Gürbüz'den 13. kitap: 'Dillere Destanlar'

Bayburtlu şair-yazar Cazim Gürbüz’ün ‘Dillere Destanlar’ adlı son kitabı okuyucuyla buluştu.

Gürbüz'den 13. kitap: 'Dillere Destanlar'
Bayburt Postası - "Cazim Gürbüz destanları anlatan bir kitap yazsın... İçinde mümkün değil, ya Bayburt ya Bayburtlu destanı olmasın..."

Bayburtlu şair-yazar Cazim Gürbüz’ün ‘Dillere Destanlar’ adlı son kitabı okuyucuyla buluştu. Gazetemiz yazarlarından da olan Gürbüz’ün Atayurt Yayınevi’nden okuyucuyla buluşan eseri 172 sayfadan oluşuyor. 

Anadolu’nun vatan olarak kalmasında canlarını ortaya koyan tarihi şahsiyetlere yazılan destanların yer aldığı kitapta Bayburtlu kahramanlar ve Bayburt konulu destanlar da yer alıyor. 

Büyük Taarruz’un unutulmaz şehidi Bayburtlu Ziveroğlu Yüzbaşı Şehit Agâh kitapta destanla anılan isimlerden. Kop Savunması’nın efsanevi komutanı Deli Halit Paşa’ya yazılan destan ise kitabın en uzun destanı. Ve Demirözü’ndeki yaşanmışlıkları anlatan ‘Bizim Köylülerin Manzum Hikayesi’ ile ‘Bayburt Kırlarında Çiçeklerin Künye Takdimi Destanı’ da kitapta yer alan diğer Bayburt konulu destanlar.

Gürbüz'ün 13. kitabı olan 'Dillere Destanlar' adlı eserin kapağında 1940 yılında Moskova'da Stalin döneminde kurşuna dizilerek idam edilen Turancı Sultan Galiyev'in fotoğrafı yer alıyor. Sultan Galiyev'e yazılan destanın yanı sıra kitapta; Kara Fatma, Topkapılı Cambaz Mehmet, Fındıklılı Muzaffer, Evliya Çelebi, Katip Çelebi ve bir çok tarihi şahsiyete yazılmış destanlar yer alıyor.

Öte yandan Atayurt Yayınları başta olmak üzere internet ortamında kitap satışı yapan adreslerden de temin edilecek 'Dillere Destanlar' adlı eserin tanıtım bülteninde ise şu ifadeler yer alıyor:

"Sözü destanlaştırma yolunu seçen ender şairlerden"

“Tarih kaydeder, fakat destan güzelleştirir” denilir bir Sümer Atasözünde… Tarih ve destan ilişkisinin en veciz ve çarpıcı ifadesi…

Destansız ulus olmuyor, ulus olunamıyor… Uluslar destana, destan kahramanlarına muhtaçlar dün olduğu gibi bugün de… Bugün elbette destansı olaylar ve destan kişileri anlatacak çok araç var; film var, tiyatro var, resim var, heykel var, müzik var… Bunlar var ama bunların bir kısmı söze bağımlı, bağımlı olmayanlar da sözün gücüne erişmekten uzak… Yani yine söz, yine edebiyat ve de şiir…

Cazim Gürbüz, sözü destanlaştırma yolunu seçen ender şairlerden. Özenle seçmiş destan kahramanlarını, onlar hakkında tüm kaynakları taramış ve kitabında göstermiş bu kaynakları. Çarpıcı ve ilginç ayrıntılar yakalamış bu kaynak taramada, bunları yansıtmakla kalmıyor, duygularla olguları da kucaklaştırıyor. Bizim klasik destan tarzımız ölçü ve uyak üzredir. Nazım Hikmet ve Fazıl Hüsnü Dağlarca, bu anlayışı kıran önemli isimlerdir şiirimizde. Cazim Gürbüz, bunların izinden gidiyor kendisi olmayı başarmış olarak. Uyak ve ölçünün kulağa hitap eden ama anlamı çoğu kez ihmal eden kolaycılığına sığınmıyor. Vurgulu, akıcı bir anlatımla ve şiirsel ritmi yakalayarak oluşturmuş ürünlerini.

Ve yalnızca hamasete dayalı destanlardan değil Gürbüz’ün yazdıkları… Bilgileniyorsunuz öncelikle, tarih felsefesiyle donanıyorsunuz şiirin enginliği ve ferahlığıyla…

Bu kitaptaki 25 destandan dilinize düşen, belleğinize çakılı kalan çok dizeler, izler ve izlenimler olacak, coğrafyanın vatanlaştığını göreceksiniz, tarih içini dökecektir size…"

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.