Hak Değil, Güven Sarsıldı

Abone Ol

Balık Baştan Kokuyorsa, Susmak da Suça Ortaklıktır

Bugün en çok konuşanların değil, en dürüst kalanların içi yanıyor.

Son günlerde patlak veren sahte diploma skandalı aslında yeni bir mesele değil. Bu, yıllardır içten içe çürüyen bir sistemin dışa vurmuş hâli.

Doktordan mühendise, öğretmenden imama kadar uzanan bu sahtecilik zinciri yalnızca bir dolandırıcılık değil; toplumun güvenine vurulan bir darbedir. “Suçlu bağırır, suçsuzun yüreği oynar.”

Ne doğru bir söz...

Ben bu çarpıklığı yıllar önce bizzat yaşadım.

2006 yılında Üsküdar’da bir ilköğretim okuluna müdür olarak atandım. Göreve başlar başlamaz, okulda sözleşmeli çalışan bir sekreterin yaşam biçimi ve harcamalarındaki tutarsızlığı fark ettim. Küçük bir şüpheyle başlayan araştırmam, büyük bir sahtekârlığı ortaya çıkardı.

O kişi, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü’ndeki görevlendirilmesi sayesinde sistem şifrelerine erişebiliyor, hatta zaman zaman Malmüdürlüğü’nde de görevlendiriliyordu. Bu yetkisini kullanarak kendini kadrolu öğretmen olarak sisteme kaydetmiş. Dört yıl boyunca hem maaş hem de ek ders ücreti almıştı.
Belgeleri topladım, durumu Üsküdar İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne rapor ettim. Sonunda dava açıldı, sahtekâr tutuklandı. Haksız edindiği dört yıllık kazancı geri ödettirildi. Ama kısa süre sonra serbest bırakıldı.

Asıl acı olan şu: Dolandıranı değil, dolandıranı ortaya çıkaranı yargıladılar.

Evet, yanlış okumadınız.

Ben, “görevi ihmal” iddiasıyla mahkemeye çıkarıldım. O gün anladım ki, bu ülkede bazen en tehlikeli şey, doğruyu söylemekmiş...

Diploma sadece bir kâğıt değildir; arkasında alın teri, umut ve emek vardır. Birileri o emeği sahte imzalarla kirletiyorsa, bu yalnızca bir suç değil, bir utançtır. Bugün liyakat yerine torpil, doğruluk yerine sessizlik değer görüyorsa, orada düzen değil; çürüme vardır.

O çürümenin kokusu artık hepimizin içine sinmiştir.

Susmak kolaydır.

Ama unutmayalım: Susarsak, bir gün o sahte diplomalılar çocuklarımızı ameliyat edecek, inşaat yapacak, sınıflarına girecek, kürsüye çıkacak...

O zaman en çok kendi sessizliğimiz acıtacak.

“Balık baştan kokar,” derler.

Doğru.

Ama biz susarsak, o koku toplumun her yerine yayılır.

Bir gün hepimiz o kokuya alışırız.

İşte o zaman vicdan, en ağır mahkeme olur.

Bugün binlerce sahte diploma ortaya çıktı.

Yine aynı soru soruluyor: “Biz nerede yanlış yaptık?”

Cevap belli:

Yanlış, adaleti eğip bükmekte.

Yanlış, liyakatten uzaklaşmakta.

Yanlış, susmakta.

Artık susmanın zamanı değil.

Doğruların yanında dimdik durmanın zamanı.

Çünkü bazen bir yürek oynar da, bir toplum uyanır...