Öfke, bir duygudur; tıpkı mutluluk gibi, tıpkı sevinç gibi, tıpkı üzüntü gibi, tıpkı korku, endişe, kaygı… gibi doğal ve insani bir duygudur; yeter ki belli ölçülerin dışına çıkmasın. Herkes belli durumlarda ve belli ortamlarda öfkesini dışarı vurma noktasına gelebilir. Eğer öfke, dizginlenebilir, kontrol altına alınabilir ve olumlu bir yöne çevrilebilirse sorun çıkmadan hayat olağan akışında devam eder. Ancak eğer öfkeye hakim olunamaz, olumlu bir yöne evrilemezse ve özellikle de öfke kontrol bozukluğu tabloya eşlik ediyorsa; kırıcı ve inciticilikten başlayan; dekstrüktif (yıkıcı), yaralayıcı ve ortadan kaldırıcı boyutlara varan felaket yelpazesinde yerini alır.
Öfkenin bütün duygular gibi asıl kaynağı; yaşanan olayların algılanması, yaşanan bu olaylara anlam yüklenmesi ve yüklenen bu anlamlardan olumsuz düşünceler üretilmesi, (bu olumsuz düşünceler de genelde çocukluk döneminde yaşanan badireli ve travmatik yaşamın oluşturduğu ve ömür boyu kalıcı özellik taşıyan zihinsel şemalardan kaynak alır) sonucu oluşur.
Bu olumsuz düşünceler çoğunlukla olumsuz otomatik düşüncelerdir. Bu otomatik düşünceler hiçbir dayanağı olmayan, rasyonel zeminden uzak absürd düşüncelerdir.
Örnek verilecek olursa; bir grupta bir kişinin başka birine sorduğu bir soruya cevap alamaması durumunda; “beni kale almıyor, beni hiçe sayıyor, beni önemsemiyor” tarzındaki düşünceleri olumsuz otomatik düşüncelerdir. Bu düşünceler sonucu ego injurisi (benlik yaralanması) gelişerek bunu telafi etmek ve yaralanan egosunu düzeltmek için düşmancıl ve karşı yaralayıcı saldırıya geçebilir.
Bir başka örnek; kocasına kapıyı biraz geç açan karısına, kocanın kendisini aldatma yönünde olumsuz otomatik düşüncelerle ağır suçlamalar içine girip, tahakküm altına alması ve sözel ve fiziksel hırpalamar sergilemesi.
Gerek birinci örnekte ve gerekse ikinci örnekte olduğu gibi olumsuz düşüncelerin peşine takılmayıp, daha mantıklı, daha lojik ve daha rasyonel alternatif olumlu düşünceler üretebilseler sonunda olası müessif ve üzücü olaylar yaşanmayacaktır.
Değerli dostlar, bu öfke duygusunun, yıkıcı ve bazen felakete varan sonuçlara gitmesini önlemek mümkün; bunun için şahsın kendisinin ya da çevresinin kendisini ikna ederek bir bilişsel ve davranış terapisi eğitimli bir psikiyatra başvurarak profesyonel destek alması, bir takım felaketlere varması olası ileri olumsuz durumların önüne geçmesi kaçınılmaz olmaktadır. Terapilerde; 1- öfke kontrol bozukluğunun üzerine gitmeye dönük yöntemler 2- Kişinin yanlış yorumladığı olayları içine atıp biriktirerek kurgulama yapmasını önlemeye yönelik atılganlık becerisi kazandırma terapisi oldukça olumlu sonuçlar vermektedir. Not: bu konuda ilaçlar kesin çözüm sağlamadığı gibi, uzun sürede ilaca bağımlı kalmakta işin başka olumsuz tarafıdır.
Selam ve sevgiler gönderiyor, sağlıklı günler diliyorum.