“Mülk tahliyesi (2)”

Abone Ol

Kaynaklarımızla kişilerin halkla ilişkiler çalışması yapılıyor, kişisel başarı ön plana çıkarılmaya çalışılıyor, projelerde şu kadar adam, bu kadar araç var ama hiçbiri ortada yok. Jelatini açılmamış makineler var, parayı verdiğimiz kişiler işle ilgililer mi? İnsanlar teşvik ediliyor, ama kaynaklar doğru kullanılmıyor. İşletme sermayesi olmayana yatırım desteği veriliyor. Yatırım amacına ulaşmadan yok oluyor. Örneklerini yaşadık. Bir kamyonun trafik cezası Gümüşhane İl Genel Meclisi’ne geldiğinde öğrendik ki: Destek verdiğimiz Kelkit, Köse, Şiran hattında süt toplama merkezleri projesinde yer alan süt taşıma aracı maalesef hiç kullanılmadan Iğdır’da bir firmaya kiralanmış. İl Genel Meclisi’ne gelen trafik cezasıyla ipin ucunu yakaladık, tespit ettik ki bir sürü jelatini açılmamış makine orada duruyor. Yine köyümde hibe ile alınmış dört traktör ile dolaşılıyordu, bugün bir tanesi yok. Tarım destekleri kaynaklarını doğru kullanalım” diyerek sözlerini tamamladı, Belediye Başkanı Vedat Soner Başer.

Ülkemizin topraklarını talan edenlerin; toprağı, havayı, suyu kirletip, yok ederek fütursuzca ilerleyişi, yukarıdan aşağıya- aşağıdan yukarıya doğru bu mantalite dolayısıyla çoğunluğu kırdan gelen kurum idarecilerinin kafasını yeterince karıştırdı.

Elimizdeki değerler, değerinin farkında olmayanların -farkında olup görmezden gelenlerin- eline, yetkisine verildi.

Ne yazık ki giden geri gelmiyor.

Toplantıda Vali Aydın Baruş Köy Tüzel Kişilikleri ve Hazine arazileri konusunda yatırımcılara hızlıca yer tahsisi yapabileceklerini ifade etti.

Bölgede, yörede toprak miktarı oldukça azdır ve olduğu kadarıyla ekilir. İkisu-Tersun arası, 22 köyde Gümüşhane’nin son bahçeleri kaldı. Yöre insanı, ‘hele bu derin yoksulluğun pençesinde; ekonomik krizde’ toprağa bağımlı yaşamını sürdürebiliyor. Dolayısıyla, bölge için talep edilen yasal düzenleme yersiz, yerel projeci talepçiler de densizdir. Yöre insanının elinde bir avuç toprağı var, başka da bir şeyleri yok. Akıllara şu soru takılabilir. ‘Kamuya ait arazilerin yatırıma açılması konuşuldu, vatandaşın arazisiyle ne ilgisi var? Birbirine bağlı iki önemli sorunla ilgisi var. İlki, Hazine veya Köy Tüzel Kişiliği üzerine yazılan topraklar, toprak sahiplerinin yokluğunda, köyde, beldede yaşayan uyanıkların ileride dolaylı yoldan; satış, kiralama yoluyla kendi üzerlerine geçirmeye yönelik hesapları var. İkincisi, kurumlara yazdırılan arazilerin çoğu benzer sebeplerle mahkemeliktir. Sorunun temelinde, öteden beri süregelen husumeti kaşıyanların hüneri var. Mahkemeye yansımayan hazine ve köy tüzel kişiliğine yazılan arazilerin de çoğu şahıs arazisi olduğundan arazi sahipleriyle kurumların karşı karşıya gelmesi muhtemeldir. Kurumlar üzerinde görünen tarla, bahçe kenarı alanlarının çoğunun, önceden sınırındaki arazi sahibine ait olduğu kayıtlarda bellidir. Bu nedenle, özellikle de köylerde Hazine veya Köy Tüzel Kişiliği üzerine kayıtlı tarla yanı, bahçe yanı gibi arazilerin sorunsuz görülerek yatırıma açılması talebinin gündeme getirilmesi kanaatimizce sağlıklı, yerinde bir talep değildir.

-Bitti-