Türkiye’de AK Parti sayesinde koalisyon hükümetlerine nokta koyulduğunu ifade eden Çelik, “Ne acıdır ki, tüm partilerin anayasa mutlaka değişmelidir demelerine rağmen bu değişikliği getiren AK Parti’ye karşı çıktıklarını görüyoruz. Koalisyon dönemini bitirdik ama bir muhalefet koalisyonuyla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Bakan Çelik açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Anayasa değişikliğine muhalefet eden ve koalisyon kuranların çok enteresan görüntüler ortaya çıkardıklarını müşahade ediyoruz. BDP, MHP, CHP ve diğer unsurlarıyla Anayasa değişikliğine ne acıdır ki karşı çıkılmaktadır. Bu aslında 12 Eylül’den sonra siyasette de önemli hareketlenmelerin meydana geleceğinin göstergesidir. Çok ciddi siyasi tasfiyeler olacaktır. Millet AK Parti’ye 340 milletvekilini 2007’de verirken bu kronik sorunların çözümü için verdi. Değişikliğin yapılması konusunda verilen bu yetkiyi kullanmayın demek gibi bir yaklaşımı millete nasıl izah edecekler bilemiyorum. Nitekim yaptıkları toplantılar ortada. Bir tarafta 50 bin kişilik Başbakan’ın mitingleri var, diğer tarafta toplamayla 1000-2000 kişiye konuşan sözde genel başkanlar var.”“Liderlik yıllarca bir mücadelenin neticesinde ancak elde edilebilecek olan önemli bir kariyerdir. Genel başkanını kaybedenler sabahleyin kalkıp lider olacağım derlerse partilerine ve Türk siyasetine ağır faturalar ödetirler. Son dönemlerde özellikle Ana Muhalafet Partisi Genel Başkanının sayın Başbakanımıza yönelik değerlendirmeleri var. Bunun Başbakan düzeyinde cevaplandırılmasını asla uygun bulmuyoruz. Çünkü bir tarafta Türkiye’nin, bölgenin ve dünyanın sorunlarını omuzlamış olan bir lider var, diğer tarafta dün parti içinde gelişen olaylardan dolayı partinin başına gelmiş bir siyasi parti başkanı var. Liderlik için kürsüde nasıl durulur, nasıl konuşulur, bir vizyon dersi alması lazım. Ve kürsü adabı ile ilgili çok ders alması gerekiyor. Lider görüntüsü verebilmesi için bu dersleri mutlaka alması gerekiyor. Yani otobüste ben izliyorum. Sanki otobüsten inecek ama iniş merdivenini bulamayan biri olarak görünüyor. Ve böyle siyaset yapılamayacağını 12 Eylül’deki referandumda net bir şekilde görecek. Benim kendilerine tavsiyem Deniz Baykal’a danışırlarsa hiç olmazsa bu şekildeki yanlışları yapmazlar. Çünkü sayın Baykal, nerede nasıl konuşulur ve durulur iyi bilir. Başbakanla uğraşmak yerine kendi bu kronik sorunlarını çözmeleri lazım.”
“Anayasa değişikli geç kalınmış bir değişikliktir. Bu değişiklik özgürlük getiriyor, bu değişiklik Türkiye’nin önümüzdeki sürecini aydınlatmaya yönelik bir değişikliktir. Tümden sorunları çözen bir değişiklik değil. Keşke o imkanı hep birlikte yakalamış olsaydık. Ama bu kısmi değişiklik bile geleceğin Türkiye’si açısından son derece önemlidir. Ben net ifade ediyorum. Geldiğim, gördüğüm manzara şu, vatandaşın gündeminde Anayasa değişikliğiyle ilgili “hayır” kelimesi bulunmuyor. Sadece Bayburt değil, Türkiye genelinde % 60’ların üzerinde bir “evet”le kabul edileceğinden hiç bir kuşkumuz yok. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”
“Türkiye’nin bir iktidarı ve bir ordusu var. Ve Türkiye’nin diğer kurumları var. Bunların yasal olarak sınırları bellidir. Ordu ülkenin güvenliğini sağlamakla yetkilidir. Ve bu konuda ordunun sesini sık sık duymak istiyoruz ama diğer konularda duymak istemiyoruz. Çünkü diğer konular kurumların görevidir. İktidarın görevidir.”
Barış Demokrasi Partisi’nin referandumu boykot ettiğini ifade eden Bakan Çelik, bu durumun diğer “hayır” diyen partilerle aynı doğrultuda olduğunu ifade etti. BDP’nin bölge insanına baskı uyguladığını da sözlerine ekleyen Çelik, bölge halkının bu oyuna gelmeyeceğini ve duyarlılığını ortaya koyarak sandığa gideceğini söyledi.