Suat KarapınarMalum siyasi partiler hareketli… Ülke gündemi değişken ve hararetli… Bayburt’ta da siyaset tekrar yavaş yavaş ısınıyor, yavaş yavaş seçim çalışmaları başlıyor gibi… Bütün bu hareketliliği göz önünde bulundurarak siyasilerin kapısını çalmaya iktidar partisinin İl Başkanı Bünyamin Özbek’le başlamıştık. İkinci konuğumuz ise Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Suat Karapınar… MHP Bayburt Başkanı Suat Karapınar, gündem konularına ve Bayburt’a dair bir çok soruya cevap verdi, düşüncelerini açıkladı... İşte o sorular ve cevapları… 

-Sayın Başkan. 3 hafta aralıklarla esnafımızı taşıdık sayfalarımıza. Sorunlarına, düşüncelerine yer verdik… Pek içi açıcı yanıtlar bulamadık! Sizde siyasi kimliğinizin yanı sıra bir esnafsınız. Bir Bayburt esnafı siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
-Öncelikle güzel bir dosyaydı. Yanılmıyorsam 30’a yakın esnafla görüştünüz. Bunları yayınlarınızla halka duyurdunuz. İnsanlar bu olaya vakıf. Esnafın durumu, hakikaten çok kötü… Bakın KOSGEP kredisine başvuranların bir tanesi alamadı. Henüz kimseye verilmedi. Bankalar artık krediyi ipotekle veriyor. Esnafın ciddi bir manada sicil affına ihtiyacı var. Geçen seferki gibi değil ama!

“9 Yılda 23 bin insanımız göç etmiştir… Bayburt’a yapılan yatırımlar ortada. Biz memnun değiliz. Bayburt’a layıkıyla hizmet verilemiyor…”

Nüfus, büyük etken ama ekonomik kriz çok zora soktu insanları. Göç veriyoruz fakat, yine sizin haberinizde İktidar Partisi İl Başkanı göçün durduğunu ve hatta göç aldığımızı söyledi. Bu konuda Sayın Başkan bizleri sevindirdi ama gerçek bu değil; 2000 yılı itibariyle 97 bin 80 olan nüfusumuz, 2009 yılı itibariyle 74 bin 710’a düşmüştür. Arada 23 bin fark vardır. Ve bu 23 bin insanımız göç etmiştir. Yine TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 2008 – 2009 yıllarında, merkezimizin nüfusu 36 bin 941. Yani il genelinde de 1 yıl içerisinde 1000 kişi gitmiş aramızdan. 9 yılda 23 bin kişinin şehrimizden ayrılması, göç sorununun olmadığını göstermiyor maalesef. Aksine Bayburt’un müthiş bir şekilde göç verdiğini gösteriyor.

2002 yılında yapılan seçimle tek başına bir iktidar partisi göreve geldi. İnsanlar bu duruma sevindi ve güvendi. Güvenerek, borçlanmaktan korkmadı. Fakat beklentilere cevap alamadı. İnsanlar ödeme sıkıntısı çekti ve icralık oldu. İki milletvekili ve Belediye Başkanlığını iktidar partisi kazandı. Ama Bayburt’a yapılan yatırımlar ortada. Biz memnun değiliz. Bayburt’a layıkıyla hizmet verilemiyor.

-Son günlerde en çok konuşulan bir tespit var! Hatta moda diyebiliriz bu tespite. Öyle ki bir çok kesimden duymaya başladık. “Bayburt’ta fabrika olmaz, sadece tarım ve hayvancılık yapılır!” Bu yaklaşım ne kadar doğru?
-Evet, Bayburt’ta yapılacak işlerin başında hayvancılık ve tarım gelir. Fakat fabrika, sanayi olmaz denildi mi, büyük bir hataya düşeriz. Şu an mevcut fabrikalarımız var ama onlarda ya kapanıyor, ya da kapanmak üzere. Bu oluşumların, neden kapandığının araştırılması lazım! Sormak lazım: Bayburt’ta faaliyet göstermeleri için ne tür kolaylıklar sağladınız?

“Herkese söz veriliyor, biz isteyince hele bir bakalım deniliyor…”

Bakın Gümüşhane-Trabzon arasında 10’a yakın tünel var. Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakanı Bayburt’a bir ziyaret gerçekleştirmişti. Gümüşhane’de Zigana’ya bir tünel sözü daha vermiş. Biz de Kop Dağına tünel istiyoruz. Bu istek karşısında, ‘araştırılacak ve uygunsa yapılacak” deniyor. Bayburt’u ulaşılmaz bir şehir haline getirirseniz tabiî ki yatırımlar olmaz. Yine Bayburt Araklı yolu var. Bu yol tamamlanabilse limana bir saat mesafede ulaşılacak. Ama hiç söz konusu olmuyor nedense. Fabrikaların ayakta durabilmesi için ilk şart ulaşımın çözüme kavuşmasıdır. MHP olarak Araklı yolunun özellikle takipçisi olacağız, çünkü Bayburt için çok önemli. Kop için istediğimiz tünelde, Bayburt için çok önemli. Misal, Salyazı için söz verilen havaalanının o kadar elzem olmadığını düşünüyoruz. Kop tüneli yapılmış olsa, Erzurum Havaalanının yolu Salyazı’yla aynı mesafeye düşüyor.

“Bakan Yıldırım Gümüşhane’de farklı, Bayburt’ta farklı konuşuyor…”

-Uzun süre gündemde tuttuğumuz, demiryolu konusunda düşünceleriniz nelerdir?
-Demiryolu, bizim için çok önemli. Düşünebiliyor musunuz, normal taşımacılıkla yarı yarıya fark ediyor. Her açıdan Bayburt’un ufkunu açacak bir proje. Ama bizim milletvekillerimiz, bu konu için sadece ‘spekülasyon’ diyor. Çok üzüntü duyduk bu yaklaşımdan. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Gümüşhane’de Trabzon-Gümüşhane-Erzincan güzergahı için Atatürk’ün vasiyeti olduğunu söyledi ve bir anlamda merak etmeyin yapılacak dedi. Bayburt’ta aynı konu gündeme getirildiğinde ise ‘olmayan bir Tren Yolu hakkında iki ilin birbirine girmesini anlayamıyoruz’ dedi. Bizim siyasilerimiz ise bir şeyi atladılar orada.

KTÜ İnşaat Mühendisliği Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fazlı Çelik ve Yrd. Doç. Dr. Şeref Oruç beyin hazırladığı bir proje var. Bu projeden kimse bahsetmedi. Bu proje yani Trabzon-Bayburt-Erzincan hattı hem ekonomik açıdan, hem kilometre açısından yarı yarıya fark ediyor. Bu konuda hem Trabzon, hem Bayburt’taki STK’lar çok istekli. Sadece bizim siyasilerimizin haberi yok. Ya da biz başka şeyler aramak zorunda kalıyoruz. Kanaatim Şeref Oruç’un MHP Milletvekili adaylığını düşünüyor olması, yani siyasi kimliğinden dolayı görmek istemiyorlar. Bizim aklımıza başka bir şey gelmiyor. Tek kelimeyle çok yazık!

-Bayburt’un en acil ihtiyaç duyduğu yatırımlar, sizce hangileridir?
-Bayburt’un sorunu çok. Ulaştırma açısından çok büyük eksiklikler var. Yayla Turizmi dediğimiz bir mesele var. Karadeniz bölgesi yayla turizminde bizim dağlarımızı kullanıyor. Bunlar çok ciddi para bırakabilir. 5-6 ay gibi bir süre içerisinde ihtiyaçlarını Bayburt’tan karşılayabilirler. Fakat yol yok. Yani 15-20 günde zorla geldikleri Bayburt’a, yollar yapılmış olsa 3-4 günde gelebilirler. Şu anda hiçbir yayla yolu yapılmamış. Eski bir Telekom Müdürü vardı. Hepsine telefon hattı götürdü. Kendisine neden götürüyorsunuz diye sorduğumuzda, ‘en azından fatura ödemek için ayda bir kere Bayburt’a gelecekler’ demişti. Bu çok önemli… Araklı yolunu yine tekrarlıyorum, en elzem konuların başında geliyor.

“Trabzon’la Bayburt’u aynı kefeye koyarsanız, yatırımcı Bayburt’a gelmez!”

Kalkınmada öncelikli 11 il arasına soktular bizi. Fakat 15 gün sonra siyasi olarak bu il sayısını 30’a çıkardılar. Tabi Trabzon’la Bayburt’u aynı kefeye koyarsanız Bayburt’a gelmez. Çünkü liman, havaalanı, insan ve sıcak iklim orada… Bu şekilde olduğu için Bayburt’a kimse fabrika açmaz, hali hazırda olanlarda gider. Tüm illerde hızlı bir şekilde yol yapımı var. Bu güzel bir hizmet ama yol yapımına harcanan paranın yarısı kadar üretime, istihdama ve yatırıma harcansa, hem ülkede hem de Bayburt’ta hareketlenme olur. Bayburt’un bir hatası da siyasileri seçip gönderdikten sonra onlardan hizmet istemesini bilmiyoruz. İstesek bile daha çok şahsi ve küçük işlerimiz için yardım istiyoruz. Bayburtlunun, Bayburt’un sorunlarının takipçisi olması ve bu takipçilik konusunda ısrarcı olması lazım…

“Üniversite şehri olmaya adayız ama siyasilerin Rektörümüzle ilişkisi iyi değil! Bu durum pek hoş değil…”

-Bacasız fabrikamız üniversitemizi düşünerek mutlu olabiliriz aslında! Bayburt’a neler kattı üniversitemiz? Bayburt Üniversitesi hakkında neler düşünüyorsunuz?
-Üniversitenin kurulmasına çok sevindik. Şu an 2 bin 377 öğrencisi var. Kapasitesi ise 7000 öğrenci. Bize düşen 7000 öğrenciyi buraya getirmek. Tabi bunu getirirken barınma, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlarına cevap verecek oluşumlara ağırlık vermemiz gerek. Öğrencilerimizin caddelerde gezmeleri bile bir canlılık, bir renk katmıştır Bayburt’umuza. Onlara yardımcı olmalıyız. Bizler esnaf olarak elimizden geleni yapıyoruz. Daha çok hassas olmalıyız bu konuda. Rektörümüz çok iyi hizmetler veriyor. Görüşme imkanımız henüz olmadı ama basından takip ediyoruz.

Milletvekilleri ve Belediye Başkanımız bu konuda Rektörümüze çok yardımcı olmalılar. Fakat basından takip ettiğimiz kadarıyla onların ilişkileri de basından yürüyor. Bunlar hoş şeyler değil. Bizi üzen; Bayburt, üniversite şehri olmaya çalışırken siyasilerin Rektörümüzle ilişkisi! Bu durum pek hoş değil!

“Bayburt’a hizmet noktasında bir araya gelebiliriz…”

-Yakın zaman önce göreve geldiniz. Diğer siyasi parti il başkanları ile ilişkileriniz nasıl? Bazen buluşup Bayburt’un sorunlarını konuşabiliyor musunuz?
-Gerek diğer siyasi parti temsilcileri, gerekse o siyasi partiyi destekleyen hemşerilerimizle aramızda hiçbir sorun yok. Büyükşehirlerde siyasiler birbirlerini belki senede bir kez görebilirler ama bizler Bayburt’ta günde en az 2 defa karşılaşabiliyoruz. Fakat, memleket meselelerinde pek bir araya gelemiyoruz. Ama gelmek isteriz. Çünkü hepimizin projeleri var. Bayburt’un sorunları, çözüm yolları ve hizmet noktasında bir araya gelebiliriz. Bu da, iktidar partisi öncülüğünde olmalıdır.

“MHP döneminde Belediye’ye gelen para ve yapılan hizmet şimdikinin 2 katıydı…”

-Mevcut yerel yönetimi ve verilen hizmetleri nasıl buluyorsunuz?
-Bu konuda Bayburt çok sıkıntılı. Seçimlerden önce iktidar partisi olmanın avantajı ile daha çok hizmet ve kaynak getirileceği söylenerek propaganda yapıldı. MHP döneminde Belediye’ye gelen para ve yapılan hizmet şimdikinin 2 katıydı. Demek ki, iktidar partisinin katkısı değil, eksisi var. 4 tane meclis üyemiz var. Bayburt’un lehine meclis kararları alınıyor. Ama 9 ayda alınan kararların yok denecek kadar azı hayata geçti.

7 yıldır Belediye’nin arsaları, dükkanları satılıyor, satılmaya da devam ediyor. En son ihaleye çıkan yerleri de biliyorsunuz! Biz bunlara mecliste karşı çıkıyoruz. İstinat meselesi var. Çok güzel bir görünüm oldu ama DSİ’nin verdiği ölçülere uymuyor. Çoruh Havzası 4 metre kadar daraldı. 2006’daki su baskınının bir benzerinin yaşanması durumunda, çok büyük zararların yaşanacağı yönünde kaygılarımız var. Maalesef her güzel şey sağlıklı olmuyor. Bu konuda halkımız yeterince bilgilendirilmemiştir.

Yine otogarın yeri ve duruşu yanlış tercih edildi. Otobüsler girip çıkarken bile sıkıntı çekiyor. Fazladan bir kat yapıldı orada. Sonradan paylaşmaya sunuldu ve % 70’i müteahhite, % 30’u Belediye’ye kaldı. Hesaplar nasıl yapıldı bilemiyoruz! Bayburt Belediyesi’nin hakkı bu konuda korundu mu? Açıkçası bu konunun açıklanması lazım!

Sebze Hali ve Otogar’ın şu an ruhsatı yok. Esnaf beklemede. Yine Kentsel Dönüşüm Projesi amacına uygun yapılmadı. Şehircilik, betonlaşmak değil, insanların nefes alacağı yerler oluşturmaktır. Kentsel Dönüşüm harabe mahallelerde yapılsaydı, daha uygun olurdu. Belediye Başkanı aday adayımızın böyle bir projesi vardı ama maalesef olmadı.

“HES konusunda Bayburt’un hakkının ne olduğunu öğrenmek istiyoruz!”

Kamulaştırılan yollar var açılmayan. Doğalgaz için açılan yollar hemen arkasından sağlıklı bir şekilde kapatılmadığı için Bayburtlu, çamurun, toz ve toprağın içinde kaldı. Çocuk parkları yetersiz… Yine HES konusu var ve karmakarışık bir durumda. Bakın HES Projesini eski Belediye Başkanı Bekir Çetin, Belediye’yi devir teslim töreninde şöyle açıklamıştı: ‘Bayburt Belediyesi Şirketinin HES Projesine ortak olduğunu hepiniz biliyorsunuz…’ Bu demeç daha dün verildi. Merak edenler Bayburt Postası Gazetesi’nin 6 Nisan 2009 sayısından okuyabilirler.

Belediye Meclis üyelerimiz bu konuyu Hacı Ali Polat’a sordular. Böyle bir ortaklığın olmadığı cevabını aldılar. Bu konuda Bayburt’un hakkının ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Sayın başkandan bu konuya açıklık getirmesini istiyoruz. Bayburt Belediyesi 2 yıl daha AKP dönemini yaşayacak. Ardından MHP dönemi başlayacak. Arada ki hizmet farkını tüm vatandaşlarımız görecek.

-Sayın Başkan, “Çayıryolu’nda neler oluyor?” dosyamızı okumuşsunuzdur. Dedikodular, iftiralar arasında bir de işin içinde yapılması düşünülen büyük bir proje var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-Çayıryolu projesi Mahmut Yıldırım adında bir şahsın projesi. Milletvekillerimizden biri bu şahsın tedaviye ihtiyacı olduğunu, hatta sabıkalı olduğunu açıkladı gazetenize verdiği demeçte. Fakat ne olursa olsun, bir proje yapılmışsa, -ki söylenen rakamlar çok büyük rakamlar-, bu projenin bir şekilde olurluğunu ve doğruluğunun araştırılıp desteklenmesi lazım. Çünkü bu proje için çıkmış deniyor. Sadece yer ihalesi yapılmamış. Yer ihalesi yapıldığında bu projenin başlayacağı söyleniyor. Müteahhiti Diyarbakırlı bir aileye ait şirketmiş.

-Peki ya köşe yazarı Aslan Bulut’un iddiaları?
-Yenilir yutulur türden idialar değil. Belki de boşuna yazmadı, birilerinden bir şeyler duydu ama biz MHP olarak bu iddiayı ağzımıza bile almayız, alamayız. Fakat, şunu söyleyebilirim; yüzümüzü dönememiz gereken yer bahsi geçen projedir. Bayburt’a kazandırılma ihtimali olan bu proje ile ilgilenmeliyiz. Vekillerimizin veya bazı kesimlerin kestirip atmasını doğru bulmuyorum.

“Sevk çok ama yatırma veya müdahale yok!..”

Çiftçimiz tarlasını ekemez oldu. Doğrudan gelir kaynağı çok ciddi bir şekilde düştü. Çiftçiye diyorlar ki, tahıl ekmeyin, yem bitkisi ekin! Yem bitkisi kimsenin işine yaramıyor. Hayvancılık yapan köylü zor durumda… 7 yıldır insanlarımız mağdur durumda. İnsanlar kurban sonrası ahırlara mal koyamadılar. Et fiyatları arttı.

Hastane yapılacağı söyleniyor. Evet, Bayburt’ta bu konuda acil bir ihtiyaç var. Çünkü, sürekli hastalarımız Erzurum veya Trabzon’a sevk ediliyor. 2002 yılında 15-20 uzman vardı ve evet bu sayı azdı, doğru. 2009 yılında ise 30-35 uzman doktor var Bayburt’ta. Rakamlara bakıyorsunuz her iki istatistikte de aynı sayıda hastaya bakılmış. Çünkü sevk çok, yatırma veya müdahale yok.

“Sözün özü, açılım ile girdikleri yolun, sonları olacağını düşünüyorum”

-Suat Bey, son söz…
-7 yıldır Türkiye’de bir iktidar var. 7 yıldır bu iktidar para tüccarlığı yapıyor. Memleket maalesef yangın yeri olmuş! Esnaf, sanayici, emekli; herkes kan ağlıyor. Özelleştirme ile satılan devlet mallarını burada saymamız mümkün değil. Üretime ve istihdama dayalı bir icraat yok. Dağdan inen teröristler düğün havasında karşılanıyor. Dağdan indirilen PKK’lılar il il gezip, miting yapıyor. ‘Devlet bizden özür dilemelidir’ diyorlar. Bu konular çok acı. Kürt açılımıyla girdikleri yolun, onların sonu olacağını düşünüyorum. Güney Doğu’ya yapılan yatırımların % 10’u Bayburt’a yapılsaydı, şimdi çok farklı bir Bayburt olurdu. Geçen yıl Güneydoğu’ya ziyaretlerim oldu. 150 binden az nüfuslu ilçe yok. Ekonomileri iyi, tarlalarında bizde olmayan sulama sistemleri var. Yollar gayet güzel. Kürt açılımıyla ise yapılmak isteneni anlamış değiliz. Sözün özü, yolun sonu geldi. Bize bu imkanı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.