Mahmut YıldırımAdı Mahmut Yıldırım. Bayburt’un Çayıryolu (Sünür) beldesinden. İş adamı. Merkezi Ankara’da olan Yıldırımlar Group’un Yönetim Kurulu Başkanı. 2002 seçimlerinde Yurt Partisi’nden Bayburt Milletvekili adayı olsa da, ismi daha çok uzun zamandır doğum yeri olan Çayıryolu Beldesi’ne yaptırmayı düşündüğü projelerle gündemde. Babası Çayıryolu Beldesi Kutlu Bey Mahallesinin muhtarı ve Yıldırım ailesinin büyük bir çoğunluğu Çayıryolu’nda yaşıyor.. Bayburt Postası olarak son bir 1 yıldır, Çayıryolu’na düşünülen bu projenin detayları peşinde olsakta, yeteri kadar materyal toplayamadığımızdan bu güne kadar haberini yapamamıştık. Kısmet gündeme bomba gibi düşen yeni iddiaların ardınaymış…

İddialara ve iddiaların hedefinde olan isimlerle yaptığımız söyleşilere geçmeden önce, Mahmut Yıldırım’ın “12 yılımı verdim, yazıktır, günahtır” dediği projeyi tanıtmak istiyoruz…

***

Mahmut Yıldırım, (bilgiler Mahmut Yıldırım tarafından verilmiştir) Hollanda Devlet Bankası’ndan 2 yıl ödemesiz olmak üzere, 12 yıl vadeli tam 140 Milyon Euro kredi alır. Bu müthiş rakamın ardında yatan düşünce, Çayıryolu’nda küçük bir mega kent kurmak. En azından Mahmut Yıldırım’ın düşüncesi bu… Neler mi var, projede?

6 Fabrika var projede: Günlük 500 ton kapasiteli un fabrikası, yine günlük 250 ton kapasiteli yem fabrikası, günlük 2 bin 500 çift ayakkabı kapasiteli ayakkabı imalat fabrikası, tekstil, mobilya ve beton imalat fabrikası.

200 Yataklı ve tam teşekküllü Hastane…
60 Derslik Kolej, aynı yapı içerisinde 3 Lise, 1 İlköğretim ve 1 Ana Okulu olmak üzere dev bir eğitim kompleksi…

Bayburt Üniversitesi’ne bağlı olmak ve Devlete hibe edilmek üzere Tıp Fakültesi…
4 Yıldızlı, içinde kayak pisti barındıran, 4 yıldızlı bir Turistik Otel…
İdari binalar, Camii, Spor kompleksi, 220 konutluk yaşam alanı/lojman, Alışveriş Merkezi…

Ve Belediye’ye devredilmek üzere 2 adet bölünmüş yol ve Belediye Hizmet Binası…

***

İlk başta insana şaka gibi geliyor ama proje bu. Parası hazır deniliyor. Mahmut Yıldırım, “kim ne dersen desin, 15-20 gün içinde proje başlayacak” diyor. “Mart’a kadar hafriyat işleri bitirilecek ve Mart’ta inşaat başlayacak” iddiasında bulunan Mahmut Yıldırım’ın hedefinde, tüm bunları 1500 işçinin çalışacağı şantiyede 2 yıl içerisinde bitirmek var.

Proje ihalesini Merkezi Ankara’da olan Kayaoğlu İnşaat almış. Diyarbakırlı İşadamı Aziz Kaya’ya ait firma, projeye başvuran 75 firma arasından tercih edilmiş. Mahmut Yıldırım, ihale ve sözleşme şartlarını sadece Kayaoğlu İnşaat’ın yerine getirdiğini, bu nedenle de projeyi bu şirkete vermeye karar verdiklerini söylüyor.

***

Yıldırımlar Groupİşte, işin bu güne kadar olan özeti böyle.
Tabi bu arada Bayburtlu siyasetçilerle görüşülmüş, destek istenmiş.

Bayburt Milletvekili Fetani Battal, süreci doğruluyor ve “Evet, 7-8 yıl oldu” diyor. “Projeden bahsedildi, destek istendi, Bayburt’a bir çivi çakacak olana tavrımız neyse, bu projeyede tavrımız ve desteğimiz öyle oldu” diyor. Battal’ın kızgınlığı, aradan geçen zamana rağmen, hala tek bir çivinin çakılmayışı. Mahmut Yıldırım’ın sürekli “ha bugün, ha yarın başlayacağız” sözleri karşısında, Battal’ın Yıldırım’a ve projeye olan inancı zayıflamış görünüyor. Tıpkı, ilk kazma, ilk temel atılmadıkça ve işin başlama tarihi uzadıkça, dedikoduların alıp başını gittiği gibi…

Gelelim son olaya yaratan iddiaya… İddianın sahibi, daha doğrusu iddia edilenleri köşesine taşıyan kişi Yeni Çağ Gazetesi yazarlarından Arslan Bulut. Bulut, köşesinde bizim az önce anlattığımız süreç içerisinde yaşananları anlatıyor. Vatandaşlar arasında yaşanan şüpheleri sıralıyor ve bir program esnasında AKP’li yöneticilerden birinin, bir vatandaşa aktardığı bilgiye yer veriyor. Anlaşılan o ki, Arslan Bulut, bu bilgiyi, “bana bunları bir AKP’li yönetici söyledi” diyen vatandaştan aktarmış. Kişi de meçhul, bahsi geçen AKP’li yöneticide… (Gün boyunca Arslan Bulut’a ulaşmaya çalıştık ama ulaşamadık. Kendisi ile bu konuyu görüşüp, daha net bir bilgi edinmeye çalışacağız.)

İşte o yazıdan, en can alıcı bölüm:

“…

Çayıryolu sakinlerinden biri, şüphelenmiştir. 400 hanesi bile bulunmayan, köy iken belde ilan edilmiş, eski adı Sünür olan bu köyde yapılacak 220 konutta kim oturacak, kurulacak fabrikada kim çalışacaktı. Çevre köylerden gelenlerle birlikte köydeki iki okulda okuyan ilkokul öğrencilerinin sayısı 381 idi. Yani beldenin okul ihtiyacı da yoktu.

Köy derneğine, “Size bu konutları pazarlamak, satmak için başvuran oldu mu?” diye sorar, “hayır” cevabını alır. Bu köyde herkesin evi, yurdu vardı.

Sorup soruştururken bir toplantıda AKP’li bir yetkili, kolundan tutup kendisini bir köşeye çeker. Der ki, “ABD, Trabzon limanını istiyor. Trabzon’u içerden karıştırmak istediler, beceremediler. Üstelik Genelkurmay Başkanı, Trabzon’da yaptırdıkları askeri limanda demirleyen Oruç Reis firkateyninde basın toplantısı yaptı ve herkese Trabzon’u ne kadar önemsedikleri konusunda önemli bir mesaj verdi. Bayburt’un Çayıryolu beldesi, stratejik olarak Trabzon’a hakim bir mevkidedir. Türbesi sizin beldede olan Akkoyunlu Kutlu Bey, Pontus devletini burada kurduğu devlet ile devamlı rahatsız etmişti. Fatih Sultan Mehmet de Trabzon’un fethi için bu güzergâhı kullanmıştı. Şimdi Trabzon’u rahatsız etmek için sizin köye Mahmur kampından getirilecek 1500 kişi yerleştirilecek. Böylece PKK’nın Karadeniz’e açılma stratejisi gerçek olacak. Konya’da da aynı sıkıntı var. Sizin köydeki 220 konutluk projenin parasını Dünya Bankası veriyor. Şimdilik kimseye bir bilgi verilmiyor ama plânlanan budur. Haberiniz olsun.”
(Merak edenler Arslan Bulut’a ait bu yazının tamamını sitemizin konuk yazarlar bölümünden okuyabilir.)

***

Aslında o kadar derine gitmeden, işin özeti şu, şöyle denmek isteniyor:

AKP Hükümeti tarafından başlatılan Demokratik Açılım sürecinde dağdan indirilen PKK’lılara yaşam alanı olarak Bayburt’un Çayıryolu Beldesi seçildi. Projenin finansörü bu konularda sicili temiz olmayan Hollanda. Projenin yüklenici firması ise Diyarbakırlı olduğu bilenen bir ailenin sahibi olduğu şirket. Üçgenin ayaklarında şüphelenilecek kadar bir tesadüfler silsilesi mevcut! Ama bütün bu şüpheler ne kadar doğru?

İşte burada sözü hedefteki İş Adamı Mahmut Yıldırım’a bırakıyoruz…

- Mahmut Bey, geçmiş olsun… İddialardan haberdarsınız. Neler söyleyeceksiniz?
- Böyle bir şey olmaz, ne işim olur benim teröristlerle. 12 yılımı bu projeye adadım. Benim için neredeyse hayatımın anlamı oldu bu proje. Yıllardır koşturuyorum. Emek veriyorum. Allaha havale ediyorum.

- Bu güne kadar bu projenin gizli saklı sürdürülmesi, hep kapalı kapılar ardında devam ettirilmesi bu sonucu doğurmuş olabilir mi? Çünkü her şeyiyle bilinmeyen bir şey için, herkes bir şeyler üretebilir. Adının var, içeriğinin yok olması insanların içine kurt düşürmüş olmasın?  
- Gösterişi seven biri değilim. Ben değil, proje olsun bitsin ve konuşulsun istedim hep. Hep gereketiği kadar, gereken kişilerle konuştum. Sizlerle de konuştuk birkaç kere, sizlerede her şey hazır olsun, tüm bilgileri, projeyi vereceğim dedim. Hata hatırlarsanız basın toplantısıda yapacağız demiştim.

- Peki, sizce nereden çıktı bu dedikodu? Böyle bir şey mümkün mü?
- Bir defa orası benim köyüm, memleketim. Böyle bir şeye ilk önce ben karşı çıkarım. Babam, memleketimizde muhtar olarak görev yapıyor. Ama bütün bu konuşulanlar beni daha çok kamçıladı. Bayburt, Bayburt olalı böyle yatırım görmedi. Bunu herkes görecek.

- Peki, bu büyük proje için Çayıryolu ve Çayıryolu nüfusu düşünülürse, insanların şüphelenmesi, biraz şüpheyle bakması olası değil mi? Sadece 220 adet konut/lojman var projede. Kim kalacak bu lojmanlarda?
- Oluşturacağımız fakültenin dekanı kalacak, otelin yöneticisi kalacak, kolej ve okulların yöneticileri kalacak. Fabrikalarda çalışacak işçiler kalacak. İstihdam yanında barınmayı ister. Belki de o tesislerde çalışacak insanlara o lojmanlar yetmeyecek.

- Anladım. Peki bir de projeyi verdiğiniz firma var. Diyarbakırlı iş adamı Aziz Kaya’ya ait, Kayaoğlu İnşaat… Kimseyi suçlamak adına sormuyorum, şüpheleri destekliyor olabilir mi?
- Siz gazetecisiniz. Aziz Kaya’yı ve Kayaoğlu İnşaat’ı bilirsiniz. Türkiye’nin her yerinde inşaatları var. Ben bu proje için 75 firma ile görüştüm. Şartlarımızı bir tek bu firma tek tek yerine getirdi. Kendilerinden memnun kaldık ve projeyide bu firma ile tamamlayacağız.

- Peki, kim çıkardı bu dedikoduyu? Doğru değil diyorsunuz ama şüphelendiğiniz kimse yok mu?
- Evet, var. Maalesef kendi insanım. Kendi köylüm. Kendi hemşerim. Çekemezlik, istememezlik. Mesela İstanbul’da Çayıryolu köyümüzün bir derneği var. Aldığım bilgiye göre orada toplanılmış, bu iş konuşulmuş. Birilerine veya bu gazeteciye bu tarz bir bilgi gitmiş olabilir.

- Tanımıyor musunuz dernekteki hemşerilerinizi, açıp konuştunuz mu?
- Derneğin Başkanı eniştem olur. Ama sormadım. Allah’a havale ettim. Kimsenin günahını almakta istemem ama aklımda almıyor. Sonuçta biraz ağır olacak ama bizim oranın deyimiyle “it ürer, kervan yürür.” Ben böyle bakıyorum. Zaten konu ile ilgili bir basın açıklaması yapacağız. Şu an o konuyla ilgili hazırlık yapıyoruz.

- Peki teşekkür ederiz. 
- Biz teşekkür ederiz. En kısa sürede görüşmek dileğiyle.

***

İşte gündemin hedefinde olan İş Adamı Mahmut Yıldırım’ın söyledikleri bunlar… Tüm sorularımıza verdiği cevaplar, ilk tepkiler böyle. Söyledikleri içerisinde bir tek İstanbul’da bulunan Çayıryolu Derneği hakkında söyledikleri dikkatimizi çektiğinden, bir de bu derneğin kapısını çalalım istedik.

Lokali İstanbul’da olan Çayıryolu Beldesi Kalkındırma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Celalettin Karaca ile görüştük…

- Celalettin Bey, beldeniz ile ilgili gelişmelerden haberdar mısınız?
- Evet, bende yeni duydum ve çok şaşırdım. Hatta Belediye Başkanımız Nejdet Okur aradı. Konuştuk. Şaşkınız sadece.

- Neden böyle bir dedikodu çıktı, bir fikriniz var mı?
- Baştan söyleyeyim. Asılsız bir dedikodu olduğunu düşünüyorum. Rahatsız olduk tabi ki. Bin yıllık köyüm, köylüm böyle bir şeye müsaade etmez. Biz de etmeyiz.

- Peki, Mahmut Yıldırım ile aranız nasıldır? Yanlış bilmiyorsak eniştesi oluyormuşsunuz…
- Evet, doğrudur. İyi bir arkadaşımızdır. Fakat 10 yıldır görmüyordum. En son 2-3 ay önce köyde bir cenazemiz vardı, orada görüştük. Hatta projeden de biraz bahsetti. Hayırlısı olsun dedik.

- Projeyi detaylı olarak mı görüştünüz, yoksa kısa bir konuşma mıydı?
- Sadece kısaca bahsetti. Daha önceden duymuştuk ama ilk kez konuşmuştuk. Aslında detaylı olarak aktarsaydı, İstanbul’a döndüğümde tüm dernek üyelerimize oturup anlatmak isterdim. Sonuçta köyümüze, beldemize bir çivi çakılacaksa, bunda sadece büyük bir memnuniyet duyarız.

- Sayın Başkan, bir çividen fazlaca büyük bir proje bu. İlk duyduğunuzda tepkiniz nasıl oldu. Nasıl buldunuz?
- Aslında çok büyük bir proje. Nasıl olur bilemem. O projeyi yaptığın yerde nüfus olmalı. Bilemiyorum.

- Mahmut Yıldırım ile konuşmamızda derneğin adı geçti? Dernekten böyle bir dedikodu çıkarılmış olabilir mi?
- Valla dernekte konuşulmuş mu, konuşulmamış mı bilemem. 450 üyemiz var. O yazarın ismini mesela, bu olay sonrasında ilk kez duydum. Bilemiyorum.

- Teşekkürler Celalettin Bey.
- Ben teşekkür ederim.

***

İşte böyle, bir yazının ardından yaşananlar ve yazının hedefinde ki isimlerin görüşleri böyle.

Peki, tüm bu gelişmelerin ışığında Ankara’da, Meclis’te neler konuşuldu? Bu yazı ve yazının içeriğini de Ankara’dan Bayburt Milletvekili Fetani Battal’a sorduk.

BAYBURT MİLLETVEKİLİ FETANİ BATTAL: "İDDİALAR UYDURMA, BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ."