Bayburt Postası - Evine kendi malıymış gibi sahip çıkan Palabıyık, bahçesine meyve ağaçları dikti ve eşiyle birlikte ahşap bir oturma alanı inşa etti.
Geldiği ilk günden beri oturduğu evin önündeki taşları sökerek kayısı, üzüm, erik ve böğürtlen gibi meyveler eken Palabıyık, bu ağaçların meyvelerini beş yıl sonra vermeye başladığını söyledi. Palabıyık, "Herkes gelip üzümlerimden, eriklerimden yedi. İyi ki yediler. Ev sahibinin evinin önüne bilerek meyveler ektim, taşa bakacaklarına meyve ağaçlarına baksınlar diye düşündüm" diyerek komşularının ve yoldan geçenlerin de ağaçların gölgesinde oturduğunu ve fotoğraf çektirdiğini belirtti. Sokaklarının bu görüntüsüyle "Antalya sokaklarına benzetildiğini" de ekledi.
Palabıyık, eşi Hasan Palabıyık ile birlikte evin yanına yaptıkları ahşap oturma alanını antika ve eski eşyalarla süsledi. Eşinin emeğine karşılık buraya 'Hasan Ağa Konağı' tabelasını astığını söyleyen Palabıyık, burada eşi, çocukları ve komşularıyla birlikte keyifli vakit geçirdiklerini anlattı. Palabıyık, "Burası öyle güzel ki hem kapımın önü hem de burada oturduğumda daha mutlu oluyorum" diyerek huzuru eşiyle paylaştıklarını ifade etti.
"Kiracı olmak, evine kötü bakmak demek değildir"
Dört çocuğunu bu evde büyütüp evlendiren Fadime Palabıyık, "Kiracı olmamız, evimize kötü bakacağımız anlamına gelmez. Kiracıyız diye hor bakmadık, evimizi tertemiz tuttuk" dedi. Ev sahiplerinin de kendilerini "kendi evlatları gibi gördüğünü" belirten Palabıyık , 44 yıl boyunca aynı evde kiracı olmalarını buna bağladı. Haberde kiracılar tarafından mağdur edilen ev sahiplerini gördüğünü dile getiren Palabıyık, "Önemli olan kaldığın yeri sahiplenmek. Eski ev olmasına rağmen buralara gözüm gibi bakıyorum" sözleriyle kiracılara örnek bir mesaj verdi.
Öznur Demir / İHA