İnce yerden kırılırsa düzelmez

Abone Ol

Politika kurullarınca alınan kararlarda toplumsal beklenti; topluma değen, toplumda karşılığı olan, toplumun her bireyini yücelten, yükselten, hukukun üstünlüğü niyetiyle donanımlı anlayışın özünde yer bulur.

28.3.2025/ 32855 sayılı Resmi Gazete Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu, Madde 31-1 (a) ila (b) uyarınca; (a) "Kentleşme ve yerel yönetim alanında politika ve strateji önerilerinin tanıtılması" (b) "Türkiye'nin toplumsal, ekonomik ve politik gerçeklerine uygun olarak yerel yönetim politikalarına ilişkin strateji önerileri sunmayı" denmektedir.

Bu strateji önerilerini, toplumsal sorunları bütünsel bir anlayışla belirlemek, çözüme kavuşturmak amacıyla geliştirilen strateji anlayışının kotarılması diye anlıyoruz.

Uygulamada ise politikaların toplumda karşılık bulup bulmadığı tartışmalı...

Sırası gelmişken gündemdeki bir mahkeme kararı üzerinden kısaca anlatalım. 

Süreçlerini bizatihi bilerek yazdığımız, üst mahkemenin itiraza kapalı verdiği "mezarlık yeri tahsisine ilişkin" mahkeme kararını uygulamamak için bahane arayan, Gümüşhane Belediyesi'nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nden umduğu medet dört aydır beklemede... 
"Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Anayasa Mahkemesi 63. Kuruluş Yıldönümü'nde, "... kanaatimizce adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar..." dediği dikkat çekici konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hakkı olanı değil kendinden yana olanı adalet sananlara da hiçbir zaman hiçbir koşulda prim verilmemelidir. Daima hakka uyulmalı, hak ayakta tutulmalıdır."

Bu dördüncü ay belediyenin mahkeme kararına uymayarak çiğnediği hak süresi, dört ay oldu hak ayakta tutulmayıp, haksızlığa tutunulması... 

Anladığımız kadarıyla tüm bunlar, mahkeme kararı yerel idareci belediyenin yerel siyaseti ile bağdaşmadığı, ters düştüğü, yerel hesaplarına cevap vermediği için yaşanıyor.

Aynı gün sayılı resmi gazeteye dönüyoruz. 

Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu'nun devam eden (g) maddesinde "Türkiye'nin kültürel varlığından beslenerek kentleşme politika önerilerinin duyurulması" 

Kurulun 'kültürel varlık' tanımı yerelde hesapları karıştırıyor. Sadece hesapları değil anlaşılan kafaları da karıştırıyor. Oysa kurulun kavramsal söylemi çok açık!

Öncelikle, 'mezarlıklar kültürel mirastır' siyasete malzeme edilemez. Üst mahkemenin itiraza kapalı kararını uygulamayan yerel idarecinin, yerel anlayışla 'idare edeyim' derken idarede neden olduğu tıkanmalar, ağır maliyetli krizler gündemi de bu emsalden bağımsız düşünülemez. Titizlikle muhafaza edilmeyen hukukun yokluğunda, ağır maliyetli krizlerin kaybettirmesi telafi edilemez. İnce yerden kırılırsa düzelmez. 

Toplumun sağlıklı yol alışı adına atılmaya çalışılan sağlam adımların zemini boşluk kaldırmaz. 

Politika kurullarınca alınan, her bir birey adına toplumdaki yüksek beklentiyi önceleyen kararların yerel idarecilere tek tek anlatılması görevi de kamu düzeni adına buraya nakşedilmeyi bekledi zaar.