Aziz Cem, namı diğer Erzincan'lı RamboAziz Cem,19 yaşında. Erzincan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü birinci sınıf öğrencisi... 6 yaşında dövüş sporlarını öğrenmeye başlamış. 13 yaşında Kung Fu’ya merak salmış, yedi farklı dövüş stili çalışmış. Dövüş sporlarına meraklı olduğu kadar sinemaya da tutkun... Tiyatro Başka Bir Yer’de oyunculuk eğitimi almış. Birçok filmde dublörlük yapmış. Onu yaşıtlarından ayıran en büyük özelliği ise dövüş sporlarına olan merakını ve sinema tutkusunu ortak bir paydada birleştirip gerçeğe taşıması... Aziz Cem’in "Dağların Yargıcı" adını verdiği kısa filmi internette tıklanma rekorları kırdı. İki dakikalık kısa film izleyenler ona Erzincanlı Rambo lakabını taktı.


Çünkü ailesinden aldığı harçlıklar ve dublörlükten kazandığı parayla çektiği bu kısa film, Hollywood’daki benzerlerini aratmıyor. Aslında bu Cem’in ilk sinema deneyimi değil. Daha önce Kural Yok ve Son Düşüş adlı iki kısa filmi var. Ancak Dağların Yargıcı’nın yeri onun için ayrı. Çünkü bu çalışmayı uzun metrajlı bir filme dönüştürmek istiyor.

Sponsor arayışı içinde olduğunu söyleyen Aziz Cem, 2006 yılından beri bu film üzerinde çalıştığını anlatıyor: “Bruce Lee, Jackie Chan, Jean Claude Van Damme ve Sylvester Stallone hayranıyım. Ama tarzım sadece Rambo ya da sadece Bruce Lee, Jackie Chan değil. Bu ikisinin karışımını düşünün. Rambo gibi büyük, kaslı ama Jackie Chan gibi çevik dövüşebiliyor. Sinemada böylesi yapılmadı, ben yapmak istedim. Üç yıl boyunca ufak ufak aklımda beliren sahneleri yazdım. Sonunda olay örgüsü oluşmaya başladı ve Erzincan’da çekimlere başladım.”

Kameramanı 10 yaşında

Aziz Cem filmin çekim aşamalarına çok fazla zorluk yaşamış. Beş kerede çekilebilecek sahneleri bazen 20-30 kez tekrarlamak zorunda kalmış. Üstelik arkasında da öyle büyük bir çekim ekibi olmadan... Sadece kuzen Bayram ve 10 yaşındaki kardeşi Hakkı Rıza’yla... Günde sekiz saat çalıştıklarını anlatan Aziz Cem “Kardeşim, jimmy jib’i kullandı, kameramanlık yaptı. Çok sabırlıydı. Çok hata yaptık ama vazgeçmedik. Ortalama bir kameram vardı. O yüzden montajda görüntüyü iyileştirmek için piksel piksel oynadım. Evde bir montaj stüdyosu kurdum. Hollywood’un kullandığı üç boyutlu efekt programlarını öğrendim. Bu programların deneme sürümleriyle yaptım efektleri. Bitirmem sekiz ay sürdü” diyor.

Aileme sürpriz oldu

“Ailen, çevredekiler bütün bunlar için ne dedi” diye soruyoruz. Yanıtı şöyle oluyor: “Ailem oğlumuz tatilde diye biliyordu, çekim yaptığımdan haberleri yoktu. Onlara da sürpriz oldu. Malzemeleri dağın tepesine çıkarırken ‘Ne yapıyorsun? Bunları niçin taşıyorsun? Film çekince başın göğe mi erecek’ diyenler oldu. Ama ben yılmadım.” “Türkiye’de de bir aksiyon oyuncusu olduğunu göstermek istiyorum” diyen Aziz Cem’in büyük beğeni kazanan fragmandan sonra artık yapmak istediği tek şey var: Dağların Yargıcı sinema filmi haline getirmek...

Annesi sanayide jimmy jib yaptırdı

Jimmy jib, kameranın üzerine monte edildiği bir cihaz. Kamera jimmy jib yardımıyla sarsıntısız indirilip kaldırılabiliyor, sağa sola hareket ettiriliyor. Bu yüzden de tıpkı kamera gibi sinemanın olmazsa olmazı... Tabii ki Aziz Cem gibi harçlıklarından biriktirdikleriyle film çeken birinin bu cihazı alması pek de mümkün değil. İşte tam da bu noktada devreye Aziz Cem’in annesi giriyor ve ona sanayi sitesinde bir jimmy jib yaptırıyor: “Annemin yaptırması benim için büyük sürprizdi. Hırsımı gördü ve bana destek oldu. Belki de hevesini alsın gibi bir şeydi, bilemiyorum. İşimi görecek beş metrelik bir jimmy jib çizimi yapmıştım. Onu götürdü yanında ama yine de anlatmakta zorlanmış. Merdiven sananlar olmuş.”