İnsanlar

Ayhan Çelebi ile Çençül Yaylası ve Bayburt'a dair...

Bayburt’a 32 kilometre uzaklıktaki Çençül Yaylası, Soğanlı Dağı’nda kurulu en özel yerleşim yerlerinden biri. 2 bin 150 rakıma sahip.

Abone Ol

Bayburt Postası - Şu günlerde yayla kalabalık. İnşaat Mühendisi Ayhan Çelebi de yaylada tatil yapanlardan biri. Ayhan Çelebi, Ankara ve Antalya arasında yaşayan, Antalya-Demre'de Kitap & Sanat Galerisi olan Çaykaralı bir hemşehrimiz. Yaz aylarında Çençül Yaylasını es geçmiyor.

Ayhan Çelebi, bugün büyük bir üne sahip olan Derebaşı Virajları’nı ilk kez gündeme taşıyan isim. 1996 yılında çektiği fotoğraf, Derebaşı Virajları’nın ‘Dünya’nın En Tehlikeli Yolu’ olarak seçilmesini sağladı. Sonrasında bu yolda birçok etkinlik düzenlendi, off-road turnuvalarına ev sahipliği yaptı, büyük markaların reklamlarında kullanıldı ve cılız bir ilgiye rağmen etkinlikler az da olsa devam ediyor.

Tarihe ve coğrafya özel ilgisi olan Ayhan Çelebi ile misafir olduğu Çençül Yaylası’nı, Bayburt'u konuştuk. Ayhan Çelebi her ne kadar Çaykaralı olsa da Çençül’de arazileri olan bir ailenin çocuğu. Rivayet odur ki 1828’de Rusların Bayburt'u İşgali sırasında Milis kuvvetlerine gönüllü olarak katılan dedesi Hart Muharebelerinde şehit düşmüş. Ve savaş sonrası kendilerine buralardan araziler verilmiş. Yaylada bu yıllarda, yani 200 yıl öncesinde kurulmuş.

Telefonda konuşuyoruz Ayhan Çelebi ile.. Her ne kadar o bir Çaykaralı olsa da kendisini Bayburtlu da görüyor ve Bayburt’a dair piyasada çıkan tüm kitapları sayıyor peşi sıra. ‘O kitabı okudunuz mu, bu kitabı bilir misiniz’ diye süren görüşmemizin sonunda röportaj teklifinde bulunuyorum. “Tabii ki cevabı alıyorum”. Ve konumuz bugün tatil için geldiği ve kapılarını araladığı dede mirası yer; Çençül Yaylası. Ve yaylanın Bayburt'la kurduğu bağ oluyor.

Röportaj: Murat Okutmuş

Yaylada yaşamı anlatır mısınız, sakinleri kimlerdir?

Burada Of'tan ve Çaykara'dan gelenler yayla yaşar. Burası böyledir. Ancak son yıllarda oldukça yakına aşağıdaki Kılıçkaya köyünde yaşayanlar evler yaptılar ve ikinci bir yayla oluşturdular.

Karadeniz’de nemin yüksek oluşu nedeniyle insanlar daha rahat edebilecekleri havası, suyu güzel yaylalara ihtiyaç duymuşlardır. Burada yaşamın en önemli yanı hayvancılık faaliyetlerdir. Karadeniz’de coğrafyanın müsait olmaması nedeniyle bir kış ahırlarda kapalı kalan hayvanlar otlatılır. Yağ, peynir gibi ihtiyaçlar burada hazırlanır, karşılanır. Ancak son yıllarda yayladaki inek sayısında azalmayı görüyoruz. Bu nedenle yaylada yağ, peynir bulmak bile hayli zorlaştı.

Bayburt oldukça sıcak bir yaz geçiyor, yaylada havalar nasıl?

Bizim yayla konum itibarı ile Doğu Karadeniz dağlarının güney yamacında olduğu için, balkondan Bayburt görünür. Her gün 15.00-16.00’ya kadar güneşlidir. Daha sonra Soğanlı dağlarından rüzgârla (Balhar) birlikte inen duman yaylayı kaplar. Evlerde sobalar yakılır. Sıcaklık geceleri 10, gündüzleri 15 dereceye kadar düşer.

Sosyal yaşam nasıldır, ne yapar insanlar, akşamdan buluşulan bir mekânı var mıdır?

Yaylada değişik yerlerden ve akrabalardan gelenler ki çoğu büyük şehirlerden gelmiştir, kendi aralarında görüşürler. Toplanacak mekân olarak sadece cami vardır.

Yaylarda çayırı olanlar otları keser, kurutur, balyalar kışın ineklerin yemesi için kamyonlarla köylerine götürürler. Yine yaylada bazen su başları ve gözelere pikniğe gidilir. Sıcaklık 10-24 derece arası değiştiği için sürekli çorap, mont, kazak, bere, şapkalı olmak gerekir. Kısa kollu tişört giyilmez. Çoruh'ta balık tutmak, dağda mantar toplamak, yürüyüş yapmak gibi hobisi olanlar da vardır.

15-20 yıl öncesine kadar evlerde akşamları yüzük, kamçı, beştaş gibi oyunlar oynanırdı. Soğanlı düzünde futbol da oynardık. Biz yaz boyunca burada, yaylamızda kalırdık. Şimdiki nesiller birbirleri ile tanışacak kadar dahi yaylada kalmıyorlar. Dolayısıyla böyle anılar artık birikmiyor.

Ben yanımda biraz kitap getirdim. Tamamı Bayburt’la ilgili. Çünkü burası okumak ve düşünmek için en uygun yer diyebilirim. Şunu da söyleyebilirim ki 2 bin metre rakımın üstünde yaşamak vücudu çok dinçleştiriyor. Kendini çok zinde ve formda hissediyorsun. En az 21 gün kalınırsa kan değişimi oluyor.

Yaylada yaşayanlar ihtiyaçlarını nereden karşılıyorlar?

İhtiyaçlar 32 kilometre uzaklıktaki Bayburt’tan temin edilir. Bayburt’a inince mutlaka döner yenir. Ayrıca kalın pideyi de iyi yapıyorlar. Yaylada yemek için kete, köme, pestil, Bayburt Kaşarı da alınır. Aşağı köyde yerleşik hayvancılık yapanlara peynir, yağ siparişi verilir, kovanı olanlardan da bal alınır, giderken götürülür.

Peki, yaylanın nüfusu ne durumda, kaç kişi yaşıyor?

Yayla temmuz ve ağustos aylarında yoğun, 80 civarında ev var sanıyorum. 150-250 arasında nüfus vardır. Of'ta yaşayanlar özellikle hafta sonları gelirler. Yeni kuşaklar 5-10 günlük ziyaretler yaparlar. Eskiden tabii ki çok daha yoğundu.

Tarihi süreç içerisinde Bayburt veya çevre iller bölgeye gereken önemi vermiş midir? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Maalesef hayır. Fakat bir anım var, onu anlatayım. 1993-1994 yıllarında Vali rahmetli Erol Uğurlu ve Vali Ali Haydar Öner'le tanışmıştık, yaylaya ziyarete de gelmişlerdi. Ali Haydar Bey’in yanında Kültür Müdürü Hükmü Pekmezci de vardı. Onlara birkaç şey önerdim; Soğanlı'da her yıl yaz aylarında bir şenlik düzenlemesi ki ismini Dede Korkut koyarak birkaç yıl Soğanlı’da bu şenlikler düzenlendi, sonrasında sert hava nedeniyle başka yere alındı. İkincisi Soğanlı'da Özel İdarenin bir otel-misafirhane yapması teklifimdi. Bu da yapıldı ama ben 10 yıl kadar işlerim nedeniyle yaylaya gelemedim. Niçin o otel atıl bir vaziyete geldi ve bilahare yıkıldı, onu da bilemiyorum. Son teklifim ve en önemlisi de Uzungöl-Bayburt yolu asfaltlansındı. Bayburt 65 km. tabelası konulsun ve Bayburt’a Uzungöl 65 km. tabelası konulsun demiştim. Çünkü Karadeniz yolu ile Uzungöl’e gelenlerin yarısı aynı yoğun trafikli yoldan dönmeyip yeni yerler görmek için Bayburt yolu ile dönmeyi tercih edeceklerdir. Bayburt’ta yemek yiyecek, otelde kalacak, alışveriş yapacak. Bayburt'a her anlamda çok katkı sağlayacaktır. Maalesef 30 yıl geçti hâlâ yol yapılmadı. Belki rahmetli Ali Haydar Bey’in tayini çıkmasaydı yapabilirdi. Daha sonra Başkan iken Hükmü Bey’e de bahsettim ama netice çıkmamıştı. Bütün Anadolu, Bayburt üzerinden Uzungöl’e gelecekti. Çok şey kaçırıldı, yazık oldu.

Dönemin İl Turizm Müdürü Hükmü Pekmezci, İnşaat Mühendisi Ayhan Çelebi, Vali Ali Haydar Öner, Vali Selahattin Hatipoğlu, Hüseyin Çelebi ve yayladan çocuklar. (Çençül Yaylası, 1994)

Birkaç gün önce Yeşil Yol kapsamında çalışma başlatıldı ve 3 kilometreli bir alan asfaltlanıyor, bu nasıl bir gelişme?

Evet çok geç kalınmış, eksik bir çalışma. Kalan 30 kilometre ne olacak? Bakınız Ovit’e iki tüp tünel yapıldı. Biri gereksizdi, bunların bir Soğanlı’ya yapılabilirdi. Ovit’e yapılan yatırımın on binde biri ile dahi yapılabilirdi. Politikacılarımız etkisiz. Ancak bunu diyebilirim. Bayburt-Çaykara-Of D 915 Devlet Karayolu 106 kilometre ile bölgeyi Karadeniz’e bağlayan en kısa yoldur.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Bölgenin geleceğini hayvancılıkta görüyorum. Buna arıcılık da dahil. Ülkenin ithalat yaptığı bu sektörde devlet gereken teşvikleri sağlamalıdır. Diğer bir gelir getirici sektörde Uzungöl bağlantısının sağlayacağı turizm hareketi olacaktır. Şehirde kısmen var olan otantik doku korunarak bir takım el işleri imalatına ağırlık verilerek ve uzmanlaşılarak şehre gelecek ziyaretçilere bu ürünler sunulabilir.

İnşaat Mühendisi Ayhan Çelebi Soğanlı Dağı'nda