postası - Oyuna ismini veren aşuhlara soyutlamacı görsel çözümü ve cesur renk anlayışıyla yaklaşan Yazoğlu, boğa, manda, öküz ve cameş baş figürlerini akrilik boya ile yorumladı. 

Türklüğün baştacı ve en eski eserlerinden biri olan Divan-ı Lügat-it Türk'te de yer alan aşuh oyunu, Dede Korkut hikayelerinin ilki olan “Dirse Han Oğlu Boğaç Han” hikâyesinde de çocukların oynadığı bir oyun olarak dikkat çeker. 

Bayburt'un geçmişinde önemli bir yer tutmakta iken, günümüzde kültürümüzün yok olan bir unsuru olarak bilinen aşuh oyununu farklı bir bakış açısıyla hatırlatan Alper Yazoğlu'nun sergisi yarın Taşhan'da sanatseverlerin ilgisine sunulacak. 

26. Uluslararası Dede Korkut Kültür Sanat Şölenleri kapsamında 20 Temmuz 2022 Çarşamba günü saat 16.00'da Taşhan'da açılacak olan sergi hafta sonuna kadar gezilebilecek. 

Alper Yazoğlu'nun sergisi ile ilgili yayınlanan tanıtım yazısında şu ifadeler yer alıyor:

"Aşuh (aşık) Oyunu'nun, Orta Asya'dan Anadolu'ya yolculuğu devam ediyor

Türk dilli ve kültürünün yaşadığı, dolaştığı, kök saldığı her coğrafyada aşuh oyunu, artık düşlerde kalan o eski masalsı yerini yitirmiş olsa da yolculuğunu sürdürmekte.

Bugünkü Rus Çin sınırındaki kurganda bir Türk soylusunun mezarında silahlarıyla birlikte bulunan aşular geçmişimizin bu kültürel mirasının kanıtıdır. Dede Korkut Destanlan'nda da geçen Aşuh Oyunu, Bayburt Hisar'ında Bey Böyrek lle 39 arkadaşının idman sonrası oyunlarındandır. Kaşga Mahmud Divanu LugatitTürk'le de Aşuh Oyunu'ndan bahseder. Geleneksel Türk Çocuk Oyunları kitabinas da Aşuh Oyunu'na geniş yer verilmiştir.

Böylesi köklü geçmişi olan Aşuh, çocuklar dışında eski zamanlarda büyüklerin de oynayıp, eğlendiği bir oyundur. Geleneksel birçok değer gibi bu eski Türk çocuk oyunu da son birkaç on yıllık süreçte ilgisizlik nedeniyle bilinirlik ve çekiciliğini iyice kaybetti. Hatta son yıllarda neredeyse unutuldu.

Aşık kemiği, çift toynaklı hayvanların arka bacaklarının ayakla birleştiği kesiminde bulunur. Bir aşuğun dört yüzeyi bulunmaktadır. Yere atıldığında üste gelen en değerli dik kismi beg (mire), tam karşısı şeg, yatay durduğunda çukur kismi çig ve onun arkası ise tog diye adlandırılır

Aşuh Oyunu Bayburt, Köyleri, Erzurum ve Kars yörelerinde 40-50 yıl öncesine kadar çok yaygın olarak oynanırdı. Aşuğun bilinen birçok oyunundan üçü yaygın oynanır. Bunlar cızı, mire ve çemberdir. Baş aşuğa Bayburtta saha, Kars ve Erzurum'da ise eneke denilir. Saha diğerlerinden biraz daha ağır ve büyük aşık kemiğinden yapılır. Ağır olması için çig kısmına karasakız ya da kurşun dökülür veya bakır tel sarılır. Saha, çırtma ve korlamadan mihlamaya' diye iki farklı biçimde elle firlatilir ya da atılır.

Bayburt'ta asuhla ilgili hâlâ kullanılan birçok güzel ata sözü vardır. Örneğin; sermayesini ve yatırımlarını kaybetmiş ancak kazanma ihtimali zayıf olan umuda "Aşuhlan uduzmuş da curuna güvenir" derler. Aşuhlarını oyunda kaybetmiş (uduzmus) oyuncunun devam eden oyundan aşuhları kapıp kaçmasına da 'curu beş' denir.

Alper Yazoğlu, başta Atatürk'le ilgili olanlar olmak üzere, farklı bir çok alandaki objelerle oluşturduğu koleksiyonun yanı sıra Türk Dünyası geleneklerine ilgi ve tutkuyla bağlıdır. Türk Geleneksel Sporlan Federasyon Başkanlığı yapmış olan Yazoğlu, cirit, yağlı güreş, karakucak ve aba güreşi gibi geleneksel sporlara da yıllarca emek vermiştir. TÜRKSAV Türk Dünyasına Hizmet Ödülü sahibidir. 

Yazoğlu, geleneksel sanatlar ve sanatçıya duyarlı kişiğiyle unutulmaya yüz tutan 'ata dede mirası bu oyunda hayvan aşık kemikleri yerine, büyükbaş hayvanlardan elde edilen aşuhları bu kez farklı bir açıdan değerlendirdi. Soyutlamacı görsel çözümü ve cesur renk anlayışıyla, boğa ile manda aşık kemikler üzerine yeni bir yorum getirdi. Kendine has tarzıyla boğa, öküz ve cameş baş figürlerini aşık kemiklen üzerine akrilik boyayla yorumladı. Kaybolmaya yüz tutmuş geçmiş bir başka alana taşıyarak kültürümüze ekledi.

Gelenekselle güncel arasında bağ kurma çabası ve yol aççıcılığı, geleceğe esin kaynağı olmaya adaydır."


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hakan 2 yıl önce

Küçükken bizden büyük abiler kışın damın üstünde toplanır aşuh oynarlardı şimdi aklıma o günler geldi