Erken seçim tartışmalarının yaşanmaya başladığı şu günlerde, parti teşkilatlarının da hareketlendiğini söyleyebiliriz. Aslında “sorularımız ve cevaplarını aradıklarımız” yaklaşan olası seçim değil. Derdimiz Bayburt! Geride kalan 2009 yılını değerlendirmek amacıyla, ilk olarak iktidar partisini, yani AK Parti İl Başkanı Bünyamin Özbek’i konuk ediyoruz. Özbek, öncelikle yarınların Bayburt’u için umutlu tablolar çiziyor. Ayrıca Bayburt nüfusu konusunda ilginç bir istatistik veriyor ve nüfusun düşmediğini, “2002 yılını baz alırsak çoğaldı” diyor. Özbek, iktidar partisinin İl Başkanı olmasına karşın, bir çok sorumuza samimi cevaplar veriyor. Sağlık, ulaşım, istihdam, işsizlik, ekonomi ve gündemde ki tüm konu ve de sorunları kaygısızca cevaplıyor.
Esnaf söyleşilerimizi ilgiyle okuduğunu, demiryolu konusunda oluşturulan kamuoyunun güçlü olduğunu ve daha bir çok konuda bir çok şey söylüyor. Hatta demiryolu hattının “kısa vadede hayal” olduğunun altını çiziyor. Bayburt’ta ki işsiz sayısı haberlerimize ise katılmıyor, TÜİK’in rakamlarının doğru olduğunu savunuyor. İşte o söyleşi:
- Esnaflarımızın konuştuğu haberlerimizi okumuşsunuz. Sıkıntılar aşikar! İşsizlik, göç ve ekonomik krizle birlikte esnafımız perişan… Aynı zamanda sizde bir esnafsınız, iktidar partisinin İl Başkanı olarak neler söyleyeceksiniz?
- Evet, 2 haftadır esnafla bire bir yaptığınız söyleşileri takip ediyorum. Tabi ki, siyasetçi veya iktidar partisi yöneticisi olmamız, her şeyi dört dörtlük göstermeyi gerektirmez. Bayburt’un esnaf yapısını çok iyi biliyorum. Baba mesleği olarak yaklaşık 35 yıldır Bayburt’ta esnaflık yapıyoruz. Malum Bayburt’un, iki şekilde ekonomiden etkilenme şekli var. Birincisi nüfusa dayalı, ikincisi Türkiye ekonomisine göre olumlu veya olumsuz etkiler. Birincisi yaklaşık 2 yıldır tüm dünyayı saran ekonomik krizin yansıması. Başbakanımız “kriz teget geçecek” dedi. Biz gerçekten teget geçtiğine inanıyoruz ama teget geçerken de mutlaka bazı hasarlarda bıraktığı doğrudur. Bu manada Bayburt’taki esnaflarımız sıkıntı çekti. Bir başka problem Bayburt’umuzun nüfusunun az olması karşısında esnaf sayısının fazla olması. Biraz da bu nedenle esnafımızın yüzü pek gülmüyor. Özellikle Mayıs ve Ekim arası Bayburt’un yüzü güler. Ondan sonra kış gelir ve maalesef tıpkı şehrimize geldiği gibi esnafımıza da kış gelir.
İstanbul ve yurt dışından gelen hemşerilerimiz ortalama 5 ay kalıyorlar Bayburt’ta. Bayburt’un bu süre zarfında 10 – 15 bin civarında nüfusunun artması esnafımızın yüzünü güldürüyor. Esnaf olmam sebebiyle tespit ettiğim bir başka konu daha var…AK Parti Hükümeti 2002 yılında hükümet görevini üstlenince, 2003-2004 yıllarında ekonomide bir yapılanma içerisine girdi. Bu yapılanma içinde hükümete özgüven geldi. Esnafımız bu güven doğrultusunda (kendimde dahil olmak üzere) çok düşüncesiz yatırımlara giriştik. Mesela kendimden örnek vereyim, elimdeki sermaye ile yapmış olduğum yatırımlar birbirini dengelemedi.
Sonra yine ekonomik güvenden ötürü arabalar, evler alındı. Buna dayalı olarak, sıkıntılar çekildi. Yani bir esnaf, beş senede kazanacağı para değerinde bir araba alıyor. Tabiî ki faizle birlikte, sıkıntılarda kaçınılmaz oluyor. Geçenlerde TÜİK’in bir açıklaması oldu. İşsizlikte Türkiye’de 3. durumdayız. Türkiye 11, 12 civarında giderken, Bayburt’ta % 4.5’larda kaldı.
Diğer siyasi partiler, hatta siz Bayburt Postası olarak bunun gerçekçi olmadığını yansıttınız. Ama ben Bayburt’ta siyaset yapan bir insan olarak oranların doğru olduğuna inanıyorum. İşsizliğe çare bulmak için, elimizden geleni yapıyoruz. Bu konuda TOKİ 4-5 yıldır bir sektör oluşturdu. 1500 - 2000 kişiye iş istihdamı sağlandı. Çalışan insanların gerek işsizlik sayısının azalmasında, gerekse esnafımıza katkısı olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki Bayburt esnafının durumu, Batı esnafı gibi iyi durumda değil, bunun böyle olduğunu söylemekte mümkün değil.
“Bayburt’un nüfusu düşmedi, son 7 yılda aksine çoğaldı”
- Peki, nüfus kaybı, yani göç belası sürecek mi? Bu gidişat bizi nereye götürür? Çaresi yok mudur?- Bakın, biz iktidara geldiğimizde Bayburt’un nüfusu kayıtlarda 99 bindi. Ama yine 2002 yılına ait Sağlık İl Müdürlüğü verilerine göre Bayburt’un nüfusu 73 Bin. Üniversitemiz ve öğrencilerimiz ile birlikte şu an nüfusumuz 76 bin 500 civarında.
Bütün bu rakamlara göre nüfusumuzun 2002’den bu güne, 7 yıl içerisinde 99 binden 76 bine düştüğünü gösteriyor. Ama gerçeği yansıtmıyor bu veriler. Bayburt’un nüfusu 73 binden 76 bine çıkmıştır.
Bir örnek vereyim Aydıntepe’nin 2000 yılında ki nüfusu 8 binlerde görünüyordu. Bugün ise 2500 – 3000 civarında. Yani gerçektende Aydıntepe’de 4 - 5 yıl içerisinde 5 Bin vatandaşımız göç mü etti? Nüfus sayımlarında fazla fazla yazdırıyorduk. Ben bizzat hatırlıyorum, bunu Gümüşhane’de, Bayburt’ta yıllarca yaptı. Göç belasının sadece bizim bölgemizde değil, doğuda da duraklama dönemine girdiğini düşünüyorum. Büyükşehirler tıka basa dolu. Ekmek kazanmak çok zor… Ben artık büyükşehirlerden buralara dönüşlerin başlayacağına inanıyorum.
“Fabrikaların yaşaması çok zor, hayvancılık mantıklı…”
- Organize Sanayi Bölgesi’ni dolaştık. Mevcut fabrikalarda da sıkıntı büyük! Kapananlar oldu. Ayakta durmak için sıkıntılar çekende mevcut. Ekonomik kriz, sadece küçük esnafı değil, yatırımcıyı da ezmiş gibi görünüyor… Neler söyleyeceksiniz?- Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların kapanma nedenleri arasında dünya pazarında yaşanan ekonomik sıkıntıların katkıları mevcut. Tabi bunun yanında Bayburt’a yatırımcının gelmesi ve de yaşaması çok zor. Bunu bir iki yerde dile getirdim, dediler ki iktidar partisi mensubu böyle bir şey söyler mi? Ben Bayburt’ta bir fabrikanın yapılacağına inanmıyorum.
Bayburt’ta yapılacaksa hayvancılık yapılacak. Bakın Salim Aslanhan gibi değerli bir işadamı ağabeyimiz, 10 milyon TL gibi bir rakamla hayvancılık üzerine yatırım yaptı. Bir çuval fabrikasının ömrü ise en fazla 5 – 6 ay sürdü. Yapan arkadaşlarda ticaretten anlayan insanlar. İşi beceremediklerinden dolayı değil, coğrafi ve mevsimsel şartlara göre maalesef rantabl olmadığı için bu fabrikalarımız işlemedi. Kavi Çelik Kapı var. Gerçekten ben o insanlara teşekkür ediyorum. Ama rantabl olmadıklarını onlarda biliyorlar. Onlar Bayburt sevdalısı oldukları için bu işi burada yapmak istiyorlar. 1000 kilometre mesafeden hammaddeyi alıp buraya getireceksin, burada işleyip, tekrar 1000 kilometre götürüp hammadde aldığın yere satacaksın! Gerçekçi olmamız lazım.
Ama hayvancılık için müsait bir coğrafyamız var. Yurt içi ve yurt dışındaki hemşerilerimize sizler aracılığıyla seslenmek istiyorum. İşadamı demek sadece fabrika kurmak değil, hayvancılık yapıp çok güzel gelir elde edilebilir.
- Hayvancılık diyorsunuz ama yetiştirdiğiniz hayvanı da çevre pazarlara götürmek zorundasınız… Bunun içinde ekonomik ulaşım şartları mevcut değil! Ulaşım konusunda bizler de Bayburt Postası olarak sürekli özel dosya çalışıyoruz, sizinde ulaşım konusunda düşüncelerinizi almak isteriz…
- Demek istediğinizi anlıyorum. Benim Bayburt’tan demiryoluna ulaşmam için 60 kilometre gibi kat etmem lazım. Tabi ki demiryolunun Bayburt’tan geçmesini isteriz, kim istemez ki! Demiryolu olan bir Bayburt’a işadamının ve yanında yatırımın gelmesi daha cazip ve daha kolay olur.
“Demiryolu şimdilik hayal…”
- Malumunuz, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz günlerde Bayburt’taydı. Basına açık programlarda demiryolu konusunda kayda değer bir şey söylemedi. Özellikle soru sorarak, konu hakkında üzerine giderek bir ipucu, bir renk aradık ama bulamadık. Kapalı kapılar ardında, özel görüşmelerde bu konu hiç gündeme geldi mi?- Özellikle Hızlı Tren konusunda Bayburt’ta bir kamuoyu oluşturuldu. Gerek gazetelerimiz, gerek Bayburt Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde STK’lar çalışmalar yaptı. Sonra bir haberde bizimde içinde bulunduğumuz güzergahın daha rantabl olduğu yazıldı. Derken Gümüşhane ayaklandı. Sonrasında yaşanan gelişmelerle, demiryolu hattının Gümüşhane’ye kaptırıldığı yazıldı çizildi.
Bu işin gerçeğine gelince, şahsi kanaatim trenin kısa zamanda buralara gelmesi şimdilik hayal. Belki yıllar sonra bu olacak. Şu anda Bakanlığın yapmış olduğu bir proje çalışması var. Devlet diyor ki elimde veri olsun. Tabi bu Bayburt üzerinden de olabilir. Bu konuda rantabl olması, fiyat olarak avantajlı olması şart. Çok ciddi bir araştırma yapılması lazım. Sayın Bakana KTÜ’de bulunan hemşehrimizin çalışmasından bahsedildi. Ben o çalışmayı görmedim. Sizler aracılığıyla da şunu belirtmek istiyorum. Bakan bey bu çalışmayı bizden istedi. Bu arkadaştan bu çalışmayı alıp, bakan beye ulaştıracağız.
“Meslek Yüksek Okulu öğrencilerimizi Dede Korkut Kampüsüne taşıyalım…”
- Bünyamin Bey, biraz da Bayburt Üniversitesi’ni konuşalım. Üniversitemizin altyapı ile birlikte birkaç sorunu var… Ne zaman çözülür bu sorunlar?- Üniversitemizi yakından takip ediyoruz. Üniversite bizim için olmazsa olmazdır. Yeni kurulan 9 üniversitede en başarılı il Bayburt. Altyapı ve fiziki mekan olarakta böyle. Şu anda 7000 öğrenciyi istihdam yapabilecek kapasitemiz var. Fiziki mekanda bir sıkıntımız yoktur. Ama öğretim elemanı açısından sıkıntılarımız var. Tabi öğrencilerimizin de sıkıntıları var. Özellikle Meslek Yüksek Okulu öğrencilerimiz, Dede Korkut Kampüsüne taşınmak istiyorlar. Bayındırlık İl binasından kampüse geçiş yapmak istiyorlar. Sizler aracılığıyla bu konuda da Valimize, Rektörümüze seslenmek istiyorum. 7000 öğrenci kaldıracak mekanımız varken, bu öğrencilerin Bayındırlık İl Binasında öğrenim görmelerini gerçekten anlamış değilim. Rektör beyle de bu konuyu görüşeceğiz. Bizim derdimiz Bayburt’u bu çocukların iyi tanıması ve gittikleri yerlerde Bayburt’tan övgüyle bahsetmeleri. Bunlar bizim evlatlarımız. Esnafımızın da, insanımızın da gereken hassasiyeti göstermesi gerekiyor.
“2009 yılı yatırım konusunda bereketli geçti…”

- KÖYDES projesi sayesinde tüm köylerimiz asfalt oldu. Üniversitemizin fiziki mekanları tamamlandı… Duble yollar, asfaltlar derken bir çok iş tamamlandı. 2009 yılının başında seçimler gündemi meşgul etti açıkçası. 29 Mart seçimlerinden sonrada çalışmalarımıza hız verdik. Ekonomik krizin büyük etkisi oldu tabi ki. Sadece esnafımıza değil, hükümetimize, devletimize de yansıdı. Ama yine de yaklaşık 2 milyon TL’lik KÖYDES yatırımı oldu. 7 gölet yapıldı. Duble yol çalışmaları devam ediyor. Erzurum – Trabzon arası duble yol oluyor. Yaklaşık 17 milyon TL’lik bütçe, bu duble yol çalışmaları için aktarıldı. Karayollarında asfalt çalışmaları devam ediyor. Bayburt – İspir yolunu görmenizi isterim. Çoruh ıslah çalışmaları yapıldı. Köprü yapımı, tarıma destek, hayvancılığa desteklerimiz oldu. KUDAKA kuruldu. Yaklaşık 29 milyon TL’lik bir yatırım bütçesi var. 2010 yılı bütçesi bu... Bayburt ciddi manada bundan faydalanabilir. Şu an dönem Başkanlığını Valimiz yapıyor, ben buradan proje yapan arkadaşlarımızın çalışmalarını hızlandırmalarını rica ediyorum. Bayburt’umuza bişr şeyler kazandıralım. Önümüzdeki ay ofis kurulacak. Buraya ciddi projeler sunmalıyız. 2010 yılında Ağız ve Diş Sağlığı hastanemiz yapılacak. Bunun ihaleye çıkması için gereken ödenek sağlandı. İl Özel İdaresi binasının az ilerisinde inşa edilecek ve çok modern bir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olacak. Biliyorsunuz içme suyu ihalemiz yapıldı. 2010 yılında asbestli borulardan kurtulacağız. Başka bir konu da, Kadın ve Doğum Hastanesi konusu… Bu yatırımın da hazırlıkları sürüyor. Bayındırlık vasıtasıyla ‘Afet Konutları’ yapıldı, Aydıntepe’ye okul, yine köylerimizde köy içi düzenlemeleri yapıldı. Kısacası 2009 yılı yatırım konusunda bereketli geçti.
- Siz yol ve duble yol çalışmalarından bahsetmişken, gündemden hiç düşmeyen diğer bir konuyu hatırlatmak istedim. Bayburt Araklı yolu?
- Sadece Bayburtlunun Karadeniz’e gitmesi dışında, mesela Uzungöl’e gelen turistlerin bir gün sonra çevre illere gitmeyi düşündüklerini ama yol olmadığı için bu geziler arasında Bayburt’u tercih etmediklerini biliyoruz. Ben bu açıdan da bu yolu çok önemsiyorum. Ama şu anda ciddi manada böyle bir çalışma olduğunu söyleyemem. Hem Bayburt’tan hem de Trabzon tarafından yerel imkanlarla çalışmalar yapılıyor ama bu yeterli değil. Yani ihalesi yapılmış, ciddi bir çalışma mevcut değil. Mesela Sadak yolunu asfaltladık. Biliyoruz ki yol medeniyettir. Araklı yolu içinde çalışmalarımızda sürecek.
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi yapımının içinde bulunduğumuz 2010 yılında başlayacağını varsayalım. Hakeza aynı paralelde Kadın ve Doğum Hastanesi içinde gelişmeler olduğunu söylüyorsunuz. Tüm bunlara rağmen şu an sağlık konusunda çevre illere mahkum bir görüntümüz var! Bu konuda ki düşünceleriniz neler?
- Gerek Cumhurbaşkanımız geldiği zaman, gerekse Sağlık Bakanımızın ziyaretinde bu konu sıkça dile geldi. Özellikle Sağlık Bakanımız ‘komşuluk hakkınız var, bu hastaneyi mutlaka yapacağız’ dedi. Bir de doktor sıkıntımız var. Doktor, burada uzun süre kalmak istemiyor. Göreve başlayıp, 3 ayı doldurmadan istifa edip gidiyor. Yine de iktidara geldiğimizde 10 olan uzman doktor sayısı bugün 40 civarında. Gerekli uzmanlarımız var. Ciddi bir manada eksiklik görmüyorum. Yeni yapılacak hastanemizde MR’da olacak.
“O yazarla bende konuştum. Çelişkili cümleler kullanıyor…”

- Bahsi geçen o yazıyı okudum. Bunun aslı astarı yoktur. Olma imkanı da yoktur. Bunun gerçeğini ben Bayburtlu hemşerilerime anlatmak isterim. 7-8 yıl öncesine dayanıyor hikayesi… Çayıryolu’ndan bir vatandaşımız, Mahmut Yıldırım. Bu hemşerimiz büyük bir projeden bahsediyordu. Biz o projeyi gördük ama gerçekleşmesi oranı ne kadar bilemiyorum. Bu projeyi yapmak için Diyarbakırlı bir müteahhitle anlaşmış. Biliyorsunuz bu son çıkan yasada 2000 nüfusun altındaki yerlerin beldelik hakkının alınacağına dair bir mevzuat var. Çayıryolu beldemiz 500 – 600 nüfuslu küçük yerleşim birimi. Mahmut Yıldırım’da Çayıryolulu olduğu için bu projede çalışacak kişilerin Çayıryolu beldesine kayıtlı olması gerekliliğini ortaya koymuş. Yani beldenin kapanmaması için böyle bir yola başvurmuş. Tabi müteahhitin Diyarbakırlı olması, Bayburt’ta oluşan kamuoyu veya İstanbul’daki Bayburtluların benzer teorileri sonrasında böyle bir iddia ortaya çıkmış. Böyle bir şeyin gerçek olma olasılığı yoktur. Halkımızın bu yazıya dayanarak huzursuz olmalarına hiç gerek yok. Tamamen uydurmadır. Adımın Bünyamin olduğunu bildiğim kadar bu işin olamayacağını eminim. Bayburtlu hemşerilerim rahat olsunlar. O yazarla bende konuştum. Çelişkili cümleler kullanıyor. MHP İl Başkanı Suat beyle de görüşmüş, ona da söyledikleri yazdıklarıyla uyuşmuyor. Ciddiye alınmayacak bir yazı. O gazeteyi okumam, yayın politikasını da beğenmiyorum. Bu asılsız iddia, gazetecilik adına üzücü çünkü gerçeğe dayanmıyor. İnsanımız boşu boşuna huzursuz oldu.
- Söz Suat Beyden açılmışken, iktidar partisi İl Başkanı olarak diğer partilerle, muhalefet partilerinin İl Başkanları ile ilişkileriniz nasıl?
- Biz her yerde Bayburtlu olmaktan gurur duyuyoruz ya, gerçekten siyasette de Bayburtlu olmaktan gurur duyuyorum. Biz Bayburt’ta biliyorsunuz Milliyetçi Hareket Partisi ile aynı binada, altta biz üstte onlar, bu şekilde çalışıyoruz. İki rakip parti olarak aynı merdiveni kullanıyoruz. Kaç seçim geçirdik ama hiçbir problemimiz olmadı. Sevgi ve saygı çerçevesinde ilişkilerimiz devam ediyor. Başka bir konu, yine MHP ve Saadet Partili Belediye Meclis Üyeleri, Belediye icraatlarında yeri geldiğinde amansız muhalefet yapıyorlar ama Bayburt’un yararına yapılacak işlerde tam destek vererek birlikteliği oluşturuyorlar. Ben kendilerine çok teşekkür ediyorum.
-Şu an bir İl Başkanı olduğunuzu unutun. Ve siyasetten uzak, sade bir vatandaşsınız. Bayburt’u, insanları ve sıkıntıları çok iyi biliyorsunuz. Bayburt’a nelerin yapılmasını isterdiniz?
- Ben çok şey isterim. İktidardan ilk önce Bayburt’un altyapısının bitirilebilmesi için ciddi bir kaynak göndermesini isterdim. Yollarımızın daha düzenli hale gelmesini isterdim. Bir Bayburt delikanlısı olarak Bayburtspor’un 3. Lig’e çıkmasını isterdim. Bunun dışında nüfusun 100 bine çıkmasını isterdim. Ben Bayburt’u çok seviyorum. Bayburt içinde her şeyi isterdim.
- Son söz…
- Ben bir Bayburt sevdalısıyım. Ölene kadar da Bayburt’tan ayrılmamayı düşünmeyen bir Bayburtluyum. Sıkıntılı günler geçirebiliriz ama biraz sabredeceğiz ve Bayburt’umuzu daha iyi günlere getireceğiz. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Bayburt halkına ve Bayburt Postası okurlarına selam ve sevgilerimi gönderiyorum.