İsmail Öksüz, kabak sattığı müşterilerine tarifler verdi, fıkra anlattı

Gez Hanları Ekolojik Tarım Deneme ve Üretim Merkezi (GEZEKODER) adına Gez köyünde ata tohumunda kabak üreten dernek yönetim kurulu üyesi İsmail Öksüz kabakların tamamını sattı.

İsmail Öksüz, kabak sattığı müşterilerine tarifler verdi, fıkra anlattı

Bayburt Postası - Organik sebze üretiminde tanınmış bir isim olan İsmail Öksüz, kabağın faydalarından bahsettiği müşterilerine, doktorların da kendisinden kabak aldığını onlardan edindiği bilgilere göre,  özellikle lifli bir yiyecek olduğu için kabağın bağırsak yollarında oluşabilecek hastalıkların önüne geçtiğini söyledi.

Öksüz, kabak sattığı müşterilerine yemek tarifleri verdi. 

Bayburt’ta kabağın yaygın olarak dört şekilde pişirildiğini söyleyen İsmail Öksüz, şu bilgileri paylaştı:  

“Birinci tarifim kabak kare kare kesilir, bir kazanın içinde su ile kaynatılır, kurumasını bekledikten sonra afiyetle yiyebilirsiniz. 

İkinci tarif benim en çok yaptığım ve sevdiğim şekil. Karpuz dilimi gibi kesip, sobanın fırınına verilir. Bu kabak kızartmasıdır. Hiçbir şey katılmaz, kestane gibi kıpkırmızı olur. Çok leziz olur. 

Üçüncü tarifim evlerde yapılan kabak tatlısı üzerine. Önce kabaklar soyulur. Sonra tencereye dilim dilim kesilerek konulur. Üzerine şeker dökülür. Bir gece bekletilir. Ertesi gün onu kaynatırsın. Piştikten sonra üzerine ceviz dökülür. Son dönemde tahin dökenler fazlalaştı.

Dördüncü tarifim bunların tam aksine yemek şeklidir. O ekseri kara kabaktan olur ama bunun da tazesinden yapılır. Küçük küçük kabaklar doğranır. Kabaklar yıkanıp tencereye koyulduktan sonra onun üzerine üç dört kaşık şeker tozu dökülür. Kendi suyu ile iyice pişirilir. Suyunu çektikten sonra iyice kavrulur ve sonra bir kenara alınır. Üzerine yoğurt ile eritilmiş tereyağı dökülerek servis edilir.” 

Öksüz, ballandıra ballandıra anlattığı kabak tariflerinin ardından, aşırısının ‘Kabak tadı vermek’ gibi deyimlerin oluşmasına sebep olduğunu bildirerek, yörede sıkça anlatılan o meşhur fıkrayı da anlattı:

“Karadenizli hocanın biri bir köye atanmış. Köylüler o gün tesadüfen kabak pişirmişler. 
'Hoca Efendi gabah pişirdik', derler. Hoca:
'Olsun yerim onu, çok severim, gabah cennet taamıdır', der. 
Cennet taamı dediği gibi köylü bu sefer kabak yapma yarışına girer. Sabah kabak, öğlen kabak, akşam kabak. 
Hoca bakmış çare yok. Camide çıkmış kürsüye başlamış söylenmeye:
“Akşam gabah, sabah gabah 
Bıhtuh ya Resulullah.” 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Misafir 2 yıl önce

Fıkraya sabahtan beri gülüyorum

Avatar
selam 2 yıl önce

gerisini ben anlatım ......sabah gabak akşam bizim ağzımız bu cennet teamına layıkmıki bize götü poğli tayukda olsa yeter

Avatar
Bayburtlu 2 yıl önce

Kabak hikâyesini yaşayan ve türküye döken aşık İmamidir. Faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Cenab-ı Hakk rahmet eylesin. İmamiye benzer bir ses tonuyla yorumlayan Aşık Gül Ahmet yiğitin de ömrüne bereket versin Mevlam. İsmail amcaya bereketli kazançlar diliyorum.