Bayburt Postası - Kütüphaneci Cafer Dursun, kütüphanelerin sadece bilgi deposu değil, aynı zamanda kent kimliğinin ve toplumsal hafızanın inşasında hayati bir rol üstlendiğini vurguladı. Dursun, konunun önemini şu çarpıcı sözlerle ifade etti: "Toprak kaybedilir, yeniden alınır. Şehirler yıkılır, tekrar inşa edilir. Ama hafıza kaybolduğunda telafisi zor bir çöküş yaşanır. İşte bu yüzden kütüphaneler, taş veya tuğladan örülmüş yapılar değil; milletlerin ruhunu inşa eden mimarlardır".
Antik Dönemden İslam Medeniyetine
Kütüphane fikrinin Asur Kralı Asurbanipal’in Ninova Kütüphanesi ve İskenderiye Kütüphanesi gibi antik örneklerle başladığını belirten Dursun, bu merkezlerin devlet aklının beslendiği aktif kurumlar olduğunu kaydetti. İslam medeniyetinde ise kütüphane fikrinin Kur’an’ın ilk emri olan “Oku!” ifadesiyle toplumsal bir bilgi hareketine dönüştüğünü söyledi. Abbâsî dönemindeki Beytü’l-Hikme’nin sadece bir kütüphane değil, aynı zamanda bir akademi ve çeviri merkezi olduğuna dikkat çekerek, İslam medeniyetindeki kütüphaneleri "vahyin ışığını aklın yöntemine dönüştüren merkezler" olarak tanımladı.
Toplumsal Hafızaya Darbe: Kütüphane Yıkımları
Cafer Dursun, tarih boyunca kütüphanelerin işgalci güçler tarafından hedef alınmasını, bir medeniyetin kalbine vurulan darbe olarak nitelendirdi. Moğol hükümdarı Hülagû’nun 1258’de Bağdat’ı işgali sırasında Beytü’l-Hikme'yi hedef almasının tesadüf olmadığını belirten Dursun, "Savaşta kütüphane yıkımı, yalnızca bir bina tahribi değildir; toplumsal hafızanın silinmesi anlamına gelir" diyerek yok etmenin etkilerini özetledi.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde ise Nizamiye medreseleri ve Fatih’in Sahn-ı Semân’ının kütüphane temelli eğitim sistemleri olduğunu kaydeden Dursun , Köprülü Kütüphanesi (1678) ile bağımsız binalara taşınan kütüphanelerin vakıf sistemiyle bilginin millete ait olduğunun hukuki ifadesi olduğunu aktardı.
Bayburt'un Yağmalanan Kitapları
Sunumda Bayburt'taki kütüphane kültürüne de değinildi. Yakûtiye Külliyesi ve Bayburt Rüşdiyesi kütüphanelerinin şehir hafızasındaki önemi anlatılırken, Gümüşhanevi Hazretleri tarafından kurulan Ziyâiye Kütüphanesi (1871) koleksiyonunun savaşta yağmalanarak Tiflis ve Leningrad’a götürüldüğü bilgisi paylaşıldı. Dursun, bu durumu da bir milletin hafızasını kesme girişimi olarak yineledi.
Dijital Çağda Okuma Kültürü Vurgusu
Konuşmasını "Dijital çağda kütüphaneler, bilgiyi mekândan bağımsız kılarken; asıl görevimiz, okuma kültürünü yeniden merkezî bir değere dönüştürmek olmalıdır" sözleriyle tamamlayan Dursun , kütüphanelerin medeniyetimizin hafızası olduğu kadar, geleceğimizin de akıl haritaları olduğunu ifade etti.
Belediye Başkanı Memiş'ten Destek Vurgusu
Programa katılan Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, şehrin kültür hayatına istikrarlı bir şekilde hizmet eden BAYDER’in örnek bir STK olduğunu vurguladı. Başkan Memiş, yerel yönetimlerin bu alanda gönüllü hizmet veren dernekleri desteklemesinin gerekliliğini dile getirdi. Başkan Memiş, sunumun ardından Cafer Dursun’a teşekkür belgesi takdim etti.
BAYDER Başkanı Fatih Dündar’ın Başkan Memiş’e şükranlarını sunmasının ardından Kültür Sohbetleri; şiir sunumları, İmdat Sancar, Mahmut Eren Çakıcı, Görkem Tekdemir, Şilan Beyhan, Uğur Dündar, Serdar Eslek, Ersen Ersen’in sahne sunumları ve koro türküleriyle sona erdi.






