Her Kuruşun Önemi

Abone Ol

Her yaz, ülkemizin dört bir yanında çıkan orman yangınlarından “illallah!” dedik. Dumanlar gökyüzünü kaplıyor, alevler hızla yayılıyor; ormanlarımız yok oluyor. Peki, siz olsaydınız, evinizin ya da köyünüzün hemen yanındaki yangını izlerken ne yapardınız?

Yangınlarla etkili bir şekilde mücadele edebilmek için “yangın söndürme uçaklarına”, bu uçakları kullanacak “pilotlara”, olay yerinde görev alacak “itfaiyecilere” ve yangınları izleyip yönetecek “orman memurlarına” ihtiyaç var. Bu meslekleri yetiştirecek eğitim kurumları ise hayati önemde. Ama ne yazık ki, kaynaklarımız bu öncelikli ihtiyaçlara yönlendirilmiyor. Örneğin bir ilin valisi, yangınları gözlemlemeleri için okullardaki müdür yardımcılarını görevlendiriyor… Siz olsaydınız, bu yöntemle yangını durdurabileceğinizi düşünür müydünüz?

Şu anda Amerika’dan 300 kargo uçağı almak için teklifler sunuluyor. Bir uçağın maliyeti yaklaşık 100 milyon dolar; toplam 30 milyar dolar. Üstelik bir uçağın ömrü yalnızca 25–30 yıl. Düşünsenize: Eğer bu kaynak Bayburt’ta kullanılsaydı, şehrin bir köşesinde “yangın söndürme uçakları üretecek fabrikalar” yükselir, binlerce kişi burada iş bulurdu. Bayburt’un gökyüzünde eğitim uçakları uçar, pilotlar ve itfaiyeciler yangın tatbikatlarıyla yetişirdi. Orman memurları ve acil müdahale ekipleri için modern eğitim kurumları açılır, yangınlar başladığında Bayburt’tan gönderilecek ekipler hızla harekete geçerdi. Şehir, ülkemizin yangınlarla mücadele merkezi hâline gelirdi. Bayburt, göç veren bir il olmaktan çıkar, hatta göç alan bir konuma gelir miydi?

Ama yapılmıyor; kaynaklar düşüncesizce yurt dışına akıtılıyor. Her bir ağaç, her bir canlı, her bir çocuk bu yangınlarda risk altında. Sizce bu savurganca harcamalar akıl ve vicdanla bağdaşır mı? Eğer felaketlerle gerçekten mücadele etmek istiyorsak, her kuruşumuzu, her kaynağımızı akıllıca kullanmak zorundayız. Yoksa sadece ağaçlar yanmaz; köylerimiz, evlerimiz, insanların güvenliği ve geleceğimiz de yanıyor.

Şimdi sorun kendinize: Siz olsaydınız, bu felaketi önlemek için ne yapardınız?