Bayburt Postası - TİMEF Dijital TV Doğu Anadolu Moderatörü, Bayburtlu gazeteci-yazar Macit Gürbüz’ün konukları, Çoruh Nehri ile ilgili yaklaşık 20 yıldır görüşler ortaya koyan tasarımcı-yazar Ahmet Çağıldak ile BEKDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Önder Karaoğlu oldu.
Programda Gürbüz’ün sorularını yanıtlayan Çağıldak, son olarak uzmanlar heyetinde yer aldığı Bayburt Çoruh Nehri Platformu’nun yaptıklarından bahsetti.
Uzmanlar heyetinin Bayburt’ta yaptığı gözlemleri Ağustos’un 10’una kadar raporlaştırarak platform koordinatörlüğüne sunacaklarını söyleyen Çağıldak, Çoruh nehrinde yapılan tahribatların çok uzun yılları kapsayan bir zaman dilimine yayıldığını söyledi.
Çoruh ile kentin aynı anda tahrip edildiğine vurgu yapan Çağıldak, bu sürecin 1970’li yıllarda kent belleğinde ‘Koruk’ diye bilinen mevkinin yok edilmesi ile başladığını ve devam ettiğini aktardı.
Sit alanı önerisi...
Çağıldak programda bir öneride de bulundu. Çoruh Nehri’nin Bayburt Kalesi’nin kıyısından geçtiği Bent Köprüsü ile Kaleardı Köprüsü arasının mutlaka sit alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini belirten Çağıldak, ilgili bölümde bir su borusu çalışma için bir alanda tahribat yapıldığını fakat sit alanı ilan edilmesi ile birlikte halen var olan doğal güzelliğin korunabileceğiini söyledi.
Çağıldak, 60 Milyon TL harcanarak yapılan Çoruh Nehri Islah Projesi’nin ilk etabı için de uzmanlar heyeti olarak sürdürülebilir akılcı porjeler sunacaklarını kaydetti.
BEKDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve platform üyesi Gökhan Önder Karaoğlu ise, Çoruh Nehri’nin Bayburt’a kattıklarından bahsetti.
Tarihte Bayburt’a yolu düşen yerli ve yabancı seyyahların tamamının şehirde özellikle kale ve Çoruh Nehri'nde bahsettiklerini ifade ederek, Bayburt’un Çoruh Nehri gibi bir değerini iyi bir şkeilde hayatın içine adapte edemediğine değindi.
Kendisinin Çoruh kıyılarında büyüdüğünü aktaran Karaoğlu, Çoruh’ta yapılan istinat duvarı çalışmaları ile insanların nehirle olan ilişkilerinin tamamen kesildiğine, bu vesileyle nesillerin Çoruh ile olan hatıralarının yok edildiğine vurgu yaptı.
Çoruh Nehri’nin Bayburt Kalesi ile kesiştiği bölümlerin dünyada eşi benzerinin olmadığına vurgu yapan Karaoğlu, Bayburt Kalesi’nin ise arkeolojik kazıların bir türlü tamamlanamadığı için halen turizme kazandırılamadığına değindi. Karaoğlu, kaleden çıkan tarihi eselerin ise, kent müzesi olmadığından ötürü çevre illerdeki müzelerde sergilendiğini hatırlattı.
Karaoğlu, Bayburt’un tüm bu sorunlarının çözümü için kültür ve turizm manifestosunun hazırlanması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Çağıldak ve Karaoğlu, Bayburt için hayati önem taşıyan Çoruh Nehri Islah Projesi’ni TİMEF Dijital Canlı Yayınına taşıdığı için gazeteci-yazar Macit Gürbüz’e teşekkür ettiler.
Haber: Murat Okutmuş
Programda Gürbüz’ün sorularını yanıtlayan Çağıldak, son olarak uzmanlar heyetinde yer aldığı Bayburt Çoruh Nehri Platformu’nun yaptıklarından bahsetti.
Uzmanlar heyetinin Bayburt’ta yaptığı gözlemleri Ağustos’un 10’una kadar raporlaştırarak platform koordinatörlüğüne sunacaklarını söyleyen Çağıldak, Çoruh nehrinde yapılan tahribatların çok uzun yılları kapsayan bir zaman dilimine yayıldığını söyledi.
Çoruh ile kentin aynı anda tahrip edildiğine vurgu yapan Çağıldak, bu sürecin 1970’li yıllarda kent belleğinde ‘Koruk’ diye bilinen mevkinin yok edilmesi ile başladığını ve devam ettiğini aktardı.
Sit alanı önerisi...
Çağıldak programda bir öneride de bulundu. Çoruh Nehri’nin Bayburt Kalesi’nin kıyısından geçtiği Bent Köprüsü ile Kaleardı Köprüsü arasının mutlaka sit alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini belirten Çağıldak, ilgili bölümde bir su borusu çalışma için bir alanda tahribat yapıldığını fakat sit alanı ilan edilmesi ile birlikte halen var olan doğal güzelliğin korunabileceğiini söyledi.
Çağıldak, 60 Milyon TL harcanarak yapılan Çoruh Nehri Islah Projesi’nin ilk etabı için de uzmanlar heyeti olarak sürdürülebilir akılcı porjeler sunacaklarını kaydetti.
BEKDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve platform üyesi Gökhan Önder Karaoğlu ise, Çoruh Nehri’nin Bayburt’a kattıklarından bahsetti.
Tarihte Bayburt’a yolu düşen yerli ve yabancı seyyahların tamamının şehirde özellikle kale ve Çoruh Nehri'nde bahsettiklerini ifade ederek, Bayburt’un Çoruh Nehri gibi bir değerini iyi bir şkeilde hayatın içine adapte edemediğine değindi.
Kendisinin Çoruh kıyılarında büyüdüğünü aktaran Karaoğlu, Çoruh’ta yapılan istinat duvarı çalışmaları ile insanların nehirle olan ilişkilerinin tamamen kesildiğine, bu vesileyle nesillerin Çoruh ile olan hatıralarının yok edildiğine vurgu yaptı.
Çoruh Nehri’nin Bayburt Kalesi ile kesiştiği bölümlerin dünyada eşi benzerinin olmadığına vurgu yapan Karaoğlu, Bayburt Kalesi’nin ise arkeolojik kazıların bir türlü tamamlanamadığı için halen turizme kazandırılamadığına değindi. Karaoğlu, kaleden çıkan tarihi eselerin ise, kent müzesi olmadığından ötürü çevre illerdeki müzelerde sergilendiğini hatırlattı.
Karaoğlu, Bayburt’un tüm bu sorunlarının çözümü için kültür ve turizm manifestosunun hazırlanması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Çağıldak ve Karaoğlu, Bayburt için hayati önem taşıyan Çoruh Nehri Islah Projesi’ni TİMEF Dijital Canlı Yayınına taşıdığı için gazeteci-yazar Macit Gürbüz’e teşekkür ettiler.
Haber: Murat Okutmuş
Her hangi bi art niyet göstermeden, katkı veren herkese teşekkür ediyorum. Doğru,mantıklı ve bilimsel olarak, aynı zamanda , TÜRK kültürünü ve dünya medeniyetini ve manevi gerçeklerimizi , korumaya yönelik her türlü eseri muhafaza etmeli, ve yaşana bilir, bir şehir haline getirmek için, şefaf olmalı, kişilerin değil, toplumun menfaatine dönük üretken olmalıyız.