DP Bayburt Bayburt İl Başkanı Metin İpek’ten açıklama

Demokrat Parti Bayburt İl Başkanı Metin İpek, ‘Neden Millet İttifakı, neden Parlamenter Sistem” konulu bir açıklama yaptı.

DP Bayburt Bayburt İl Başkanı Metin İpek’ten açıklama

Bayburt Postası - AK Parti’ye sert ifadelerle yüklenen İpek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’na, 28. Dönem Milletvekilliği Genel seçimlerinde ise, İyi Parti Bayburt Milletvekili adayı Dr. Karabey Kadri Karaoğlu için partililerinden destek istedi.

İşte Metin İpek’in o açıklaması:

“Neden Millet İttifakı, neden Parlamenter Sistem?”

“Hakkın, hukukun, adaletin mazlumların temsilcisi, halkın ittifakı, yarının Türkiye’sinin umudu değerli dava arkadaşlarım, doğruluğu ispat edilmiş bir çizgiden geliyoruz. Demokrat Parti, Mustafa Kemal Atatürk’ün Başvekili Kurtuluş Savaşının Galip Hocası, Cumhuriyeti demokrasiyle, devleti adaletle buluşturan büyük devlet adamı Celal Bayar; malını, mülkünü, canını milletine feda eden Türk milletinin ona olan sevgisine hiçbir kişinin ulaşamayacağı şehit Menderes’in; baba diye anılan Türkiye’yi ilmek ilmek ören, kilim gibi dokuyan Süleyman Demirel’in emanetidir. Bayar’ın devlet adamlığını, Menderes’in vatan ve millet sevgisini, Demirel’in anayasa ve hukuka bağlılığını temsil eden Türk demokrasisinin gülen yüzü genç ve son derece bilgili, ‘milletine hizmet eden bir devlet olacak’ diyen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal. Bu hareketin temelinde aziz Türk milletinin duaları, emekleri, çileleri, gözyaşları vardır. Bu ocakta inançlı dava adamlarının her türlü şahsi çıkarı bir kenara iterek ülkesinin ve onun mübarek insanının hizmetinde olma duygusu vardır. Çektiğimiz çileleri, özlediğimiz bedelleri vatan ve hürriyet için çırpınmış, zulme asla boyun eğmemiş, yılmadan, korkmadan bu uğurda gayret sarf etmiş, hiçbir bedel karşısında ruhunu satmamış, bilakis ağır bedeller ödeyerek idam sehpalarında, zincir bozanlarda acıların en ağırını yaşamış. Bu vatanı sevmek bedel ister. Demokrat Parti aziz Türk milletini demokrasiyle tanıştırmasının bedelini ödemiştir.

Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en derin yönetim ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artmaktadır. Bu krizin en temel sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile keyfi ve kural tanımaz yönetim anlayışıdır. Mevcut sistem devlet için bir beka sorununa dönüşmüştür. Bu dava ülkemizi kurtarma noktasında haysiyet ve şeref davasıdır. Millet İttifakı toplumsal barışın ve huzurun kaynağı, milletimize hizmet ederken, toplumun tamamını insan onuruna yakışır bir hayat uygunluğuna getirecektir. Türkiye’yi demokratlar yönetmeli, demokratlık çok farklı bir kültürdür. Halkın, milletin ittifakı Türkiye’yi ve Türk milletini AKP’nin kirli ellerinden kurtaracak. Yalanı konuş, iftirayı at, kendine ‘adamım’ de, sen insan değilsin, insan kılığında yaratılmış mahlukâtsın. Koca Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdin, ümitleri bitirdin, hayalleri yıktın. 

AKP 22 yıl boyunca medyayı el geçirdi. Gerçekleri perdeleyen, yalan iftira üzerine algı yaratarak bu algıyı yönetti. Üstünü, dinle, imanla, bayrakla örttü. Muhalifleri de terör örgütü yandaşı olarak bir algı yaratarak etkisizleştirdi. Çok sıkıştıklarında da dış güçler gibi hayali düşman yarattı. Dört şeyi bu iktidar 21 yıl boyunca iyi kullandı. Toplumun bilgisizliğini, yoksulluğunu, inancını, vatan ve bayrak sevgisini. Okumayan, sorgulamayan, araştırmayan, mantık yürütmeyen insanları algıyla yönetti. Bunu yaparken, toplumun yoksulluğunu istismar ederek kullandı. Halkını cehaletle, sefalette teslim eden yöneticiler yok olmaya, cehalet ve sefaletle sürükleyen yöneticileri seçen halk ise kula kul olmaya, zillete köle olmaya mahkûmdur.

“Zulmetle barınır belki bir zaman
Ruhu bedbin eder hileyle yalan
Hakikat doğacak güneştir inan
Mümkün mü geceler sabah olmasın”

“Tek adama niçin hayır demeliyiz?”

Tek adamlar kimseye güvenmezler tek olma tutkularının altında bu yatar. Onlar için ekip, takım, arkadaş, dost, vefa yoktur. Ruhlarında her zaman herkese karşı şüphe, kuşku, güvensizlik vardır. İşte bu kuşku, şüphe, güvensizlik onları tek adam olmaya götüren dürtüdür. Tek adamlar hata yaptıkça çevresindekilerin kendisini aldattığını kandırdığını söyleyerek onları yok etmeye bakarlar. En yakınlarındakiler bile her zaman tehlike içindedir. Bunu yaparken herhangi bir etik, kural, ahlak, yasa dinlemezler. Bu da onların ikinci özelliğini birlikte getirir: hukuksuzluk. Şüphe ve hukuksuzluk tek adamların karakteridir. Bu ikisinden üçüncü özellikleri ortaya çıkar. Suça ‘evet’ diyenler iyi düşünsünler. Partiler, sivil toplum örgütleri, patronlar, yandaş aydınlar, sokaktaki insanlar herkes iyi düşünsün. Bir devlet adamı kendisine yardım edecek, hata yapmasını önleyecek, sorumluluğu paylaşacak kişi ve kurumları neden silmeye kalkar, niçin tek adam olmak ister? O hangi hırs, hangi korku, hangi kuşkudur? Geldik tek adamın dördüncü karakterine. Geçmişinden de korkar. Bu nedenle köprüleri yıkmıştır. Asla geri dönemez. Nihayet tarihteki tüm tek adamların sonlarına bakın. Onların beşinci vasfını göreceksiniz: felaket. Milliyetçiler, maneviyatçılar, yurtseverler, dindarlar, laikler, liberaller, sağcılar, solcular ve hülasa herkes..  Şu soruyu sormalı ve yanıtını istemeli. Niçin tüm dünya daha çok insanın yönetime katılmasını isterken, bir kişi sizden hem parlamento, hem hükümet, hem başbakan, hem cumhurbaşkanı, hem yargı, hem mahkeme, hem savcı, hem hakim, hem polis, hem asker, hem karar veren, hem denetleyen, hem yargılayan olmak ister?

Aziz vatanımız çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Bizler millet olarak her şeyimiz kaybettik. Sebep nedir, bizler çok kötü günler yaşıyoruz. Bari çocuklar ve gençliğimizi ateşe atmayalım. Cumhuriyete, parlamenter sisteme, konuşan Türkiye’ye, demokrasiye kıymayalım. Yeter söz milletindir diyelim. Dini duyguları, milli değerleri yıkanlara hayır diyelim. Dereler her zaman yukarı akar mı sandın, ateş her zaman yakar mı sandın, sen, ben değil biz demek ne kadar zor. Daha ne kadar insanın hayatını kaybetmesi lazım. Egemenlik kayıtsız şartsız sonsuza dek AKP’nin mi demek lazım. ‘Ölmemek için dünyaya geldik. Gitmemek için iktidara geldik.’ Hiç böyle bir anlayış olabilir mi? Şehit kanlarıyla yıkanmış, aziz vatanımız hiç kimsenin babasından kendisine miras kalmamış. Başta bu vatanı kurtaran, bu devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve aziz atalarımızın bize emanetidir. Cumhuriyet ayrıcalıkların reddidir. İnsanların eşitliğidir. İlmin ve aklın yükselişidir. Özgürlüğün ışığıdır. Demokrasinin beşiğidir. 

“Çalışmadan zengin olanın
Okumadan bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Kılavuzu şeytan olur"

Bir dakikanın içinde her şeylerini kaybeden acıların, afetlerin coğrafyası, güzel ülkem Türkiyem, büyük felaketlerle, afetlerle dertler üst üste yığıldı. Çaresizlik içerisinde bu ağır felaket Türk milletinin kolunu, kanadını kırdı. Çaresi mümkün olmayan çok acı günler yaşadık. Milletin kendisi devlet oldu! Yaralarını sarmak için ‘eski yaram üstüne barut küpü koymuşum, nerde benim devletim’ diyerek ağlayarak, bağırarak öldüler. Binalar kağıt gibi yıkıldı. Mezarlar elle kazıldı, insanlar donarak öldü. Bir asır içinde böyle başarısız bir idare asla görülmedi. 48-72 saat arası devlet deprem bölgesinde yok idi. Bu kadar başarısız bir idareyi, tek adam rejimini bakın kimler destekliyor. Rusya destekliyor, Çin destekliyor. 20 senede 580 milyar dolar faiz parasını alanlar destekliyor. Bu milletin 418 milyar dolar faiz parasını yiyenler destekliyor. Büyük Ortadoğu projesinin tamamlanmasını isteyen Amerika istiyor. Ülkemizin bütün varlıklarını yağmalayan, ekonomisini batıranlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak. Hakikat sussa vicdanlar dile gelecek. Yaptıklarınız yanınıza kâr kalmayacak. Üzerini örtemeyeceksiniz, hesap vereceksiniz. 

“Yalvarma, yakarma, ağlama, sızlama, yalana ve dolana kanma”  

Benim gençlerim, benim köylülerim, benim işçilerim, benim memurlarım, benim emekli, dul ve yetimlerim, benim esnafım, benim sanatkârım, benim şoförüm, benim tüccarım, benim sanayicim. Hepinize sesleniyorum. Yalvarmayın, yakarmayın, ağlamayın, sızlanmayın, yalan ve dolana kanmayın! Sandık başına gidin, kaderinize el koyun. Bu iktidarı başınızdan atın. Çare konuşan Türkiye’de, tek adam rejimi ile sürüklendiğimiz sıkıntılar susarak değil, konuşup tartışarak çözülür. Aziz Türk milleti ya tarihin tekerrürüne seyirci kalacak, ya da ‘Yeter söz milletindir’ deyip kaderine el koyacak. 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlerde Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yine 28. Dönem Milletvekili adayımız Dr. Karabey Kadri Karaoğlu’na desteklerinizi bekliyor, hepinizi sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
vatandas 8 ay önce

Sayın Baskanım doğruları bir çırpıda söydediğiniz için size minnettarız, bazıları neden CHP ye yanaştınız algısı yapıyor ? onlara cevap veriyorum: Bu milleti ne yaptınızda CHP ye mecbur kıldınız birazda kendinizde arayınız... Şimdi ye kadar Akp ye oy verdim Talan , Kul hakkı , vb. işlerde sorumluluğum olduğu için Allah beni affetsin...

Avatar
Rahmi 8 ay önce

Metin Bey şunu unutmamalı ki;En başta Demirel,Menderes'in emanetine ihanet etmişti.
Menderes çizgisini, Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti devam ettirmektedir.
Menderes'in partisinin ve çizgisinin devamı olduğunu söyleyen bir partinin, CHP'ye ve onun genel başkanına destek toplaması, geçmişi ile çelişkisini ispata yeterli değil midir?

Misafir Avatar
mecit 8 ay önce @Rahmi

Şu evli kadınların peşinden koşan, zina yapan, ondan bebek peydahlayan adamdan mı bahsediyorsun?

Beğenmedim! (1)
Avatar
Bayburtlu 8 ay önce

Uzun bir yalan rüzgarı. Gerçekleri ters yüz ederek insanları kandırmaya çalışıyor. Menderes'i idam eden CHP ye oy istiyor.
Dinden imandan bahsediyor, başörtülüler Arabistan'a gitsin orada okusunlar diyen Demireli övüyor. Başörtüsü için 1 metrelik bez parçası diyen Kılıçdaroğlu nu cumhurbaşkanı seçmek istiyor.
Ak Partiyi yerden yere vuruyor. Ak Partide bakanlık, başbakanlık yapmış kişilerle koskoca siyaset yapıyor. Bu ne tutarsızlık bu ne çelişki...
Yalanların sonu gelmez doğrusu ne demedikçe.

Misafir Avatar
Bayburtlu 8 ay önce @Bayburtlu

Hangi dinden bahsediyorsun? Siyasete alet edilen, siyasetin belirlediği sınırları içeren fetvaların verildiği, Allahı açıkça haram kıldığı faize helal dedirten din adamlarının olduğu, ve bu din adamları ve dinciler yüzünden ne kadar müslüman türk gencinin deizme yöneldiğini biliyormusun?

Beğenmedim! (1)
Avatar
Fazıl 8 ay önce

Sayın Rahmi bey istersen Menderes'in başbakan iken oğluna nasihatini bir oku o zaman Menderes'i biraz anlarsın

Avatar
Alim 8 ay önce

Başkanım açıklamanız yerinde olmuş. Bu ülkü en kısa zamanda parlementer sisteme dönmelidir. Devlet bir kişinin ağzından çıkanla yönetilmez. Devletin bütün kurumları tarafsızlığını yitirmiştir. El altından, telefonlarla adaleti yerine getirmeye çalışanlara dahi talimat verilmektedir. Liyakat tatile çıkmıştır. Ondansan varsın, değilsen bir hiçsin. Böyle bir ülke olurmu. Kimse korkudan ağzını açamıyor. Devlet zannedersen onların babalarının malı, har vurup, harman savuruyorlar.

Avatar
Vatandas 8 ay önce

Baskanim siz bu Kırsal seçmene ne anlatırsanız bunlar anlamaz. Akp adayı Hulki cevizoglu bile söylüyor bunlar çıkarlarından dolayı peygambere oy vermez.inanmayan izlesin.
https://youtu.be/x06sC5UVzlM

Avatar
selam 8 ay önce

bu nizamda parlementer nizamda cöktü .şu şiirinde beyan etmişsin ya hah işte güneşin doğma zamanı .ama o güneş sizin istedügüz güneş olmiyacağ

Avatar
Halk 8 ay önce

Sayin baskan dogdum doğalı mhp ye oy veren bir insan simdi chp ye oy veriyorsa düşünün ülkenin halini herkes otursun bi düşünsün biz ne yaptikda düşman kazandık keske zamanında dinleseydik ama iste